Vahşetin Ortasında İdlib

Dün gece uyku sorunu yaşadım. Gece 3’te bile uyanıktım. İşe de ancak öğle başlayabildim.
Bunu neden yazıyorum biliyor musunuz?
Vicdan ve yaşananlar karşısında hissettiğim sorumluluk yüzünden.
İdlib’de yaşananlar Birinci Dünya Savaşından sonra pek çok yerde yasaklanmış bir olayın, kimyasal silahların kullanılmasının etkileriydi bunlar.
Savaşta ne olursa olsun karşısında olan insana insaniyet yapmaktır Müslümanlık.
Haşere ilaçlaması yapar gibi hareket etmek değildir.
İsrail’in Fosfor bombalarına da Suriye’nin zehirli (toxic) gazlı saldırılarına da bu yüzden karşıyım.
İsrail yönetiminden ne farkı kaldı Esad’ın.
Bugün bir de şu görüntüleri de gördüğümde iyice içim gitti.
İzlemek için 18+ yaşında hatta bir vicdanınız varsa yanınızda sarılabileceğiniz birileri ile izleyin:
Baştan beri iç savaşı çıkartanlar konusunda kızgınlıklarımı belirttim. Kaç defa karşılıklı çatışmalarda işid, esad ve öso kimyasal silah kullanıldığı hakkında haberler de geçti.
Fakat şehir halkına toplu olarak böyle bir saldırı yapılması asla kabul edilemez.
Ateşkes Savaşı
Gelişmeleri an be an takip ediyorum.
Suriye’de Esad ve ösotürk ordusunun membiç harekatı sırasında toprak kapma yarışını da gördüm. Esad’ın attığı kazığı da biliyorum.
Sebep neydi?
Fırat’a kadar gelip İşidi de alarak Öso’ya çok fazla toprak kazandıracak diyerek Türklerin önünü kapamak, taş koymak ve engellemek.
Sen yine güneyde Işıd ile toprak bağını kestiğinde yine alacaktın şimdi aldığın yeri.
Her yere hakim olayım diyerek çabalarken koyduğu taş kendisine yararı yeterince olmadığı gibi iç savaşın bitirilmesini geciktirdi.
Kürtler ile pazarlığa oturarak kendi topraklarından da bizim torpaklarımızdan da kayıplar oluşma ihtimalini güçlendirdi.
Arada attığı bombalardan da haberdarım.
Ardından ÖSO’da İdlib’den Hama’ya yürüyüş gerçekleştirdi.
Çünkü aradaki anlaşmayı diğerinin barışa katkısını engellediği için Esad bozdu.
ÖSO ve Esad Suriye’de barış kalıcı olduktan sonra iki hakim olduktan sonra pazarlığa oturabilirdi. Kendi menfaati için her yer benim olsun diye çabaladığı için barışa zarar verdi.
ÖSO yürüyüşü gerçekleştirdiğinden sonra bobmardımanlar tekrar artışa geçti. Şu an gördüğünüz İdlib’e atılan kimyasal silah kendilerinde kaybettikleri şeylerin intikamı.
Arkadaş, böyle bir vahşet yok.
Erdoğan’dan ricam bu kimyasal silah olaylarını BM meclisine taşıyabiliyorsa taşısın.
Varsa tüm devletler ile konuşsun. İnsanlara ulaşacak şekilde temaslarda bulunsun. Amerika, Rusya ve Suriye gibi kimyasal silahı özgür bırakan ülkelere ambargo kararı verecek şekilde bir baskı oluşturulsun.
İnternette bir dolu madde ile kimyasal silahın serbest olduğu devletler biliniyor. Amerika ve Rusya barışın koruyucularıyız diye göz boyarken bu silahları kullanma yetkisini ellerinde tutuyorlar.
Örnek olması gerekirken Suriye ve diğer devletlerin kullanmasında etken olacak şekilde bahane veriyorlar ellerine.
Evet şu an bencilliği kısmında laf ediyorum. Fakat bu vicdani bir mesele. Eğer gerçekten vicdanını menfaatlerinin üstünde tutuyorsan bunun için uğraşırsın.
Amerika ve Rusya gibi devletler ile menfaatler bir yere kadardır. Onlara bağlı olan her zaman bağlı olur. Menfaatleri için uğraşan da onlar için pazarlık olarak satar bu şartları da.
Hatta elinden geliyorsa fosfor bombasını da yasaklılar listesine aldırsın. İsrail kullandığı için öyle bm’den kimyasal silah klasmanında görülmemiş gibi kıyak geçilmesi de engellenir belki.
Gerçekten dünya lideri olarak görüyorsan misyonun bellidir. He ben bencil olarak seni gördüğümden inanmasam da tüm dünyada kaos ve savaş getiren hareketler yerine bir kez de yapıcı ve tüm dünya vatandaşlarına katkı sağlayıcı hareketler ile gel.
Öyle savaşlar ile dünya liderliğini istediğinde gördüğün gibi kendi devletin bile tehlikeye girebilecek derecede aşağı bir duruma düşüyorsun.
Çok değil 7 senede gelen hal ortada.

Kimyasal Silah Kullanımı

Geçenlerde Türkiye Kimyasal Silah Kullanıyor iddiaları vardı. Aynı şekilde Suriye için de geçerli bir söz vardı. Hatta Suriye’de olan örgütlerde de bunlardan olduğundan bahsedildi. Ardından bu konu hakkında araştırma yapmaya karar verdim.
Chemical_Weapons_Convention_2007 kimyasal sahibi olan açık mavi yasaklanan koyu mavi
 
Gördüklerim şaşırtıcıydı. Çünkü Kimyasal silah üretimine karşı konvensiyonu (convention) çoğu ülke imzalamış ama asıl bu kampanyayı etrafa yayan ve imzalatmaya çalışan hiç bir devlet imzalamamış.
 
Rusya, Çin, Japonya, Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa, Suriye, İran devletleri imzalamadığı için bunlar ile ilgili yok kimyasal silah kullanıldı yok bilmemne yapıldı denildiğinde açık açık imzalamadık diyebilecek konumdalar.
 
Chemical_Weapons_Convention_2007 kimyasal sahibi olan açık mavi yasaklanan koyu mavi 1
İşin garip yanı Halepçe’de Kimyasal Silah kullanıldı diye Irak’a giren pislik Amerika kendisi bu antlaşmayı imzalamamış!
 
Arkadaşlar açık bir şekilde söylüyorum bu Büyük devletler bu anlaşmayı imzalamadıkça gerçekten diğer devletlerin imzalamasının bir manası yok.
 
Suriye’de yaşanan kimyasal silah durumu da bu şekilde açıklık kazandı. Çünkü imzalamadığı için orada karşılıklı kimyasal silah savaşı yapılması da doğal oluyor.
 
Arkadaşlar biz ülke olarak bu antlaşmaya imza attığımız için kural tanımayan Tayyip Erdoğan bile bu konuda kural tanımamazlık edemez. Çünkü bunu ederse sonuçları çok ağır olacağından yapmaya cesaret edemez.
 
Ayrıca ben şu an sıradan bir ülke vatandaşı olarak bunu gördüğümde eğer bir devlet sahibi olsaydım şunu yapardım. “Eyyyy Amerika Eyyy Rusya sen imzalamazsan ben de imzalamıyorum” derdim. Tabi bunu bilen kaç kişi vardır ben de bilmiyorum.
 
Bu antlaşma sadece küçük devletlerin büyüğe karşı isyana kalkmaması için hazırlanmış tuzak bir antlaşma gibi. Düşünsenize. Size karşı silah avantajları olan bir devlet size tahakküm kurma şansına sahiptir.
 
Ben küresel oyunlarda sadece İkinci Dünya Savaşının Kahramanları ile Amerika uydusu Japonya gibi devletlerin imzalamadığı antlaşmayı tanımıyorum. Çünkü Baş nereye giderse diğerleri de onu takip edebilir.
 
Örnek olmaları ve ilk imzalamaları gerekirken tam tersi imzalamayan tek onların kalması hiç de olması gereken bir davranış değil.
 
Eğer öyle imzalamıyorsanız da o zaman bilin ki kimyasal silah hakkında bir kamuoyu yapıyorsanız ve insan algıları ve duyguları ile oynuyorsanız da ben karşı çıkarım. O zaman ilk önce iğneyi kendinize batırın o antlaşmayı ilk siz imzalayın. Siz zaten kabul ediyorsunuz kimyasal silahın dünya gerçeği olduğunu.
 
Ayrıca İsrail Gri renkte onun durumu da bilinmiyor adı altında yasallaşma imkanı sunulmuş. O yüzden Amerika = İsrail mantığı onun da kabul edeceği açık bir şekilde bellidir.