İran
Paralel Devlet Yapılanması ve Tanımları
Kürt Milliyetçiliği ve Kürdistan
Kürt Milliyetçiliği ve Kürdistan
–
Ülkemizde sürekli kaşınmaya çalışılan bir sorun var. Bu sorunun adı da Kürdistan. Devletin politikası Turgut Özel devrinde Irak’tan kaçanları almak olmuştur. Şimdi ise onların bazı yamuklarına göz yummak olmuştur.
–
Yapılan iyilik politikalarının ardında bile ülkemiz ile ilgili şu an bazı projelerin ürünü olarak teşvik ediliyorlar. Örneğin ülkemizde stratejik alanlara yayılmak ve nüfus dengesini değiştirmek, üreyerek halk üzerinde kültürü değiştirmek, toplumda Amerikan ve Rus ajanlığı yapmak ve her türlü oyunlarına alet olmak gibi dertleri var. Müslüman olanın bile normal gözükse bile akıllarını çeldikleri noktalar var batılıların.
–
Bu kadar çok üremeleri de normal değil mi? Hem bizim elektrik paralarımızın %30 una fabrikaları bile düzgünce yokken ortak oluyorlar hem de kaçakçılıkla yaptıkları konfor alanı ile paralarına para demiyorlar. %30 denilen miktarı boş görmeyin. Bizim ülkenin fabrikaları dahil hepsinin elektriğinden kesilen bu %30 kişi başı tüketim olarak biz 1 elektrik tüketirken onların 6 elektrik tüketmesine bedel. Her şeyde böyle yaptıkları halde hala bize nefret ile bakıp bizden toprak talep etmeleri de ayrıca bir ikiyüzlülük
–
Toplumda Türkiye’de yıllarca emek vermiş memur kişilerin bile memleket sevdasının düzgünce oluşmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Müslüman namazında niyazında başka etnik Kürtlerin hepsine baktığımda hepsinin kendi aralarında örgütlenip diğer Anadolu insanlarından ayrı sofralarda yemek yedikleri ve bazen başka yanına gelenler olursa misafir gibi karşıladıklarını görebilirsiniz. Aslında yabancı kültür gibi bakmaları bile aramıza sokulan nifaktan dolayı onların gönüllerinin bizim ile bağının kesildiğinin göstergesi olarak görülebilir.
–
Ben toplumumu düşünüyorum. Toplumumun refahı, huzuru ve mutluluğu için yapılması gerekenleri yazacağım.
–
Kürdistan kurulmak zorunda kalırsa eğer:
–
Kuzey Irak’ta Kürdistan kurulursa eğer tüm çevre toplumların hepsinin (Suriye, Irak, İran ve Türkiye) nüfus mübadelesi yapmasını ve o topraklarda olan kendi etniklerine de kürtlere huzur vermesini istiyorum.
–
Yer altı kaynakları bla bla edebiyatı yapmayın. Ben Doğu Anadolu’mu kazanmış olursam hakkari’ye kadar huzurla dolaşabilirsem gerisi önemli değil. Ben sırtımdan geçinen beleşçi kitle ve kaçakçı kitle ile yaşamak istemem.
–
Irak Musul ve Kerkük şehirlerini elinde tuttukça sıkıntı yok.
–
Tek sıkıntı baştan beri söylediğim gibi devlet oluşturulmamasına çalışma derdiydi. Gördüğünüz gibi Fırat Kalkanı hareketı öncesinde Halep Türkiye nüfuzuna gelecek kandırmaları ile bize ihanet ettiler. Çünkü onların derdi her zaman tüm bu topraklara hakim olma isteğiydi Hatay’dan itibaren. Alacaklarsa sadece Erbil ve Süleymaniye’nin hakimi olmak hakları olabilir. Bizi orta asya anavatan diyerek göndermeye çalışanlar da ancak kendi anavatanlarında olan topraklara sıkışma haklarına sahip olabilirler ancak.
–
Devlet oluşturduklarında İsrail gibi Batılıların yandaşlığını yapan toplum olma ihtimalleri yüksek. Savaş silahları, uçak ve tank gibi şeyleri Amerika’dan satın alma ve hibe edilme ihtimalleri yüksek. Devlet olamadıkları için Suriye’de şu an uçak uçuramıyorlar tankları yok. Nüfus mübadelesinde er kürt ile hain kürtte iyice anlaşılacak olur.
–
Bizim topraklarımızda yabancı nüfuzu olacağına kürdistan topraklarında Müslümanlar eliyle Türkiye nüfuzu olur. Belki ileride hükumeti kapışan AB ve İsrail’lere karşı Müslümanlığı hatırlayıp bizim elimizle destekleyeceğimiz bir hükumeti seçmeye destek olurlar.
–
Evli kürtlerde de yarı yarıya dominant olma ihtimali var. Gerçekten de Türkiye’ye sadık kitle olsa da onları da garanti olsun diye kürdistan vatandaşlığına hediye edelim. Bir de kürtlerin topraklarının da devletin olacağı olayını da eklersek al sana yeni evler iş yerleri ve huzur içinde çalışabilecekleri alanlar.
–
Ben kafam rahat olsun istiyorum. Artık sırtımızdaki kamburdan kurtulmak istiyorum. Devlet kurmasınlar istiyordum ama artık su havzalarımız ve topraklarımızın eminliğini istiyorum. Sürekli bunu şantaj malzemesi yaparak hem de bizim üzerimize kullanıp sürekli baskı altında tutmaları da büyük sıkıntı veriyor.
–
Bakalım o bölgede huzur olacak mı? Lüksemburg mu olacak yoksa Uganda mı? Ben devlet istemiyordum fakat riskleri çok yüksek olduğu için. Mutlu ve huzurlu olacaksak böylesi daha iyi değil mi? Tüm Ortadoğu topraklarında olan Musul Kerkük dahil haklarından vazgeçtikten sonra onlar o bölgede etnik olarak devletlerini yaşayabilirler.
–
Kıbrıs davasında bizim kültürümüze ve dinimize karşı savaşın bir ürünü olduğu için orayı elimizde tutmamız gerektiğinden bahsediyordum. Biliyorsunuz Mahabad bölgesinde yani Batı Azerbaycan’da da hak iddia ederek bizim kültürümüzle sınırımızı kesmeye çalışıyorlardı. En iyisi topluca bu sorunlara çözüm için böyle bir yol izlemek. Ya mübadele yada asla.
–
Onların yer altı kaynakları ve nüfusu olacak ama bizim de topraklarımız ve çalışkanlığımız olacak. Bakalım tembel tenekeler rahata alıştığı gibi devletlere karşı hedef göstermeye alıştığı gibi yaşayabilecekler mi? Bakalım kendi iç çatışmaları ve batı desteği ile nasıl bir devlet olabilecekler.
–
Tek bir şey istiyorum devletten. Kürdistan vatandaşlarına Türkiye’de tapu yasağı getirilmesini istiyorum. Hem de yandaş müteahhitlere de iş kapısı çıkar. Alın size milyonların evi inşaati ile kürdistanı inşaa etmek. Gazanız mübarek ola. He unutmadan. %10 komisyonumu isterim! Sizin tarifeden.
– Buradan sonrası sadece facebook kısmında var –
Ülkemizin cennet gibi bir yer olmasını istiyorum. İki yüzlü, kaypak, hırsız, yalancı, dolandırıcı insanları minimuma indirip, cesur, akıllı, dürüst, çalışkan ve azimli insanların arttırılması için çalışıyorum.
–
Toplumumuzun vergilerinin çoğunu emen bir vakum olarak doğuda her işimize engel çıkartıp hala daha ağalıkları ile yaşayan kültürün toplumsal normlara direnç göstermesi de bizi yaralayan ve ayak bağı olan en net göstergelerden birisidir.
–
Unutmayın benim sevdiğim kürt etnik yapısında arkadaşlarım da var. Ama onların da nadir olarak samimi olarak toplumla barışık kesimleri var. İstisnalar kaideyi bozmaz temasında onlara da aynı şartlar yapılmak zorunda maalesef.
–
İsrail gibi bir hayal ile kültürel zehirlenme yaşatıldı onlara. Batı desteği ile yaşayan mı kendi emeği ile yaşayan mı bir yere gelir bunu net göreceğiz. En azından biliyorum ki çalışanın her zaman kazanır. Deney sonucu belki şaşırtır ama görürüz elbet.
–
Ekstradan yazayım
–
Biz balkanları 1878 veya 1911 de kaybetmedik. 1809 – 1814 arasında sırp prensliği kurulduğunda kaybettik. Çünkü diğer hepsine milliyetçilik umudumu aşıladılar bunu örnek vererek.
–
Bizi tercih eden müslüman olanlar bile aleyhimize çalışır bu topraklarda kalırlarsa
–
Benim derdim milliyetçilik değil. Türk ve Arap kardeşliği ile beraber müslümanlığı yaşatmak. Milliyetçilik üstüdür bu olay. Farslarda pek ümit yok. Malezya ve hint kültüründen müslüman olanlar da samimi ise onlar da bizimledir.
–
Toplumda bir uyumsuzluk var. İnsanları nefret ile körükleyip aramızda kan davası yaratıp paralarına para katma amaçlarındalar. Onun yerine birbirimizi saygıyla anabileceğimiz noktaya çekmemiz lazım.
–
İran Irak Türkiye ve Suriye Konferans yapıp Lozan gibi özerk bölgeye bağımsızlık vermek suretiyle kendi egemenlik haklarımıza fayda sağlayacak bir antlaşma yapabilir. Amerika ve Rusya olmayacak. Müslümanların meselesi Müslümanların arasında olur. Araya kendi fayda sağlayacakları maddeler ve egemenlik haklarımızdan tavizler vermemiz için gelirseler ellerinden geleni yaparlar. Biz bu bölgenin egemen devletleriyiz bunları unutmayın.
–
Antlaşmada terkedecekleri gün alabilecekleri eşyaları alarak gitmelerine izin verilecek. Firma, tapu ve eşyalar devlete kalacak. Lozan’da bizim Balkanlardan vazgeçmemiz için elinden geleni yapanlar doğuda büyük Kürdistan hayallerinden vazgeçmesine karşılık nüfusuyla o bölgede bağımsız olacaklar. Biz güçlü olduğumuz dönemde kontrollü vazgeçiş ile o bölgeden vazgeçeceğiz ki geleceğimizi teminat altına alalım. Onlarda büyük ideallerinden vazgeçecekler ki istedikleri hayallerin nasıl olduğunu görecekler.
–
Oradaki halk da üzülmesin devlet bizi üzdü diye. Emin olsunlar oranın pasaportları Avrupa ve Amerikada veya Rusyada daha geçerli olacağı için o bölgelere yerleşirler ilerleyen zamanlarda. Gezebilecekleri için sevinsinler bence.
–
Böylelikle Amerika’nın Suriye’de olma sebeplerinden birisi daha kalkacak.
–
Sözde Kürdistan haritasında geçerli olan hedef alınan tüm kavimler esas alınmalı. Belki Luristan’ı tam sayılmayacağı için aradan çıkartılabilir.
–
Burada bir oyun oynuyorlarsa bizim de oyunlarımız olmalı. Devlet olarak geleceğimizi bize sadık her kesimle sağlayabiliriz. Aynı şekilde Kürtlere de istedikleri devletlerinde yaşama imkanını vermiş olduğumuz için belki bizim yönetim ile kendi yönetimleri arasında bağdaştırma kurup bize asıl saygı ve sevgilerini gösterirler.
–
Turgut özal aynı zamanda elektriği de getirmişti doğuya. Şu an kaçak elektriğin müsebbiblerinin asıl faili de Özal’ın kendisi olmuştur. İyilik et denize at demişler peşinden de adamlar yine nankörce elektriği aldıkları gibi o sistemler bağlandığı gibi hemen hırsızlıkla oraları bize karşı kullansınlar.
–
Türkler ve başka ülkelerden gelen Arap, Afgan, Suriyeli ve yaşlı Libyalı dedeleri ve çocukları da yerleştirecek yer olarak burayı görebiliriz. En azından ülkemize gerçekten emek verecek sadakatte olanları. Gidip sahilde nargile içip devlete küfreden Araplar veya sizin yüzünüzden diyenler veya Ömer Halisdemir’in heykeline atar gider yapanlar ise sınırdışı edilir. Kendi hallerinde istedikleri boku yesinler ama iyi kötü de olsa süren durumda insanların değerlerine saygı duysunlar.
–
Başörtülülere de kısa etekliye de saygı duymak gerekir. Sonuçta saygı duyacaksınız ki karşılıklı iletişiminiz sürsün. Kürt kökenli vatandaşlar gibi veya bazı Suriyeden gelenler gibi saygı duymayanlar hak etmiyor ülkemizin merhametini.
Kürdistan Adı Altında Ortadoğu’da Kültür Emperyalizmi
Kürdistan Adı Altında Ortadoğu’da Kültür Emperyalizmi
–
Bölgede sınırları değiştirmek için çok uğraştılar. Sevr antlaşmasında ve daha öncesinde de yüzlerce kez denenen bu doğumuzda devlet kurma aşamalarının çok derin manaları var onlar için.
–
Bilale anlatır gibi anlatıyorum. Değerli halk iyice kulak kabartın sözlerime.
–
Yıl 1980 lerin başı. Irak Amerika’nın gazıyla İran’a saldırıp orayı ele geçireceğini düşünür. Fakat tek bir adım ileri atamaz. Savaş sonrası bir skandal patlak verir. Adı da Watergate’tir.
–
Watergate skandalını bilmeyenler vardır. İran – Irak savaşı sırasında Amerika’nın İran devrim ordusuna silah sattığı hakkında haberler çıkmıştır ortaya. Amerika hükumeti ise değişmiştir bu olay sonrasında.
–
Şimdi Irak’ta İŞİD yaratıldığında Sünniler hedef alındı ve bölge sünnilerden arındırılmış bölgeye dönüştürüldü. Ardından da PKK / PYD milisleri ile Haşdi Şabi milisleri ile örgütsel olarak, Esad ve Irak şii hükumeti ile Rus amerikan ortaklığında ele geçirildi.
–
Buradan sözlerimi söylerken Su ve Petrol Buzağıları ve Yahudi muhabbetleri dışında bunları da görerek devlet başındakilerin zararına zannettiği sözleri söyledim. Esad ile nasıl anlaşılırmış?
–
Hahayt üç dört hamle sonra ne olacağını bilse bunları düşünür müydü acaba. Düşman gördüğü ile birlikte yok edilmeye çalışıldığını binlerce kez bahsettim.
–
Esad’da ileride topun ucunda olacak, Erdoğan’da. İran’da yıkılıyor Türkiye’yi de düşünüyorlar. Hatta el altında planları da hazır. Ben burada olacakları gördüğüm için artık bazı şeyleri söylüyorum.
–
İran nasıl bir devlet onu inceleyelim.
–
Hint Avrupa kültürüne sahip bir ad altında ellerinde bol miktarda etnik ve kültürel desen bulunan bir devlet. Bu devletin Amerika ve Rusya tarafından bu kadar desteklenmesinin sebebi de bu kültürel egemenliği.
–
Arapları Hint-Avrupalılara kışkırtarak cezalandırdılar çok kez. Irak savaşı sonrası da Şiileri egemen güç yapma ve şii hilali kurma sebepleri de öyle Şiilerin dinlerinden dolayı değil. Hint Avrupa egemenliğinde bir ortadoğu kültürel değişimi operasyonu.
–
Diyeceksiniz şimdi neden İran’ı yıkmaya çalışıyorlar.
–
Yıkacaklar tabi. Alternatifi daha Avrupa kültürü ile haşır neşir olmuş ve müslümanlığı yozlaştırmayı ve özgürlük altında din propagandası yapabilecekleri bir hint avrupa devleti temellerini atıyorlar.
–
Irak özerk bölgesi?
Tamam
–
Suriye özerk bölgesi?
Tamam
–
Türkiye özerk bölgesi?
El altında ambargo belgeleri hazır bekliyor
–
İran özerk bölgesi?
Ambargo başladı iç kışkırtmalar tamam iç savaşa geçilecek yakında.
–
Adamlar azıklarını garantiye aldıkları için haliyle İran’ı da satacaklar.
–
Avrupalıların, Rusların ( Rusya ) ve Yahudilerin birleştiği tek nokta bu bölgede bir Kürdistan kurulması. Bunu kaç kere iki tarafın da yayınlanmış propaganda youtube videolarını göstererek anlatmaya çalıştım.
–
İran her zaman el altından desteklendi ve müslüman da olsa Hint Avrupalı kültürüne egemen kıldılar. Şimdi ise Hint Avrupalı egemenliğinde İsrail ve Avrupa’nın kuklası partilerin olduğu bir Kürdistan ile Ermenileşme (Hristiyanlaşma) ve Hint Avrupalılaştırma operasyonlarına devam edecekler.
–
Eğer bu senaryo olursa da Yahudiler ile Ermenilerin hükumet kavgasını o bölgede çok rahat görebileceksiniz ileride. Unutmayın yahudiler de avrupa kültürüne aşina oldukları için o toplumların dillerini de bildiklerinden kendi yaşam alanlarına rahat yer açacaklarını biliyorlar.
–
Esad ile ortak olmamız ve sünni arap, alevi/şii arap, şii türk fark etmeksizin neden yabancı devletleri aramızdan çıkarmaya çalışmamız gerektiği umarım anlaşılmıştır. Arap – Türk ortaklığı ve Sünni – Şii birleşmesi günden güne önem kazanıyor. Farsilerin çoğu batılılar ile işbirliği yaptığı veya propagandalarından çok etkilendikleri için onları yahudiden farklı görmüyorum. İyi ve emperyalist düşüncede olmayanlar müstesna.
–
Rusya ile iletişim kurarak, Amerika ile işbirliği yaparak onların ekmeğine yağ sürüyoruz. İran’a da güvenmesek de ortak noktalarda hareket etmek zorundayız. İleride burada Müslümanlar kazanırsa yine batılıların desteklemesi ile farsilerin güçlendirilmeye çalışacağını da kesin ve kesin olarak söyleyebilirim.
–
Müslümanlık davasını öyle çok loş ve boş şekilde algılayarak ve küçümseyerek beni çok yanlış yapıyorsunuz. Çok söylemek istediğim şey olsa da artık herkesi kendi özgürlük alanlarına bırakıyorum. Devletler kendi menfaatleri uğruna benim isteklerimi ve dengeleme mekanizmalarımı yok ediyorlarsa hepsi kendi yaptıkları ile çetin imtihanlara tutulacaklardır.
–
Sonuçta ben gönülden başlayarak bu işi yaptım ve bir ricamı da yine çok derin sebepleri ve karşılıklı faydaları sağladığı için yapılmıyorsa o iş yaştır. Seneler sonra tekrar okuyun bu yazımı. Çevreyi ne kadar net analiz ettiğimi o zaman daha iyi anlayacaksınız.
–
Bunu halklara uyarı olarak yazdım. Devletlerinizi de bırakın kendi aranızda dayanışmaya başlayın. Hiçbir devletin başındakilerinin menfaatlerinden başka şey düşündüğüne inanmıyorum. Çünkü deneme yanılma yöntemim yine olayı net gösterdi.
–
Bu süreç böyle gittiğinde dediğim gibi ya birleşmemiz lazım gerekecek yada ben de dahil iyi insanlar şimdiden başka ülkelere biletlerimizi hazırlayalım. Menfaatçilerin kendi cehennemlerinde baş başa bırakalım. Sistemler sadık vatandaşları olmayınca kendi kendini eritecek bitirecektir nede olsa.
–
Biz kendi yağımızda kavrulup müslümanlığımızı da gideceğimiz ülkemize hizmet etmeyi iyi biliriz. En azından halk bizi görünce belki sahte İŞİD gibi olayların verdiği pislik imajların ne kadar da geçersiz olduğunu anlarlar.
–
Barış pınarı operasyonunda niye Rusya ve Amerika ortak olarak o bölgede devriye operasyonları ile Türkiye’yi durdurmak ve Kürt bölgesini oluşturmayı düşünüyor anladınız mı ?
–
Suriye’de gerekirse anayasada sadece Sünni Arap ve Şii Arap özerk bölgeleri olacak şekilde bir oluşum oluşturulacak ama etnik yapıya girilmeyecek bir durum olması lazım. Etnik girerse aynı zamanda planın devamı olur. Gerekirse Müslüman devletler topluca ambargo yesin birbirlerini besleyerek hayatta kalabilirler. Ama birbirlerini yediklerinde hayatta kalamazlar. Halklar bilinçlenin ve buna göre birleşin.
İran Azerbaycan Halkına Tavsiyem
İran Azerbaycan Halkına Tavsiyem
–
Orhon ( Orhun ) Kitabeleri Anıtlarında bulunan yazıtlar gibi aklınızda tutun bu kelimelerimi.
–
Müslüman devletlerini böldürme hesapları ve Kürdistan kurma hayalleri içerisindeler. Bu hayaller Azeriler ile aramızda bulunan nüfusumuzun bütünlüğünü parçalama maiyeti de içermektedir.
–
İran yönetimi şu an Amerika Ambargosu nedeniyle yokluk çekmekte. Evet belki yönetimini beğenmediniz, belki de hiç umursamadınız. Beluciler dahil sizleri kışkırtarak toplu isyan içerisinde tutabilirler inanmayınız.
–
Farsi toplumlar birbirlerini yesinler. Siz barışın temsilcisi olunuz.
–
Onlar azalırken siz devlet ile bir şekilde iyi geçinin. Devlet olmayınca neler olduklarını Libya, Suriye ve Yemen gibi ülkelerde gördünüz.
–
Eğer devlet Failed State (Düşkün Devlet) haline gelirse ve farslar birbirini boğazlarsa o zaman geçici hükümetinizi kurun ve strateji uygulayın.
–
Aranızda işid ve el kaide gibi unsurlar barındırmayın. İtibar etmeyin. Varsa da hemen toplumdan dışlayın. Başka zaman Amerika’nın Pjak ile birlikte kafanıza bombalar yağdırmaya çalışacağını unutmayın.
–
Amerika’nın özellikle Doğu Türkistanlı Türkleri Suriye’ye getirdiğini ve orada nasıl bir şekilde yapılanma kurduğunu hepiniz gördünüz. Şimdi de Suriye’de asıl muhalif kanadı da bunlar yüzünden bombalıyorlar.
–
Ekonomik kriz olduğu dönemde çok az paraya çok kişi ruhunu satacak durumda olabilir. Siz onlardan olmayın. Gerekirse akrabalarınız ile dayanışma yapın ve bir şekilde birbiriniz ile olan küslüklerinizi bitirip nasıl bu dönemi atlatırız onları düşünün.
–
Casuslar sürekli size rejimi kötüleyecek hareketlerde bulunacaktır, bazen de direkt sanki kendileri ekonomik krizin sebebiymiş gibi davranabilirler. Bunlara itibar etmeyin.
–
Sünni ve Şii gibi kavgalar ile de özellikle ayrıştırmaya çalışabilirler. Az da olsa sınır bölgelerde Sünni kesimleriniz var. Siz Müslümansınız unutmayın. Horasan Ehli olmaya uygun davranın. Adab ve hareketinizi bu dönemde koruyun.
–
İran iç savaşı olur ve bölünmeye başlarsa muhalif kesimi de asıl grubu da tutmayın. Orada ilk önce birbirini yemesini bekleyin. Amerika ve Rusya’nın kapışmasında PYD gibi iki taraftan da kazanç elde edecek gibi davranabilirsiniz. Hem İran’a saldırmayıp hem de Türkiye ile yardımlaşıp orada İşid veya El kaide hortlatılırsa onlara Pjak milislerinden önce saldırıp sınırlarınızı geliştirebilirsiniz. Pjak ve Amerika yandaşı bölücü grupların sizin düşmanınız olduğunu unutmayın. Tebriz’i de hedefe aldıklarını BOP haritalarından göreceksinizdir.
–
Eğer belirli süre sonra 5 belki 10 sene sonra Amerika bu savaşın uzamasını sağlarsa Fars güçleri kuvvetten düşeceği için yine nüfusunuzun İran’da olan yoğunluğu artacağından hükumeti alacak güce rahatlıkla erişirsiniz.
–
Yazıda olan amacımı anlamışsınızdır umarım.
–
İlk olarak İran’ı bölenleri engellemeye çalışmak.
–
İkinci olarak İran bölünür ve iç savaş kesinleşirse de burada en uzlaşmacı tutumda durup Müslüman olan siz olun.
–
Üçüncü olarak da sizin nüfuzunuzu ve saygınlığınızı arttırmak.
–
Bunları her türlü İran devletini koruduğunuzda da İran sınırları bölünürse bile tek devlet yapmaya çalışın. Bölünmek en mantıksız olay ve siz de bu oyuna düşmeyin.
–
Biliyorum çok zor bir dönemden geçiyorsunuz. Hatırlayın bu sözümü.
–
“Vaktinde sabreden, sabrın karşılığına muvaffak olacaktır.”
–
Sünniliği yok etmek için Irak ve Suriye’de operasyon yaptılar şimdi de Müslümanlığı. Zamanında Adam kayırma yüzünden olan gruplaşma sonucu Sünni’lik ve Şiilik oluştu. Bu durum geçti gitti hala daha ben Ali’ciyim ben Muaviye’ciyim tartışmasının da gereksiz olduğunu düşünüyorum.
–
Öpüşüp koklaşın ve Müslümanlar olarak barışın. Devir birbirine küfretme devri değil, devir birlik olma devridir.
–
Başka türlü kimse başını kaldıramaz bu tür baskılar yüzünden. Hatırlatayım eğer Müslümanlar bir devlet olsa Dünyanın İkinci büyük devleti olur. Siz bu kadar güçlü bir nüfusumuz varken neden hala daha devletlerin en hakiki Müslüman benim oyunlarına da düşüyorsunuz bilmem.
–
Devletinizi dahi ikna edin bence. Müslümanlık birleşmeli. Oyunu parça parça Arap Baharı başından itibaren araştırın ve anlatın. Bir kişi bile bu olayın tüm Müslümanların birleşmesi gerektiği şeklinde anlarsa kazançtır. İyi günler dilerim sizlere.
–
Siyasi figür olmadığım için size tavsiyeler verebiliyorum ancak. Sizde bulunan siyasi figürler bunları başaracaktır. İnanıyorum.
Sistemsel Evrim Hipotezi
Suriye Politikası – İttifak Müzayedesi
Suriye Politikası – İttifak Müzayedesi
–
İlk başta yazıyorum bu yazının bedeli ülkemizin kazandığı menfaatin parasal değerinin %10’u kadarını ülke olarak bana vermeleri olacaktır. Allah’ta vekildir bu konuda. Zarar vermeye çalışırsa bu devletler zaten bir şey istemiyorumdur. Böyle durumda kendi güvensizliklerini özellikle dış basında bahsedip neden bu yolu izlediğimiz anlatılmalıdır. He olursa beni stratejist olarak işe almaları da mantıklı olacaktır devletin.
–
Suriye devletinde Türkiye ile Amerika ve Rusya arasında çetin bir diplomasi üzerinden menfaat savaşı yürüyor. Türkiye karşılıklı Amerika ve benzeri gruplar ile hafiften hafiften restleşme yolunda olup Rusya yanlısı politika izlese de belirli sınırlarda durması gerekmektedir. Rusya bazı noktalarda gelecekte olabilecek bazı şartlarda güven vermeyen bir yol üzerindedir.
–
Ülkemizin yolunun tam bağımsız Türkiye yolu olması gerektiği unutulmamalıdır. Rusya tarafı ile ortaklık yapabiliriz, dirsek temasında bulunabiliriz ama asla uydusu olmamamız gerekiyor. Şu an uçak alımı vb. şeyler ile bağlarımızı güçlendirsek de ortak olmamız ile uydu olmamızın farklarını anlamamız gerekiyor.
–
Statükoyu koruyalım ve bekleyelim dediğimde onların karşılıklı hamlelerini görmek ve bize karşı yapacağı hamleleri görmek içindi. Sonra da Suriye’nin gözlem nokta civarlarını vurmaya devam etmesi ile yaptıkları şeylerde uyarı vermeye çalışmaları da güvensizlik oluşturacak etmenler oldu.
–
Tarafsız olmamızı neden istediğimi anlamayanlar için tekrar bir noktayı daha söylemek istiyorum. İttifaklarda güvensiz hareketleri olan ülkeler bulunmakta bize karşı. Bunlar halledilmedikçe ve bize güven verecek şartları bize vermedikçe biz bir ittifak için değil kendimiz için iş yapacağımızı göstermemiz gerekiyor.
–
Elbette iki taraf ile ticari antlaşmalar, silah ticareti ve benzeri şekilde ülkemiz/milletimiz/topraklarımız menfaatine antlaşmalar yapabiliriz. Yalnız bu antlaşmalar başka ülkeye daha çok kazandıracak şekilde olmaması gerektiğini de önceden bahsetmiştim.
–
Suriye aracılığıyla Esad güçleriyle kazık atmaya çalışan bir ittifak varsa o zaman biz de karşı tarafı tanırız derken siz bazı anlatmaya çalıştığımı anlamadınız sanırım. Ülkemiz karşı taraf ile de onlar ile de bu güvensiz ortamı engelleyecek pazarlık yapmalı demeye getirdim.
–
Bilmeyenler için söylüyorum güvenilmez ülkelere karşı şartlar sunarsın ki güvenceyi kaybettikleri şeylerin bedel olarak fazla olması yüzünden korumak zorunda kalırlar. Ülkemiz olarak Suriye’de hangi taraf için bizim ülkemiz ve Suriye üzerinde olan planları önemliyse bize isteklerimizi ve eğer karşıda olan da aynısı kabul ederse daha fazlasını vermek durumundadır.
–
Biz de diğer ülkeler ile müzayede oyunu oynayacağız kısacası tarafsız kalarak.
–
Açıkça söyleyeyim ben Suriye’nin tek parça olmasından tarafım. Fakat bazı durumlar vardır ki bu şartlarda üç parça Suriye teklifini de makul seviye olarak ortaya koyar. Bize o şartları sunacak kadar değerliyse o planları versinler o zaman. Karşılığında bir devleti dönemsel ortak, tek askeri teknoloji alıcısı olma gibi faydaları olacaktır.
–
Amerika kısmı için müzayede açılış bedeli şu olmalı:
1 – Membiç, ve SDF’nin sınırdan 35 km uzağına kadar tüm toprakları ÖSO ve Türk askerine bırakacak. PYD / SDF sınıra olan 35 km derinlik içerisinde bulunan Esad’a ile ortak olarak devriye gezdirdiği veya Esad’a verdiği toprakları alacak ve TSK ile ÖSO taburlarına terk edecek.
2 – ÖSO topraklarının bağımsızlığını SDF ile iki taraf ortak olarak tanıyacak
3 – O bölgelerin inşaası Türkler ile olacak.
4 – İran ile tek ticari imtiyazlı ülke biz Türkiye olarak olacağız.
5 –Uçaklar dahil iki tarafın bölgesine de Esad yönetimi saldırdığında ortak olarak karşı tarafa müdahele edeceğiz.
6 – F-35 ve benzeri askeri alımı sürecek savunma füzeleri kalıcı olarak Türkiye’ye hibe edilecek.
7 – PYD ve ÖSO birbirine saldırdığı taktirde askerler olarak bu saldırıları ortak olarak önleyeceğiz.
8 – Suriyeli gelen misafir göçmenlerden PYD / SDF tarafından Türkiye’ye gelenlerin hepsi o bölgeye geri yerleştirilecek. ÖSO güçleri altındaki topraklara ve Esad devrilirse geri kalan Suriye’liler o böglelere yerleştirilecek.
–
Suriye topraklarından sonra bizi bölme riski ve benzeri Türkiye üzerinde yapılacak oyunlar için verilen bedellerdir bunlar. İster kabul ederler isterse Rusya ile anlaşmamızı izlerler. He Rusya’ya da müzayede açılış şartları olarak şunları sunabiliriz:
–
1 – Esad yönetimi o bölgede olan saldırıları kesecek
2 – Esad yurtdışına giden Suriye’lileri şimdiden topraklarına kabul edecek ve tek suriye olana kadar her ele geçirdiği toprağa yerleşimlerine izin verecek
3 – Türkiye ve ÖSO toprakları Suriye tam olarak SDF / PYD’den arındırılana kadar Türkiye’nin korumasında olan Suriye toprakları ve ÖSO topraklarına dokunulmayacak.
4 – Suriye topraklarında inşaat ihalelerinin hepsi Türklere verilecek
5 – Suriye şimdiden Soçi Anlaşmasında olan hükümleri tam olarak kendi devleti içerisinde uygulayacak. Topraklarında Sünni hukuku vb. koruması yapılacak.
6 – ÖSO ve Esad topraklarına saldırı olduğunda birbirlerini koruyacaklar. Uçak saldırıları bitecek. SDF / PYD arazilerine ortak harekat düzenleyecekler
7 – Türkiye tam olarak Suriye topraklarında olan şartlar ve ihaleler süreci tamamlandığında yani tüm yaralar tamir edildiğinde işgal ettiği topraklardan çekilecek.
–
Bu 7. Maddeyi de isteyecekleri için şimdiden ekledim. O bölgede olan tek Suriye politikasının şartları olarak bu da gereklidir.
–
Maddelerde Amerika veya Rusya tarafı nereye yanaşır bilmem. İki tarafta birbirlerine karşı rekabet halinde olursa Sınır düzenlemeleri ve benzeri petrol imtiyazları istenebilir.
–
İşlerine gelirse… Bize uçak veya başka şeyleri tehtid ve şantaj ile sattırmaya satan ülkelerin bizim ortaklığımızda yol ayrımına geldiğimizi ve artık kendilerinin bunda ne kadar samimi olduğunu gösterme zamanı geldi.
–
Üç tarafın da okuduğunu bilerek yazıyorum bunları. Açık ve net olarak anlattığım bu durumlarda yapmayanlar da karşı tarafa avantaj verdiklerini daima hatırlamış olsunlar. Amerika ve Rusya bir değerlendirsin derim. He tabi Erdoğan’da akıllı adam ise bazı yanlış yollardan geri dönecektir. Uçak satın almaktan önce uydu olmadan ortak olmayı öğrensin.
Suudi – İran savaşı ve Türkiye
Tutulmalar, Persler ve Peygamberlerin Tarihi
Tutulmalar, Persler ve Peygamberlerin Tarihi
Seneler evvel (2012 civarı) başladığım sürecin olgunlaşma evresine geldim. Geçmiş defterleri karıştırdım ve tamamlanmamış olan Ay ve Güneş tutulmaları çarklarının nasıl döndüğünü tekrar incelemeye karar verdim.
İlk başta bilimsel olarak döngülerin ve sarosların nasıl etkilediğini tutulmaların birbiriyle etkileşimlerini araştırdım. O arada bir güneş tutulması ile bir ay tutulmasının yaklaşık 7 gün arayla olduklarını öğrendim. Çoğu ay tutulmalarının 6 Ayda bir bu tutulmalar gerçekleştiği ise ekstra olarak söyleyebilirim.
Saros denilen durum bir ay güneş tutulma ekseninin güney kutbundan başlayıp kuzey kutbunda sona ermesine kadar geçen eklemlenmiş kümülatif tutulmalar ailesi olarak diyebiliriz. 18 yıllık eklemlemeler ile ilerleyen 1298-1299 sene süren tutulma serisi olarak bahsedebiliriz. Mesela 11 Ağustos 1999 tutulmasının devamı 11 ağustos 2018 güneş tutulmasında devam etmiştir.
Tutulmalar çok yavaş bir ilerleme döngüsünde ilerliyorlar. Bu dönemde Temmuz-Ocak ve Kasım-Nisan arası tutulmalar olmaktadır. Senede 4 tutulma tüm dünya üzerinde her yeri parça parça geziyor. Genelde 2 senelik süreçlerde tüm dünya üzerinde ay tutulması görülmemiş yer kalmıyor. Güneş tutulması da çok değişik eksen rotası olduğu için 30-40 senede bir bir yerlere uğradığını gördüm.
Bazen parçalı bazen tam olan tutulmalarda ay tutulması güçlü veya tam olursa güneş tutulması parçalı hale düşüyor yada kısa süreli olduğunu gördüm.
Hadislerde geçen ifadede iki ay tutulması, iki güneş tutulması veya bir ay bir güneş tutulması ramazanda olur ifadesi de netliğe kavuşmuş oluyor böylelikle. Ramazan içerisinde bir ay tutulması bir güneş tutulması olursa anlayın ki gelecek tarzı bakabilirsiniz duruma.
Bilimsel başlayan konu Dini konular ile ilgili tekrar incelemeye gelince Peygamber’imizin dönemi tutulmaları ve etkilerini incelemeye karar verdim.
Enteresan bilgilere ulaştım. Şimdi sizlere anlatacağım.
Peygamberler döngüsü Ay Tutulmaları, Devletler döngüsü Güneş Tutulmaları
Devlet dediğiniz en uzun müddetli olan bile 1500 seneyi aşmamıştır. En uzun ve geniş eski dönem imparatorluklarına yani Çin ve Roma tarihlerine baktığınızda bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Doğu Roma (Bizans) yeni bir güneş sayılır. Bir güneş doğuyor veya İmparatorluk güneşi muhabbetleri gibi bir durum söz konusu diyebiliriz.
Peygamberimizin hicret ettiği dönemde olan tutulmalara baktım. 622 tarihini seçerek tutulmaları seçtim ve aradım. Muharrem’in 13 ü ve 28’inde en yakın olan bir güneş bir ay tutulması olmuş gözüküyor.
İşin garip yanı o dönemde muharremde olan tutulmalar şimdilerde safer ve rebi-ül evvel ayları arasında gerçekleşiyor. Ramazana gelmesine daha çok var gözüküyor.
Nasa bilgilerine göre bahsedeceğim.
Muharrem tutulmasında ay 87. saros serisinde gözüküyor güneş ise 75. saros ailesinde gözüküyor.
Tutulmaların en uzun, en kısa, başlangıç ve bitiş tarihlerine bakayım dediğimde ilginç bir sonuç ile karşılaştım.
Saros 87 – Ay tutulması
İlk Tutulma = 6 Ağustos 27 05:04:30 TD
Son Tutulma = 23 Eylül 1325 02:08:36 TD
Saros 87 Süreci = 1298.17 Yıl
“En uzun tam tutulma 28 Temmuz 622 tarihinde yani hicret vaktinde olmuştur”
En Uzun Tam Ay Tutulması: 28 Temmuz 622 Süreç = 1 saat 44 dakika 06 saniye
En Kısa Tam Ay Tutulması: 2 Mart 983 Süreç = 37 dakika 36 saniye
En Uzun Parçalı Ay Tutulması: 24 Mayıs 514 Süreç = 3 saat 20 dakika 17 saniye
En Kısa Parçalı Ay Tutulması: 18 Haziran 1163 Süreç = 10 dakika 37 saniye
En Uzun Penumbral (Ters Perde) Ay Tutulması: 9 Mart 388 Süreç = 4 saat 47 dakika 33 saniye
En Kısa Penumbral (Ters Perde) Ay Tutulması: 23 Eylül 1325 Süreç = 45 dakika 04 saniye
Pen-Umbral tutulma tutulma odağının Dünya ile Ay arasında olduğu Ay’ın en uzak olduğu tam tutulma çeşididir.
Saros 75 – Güneş Tutulması
İlk Tutulma = (MÖ) 7 Temmuz -604 17:02:10 TD
Son Tutulma = (MS) 26 Ağustos 694 12:15:04 TD
Saros Süreci = 1298.17 Yıl
En Uzun Tam Güneş Tutulması 22 Temmuz 27 Süreç = 6 dakika 31 saniye
En Kısa Tam Güneş Tutulması (MÖ) 20 Şubat -0225 Süreç = 01 dakika 6 saniye
En Uzun Parçalı Güneş Tutulması 11 Haziran 568 Gücü = 0.98672
En Kısa Parçalı Güneş Tutulması (MÖ) 7 Temmuz 604 Gücü = 0.00665
Bu iki tutulmaya bakınca ilginç bir bağlantı keşfettim.
Ay tutulmasının Başlangıcı 27 tarihinde ve en güçlü olduğu dönem 622 tarihinde. Bitişi ise 1325 tarihinde gözükmektedir. MS 27 tarihi bildiğiniz üzere Hz. İsa ile bağdaştırılmış bir tarihtir. 622 Peygamberimizin hicreti ile alakalı olmaktadır. 1325 tarihine baktığımda Türk ve Moğol’ların doğudan, Berberi Emirliklerin batıdan tamamen Müslüman alemine hüküm sürdüğü gözükmektedir ve kısa süreli İran tarafında Muzafferi devleti kurulmuştur. Bu da belki bir sonraki saros etkileşimlerini başlatmış devlet olabilir.
Güneş tutulması tarihlerine baktığımızda da ilk tutulma Milattan Önce 604 tarihinde ve son tutulma da 694 tarihinde gözükmektedir. İşin ilginç yanı ay tutulmasının başlangıç tarihi olan MS 27 tarihinde en uzun güneş tutulmasını yaşamıştır.
Tarihi haritaları incelediğimde ilginç bir olay ile karşılaştım. MÖ 604 yılında Ahameni imparatorluğu (Achaemenid – Akhameniş) bir anda parlamış gözüküyor. 694 yılında ise Müslüman etkisine girmeyen son İran kalesi de düşmüş gözüküyor.
Aslında bu Güneş Sarosunun da İran devleti ile ilgili ve Ay sarosunun ise Müslümanlığı ilgilendirdiği tarihi çakışmalardan da görülmektedir. Ayrıca ay sarosunun da İran’da bittiği dikkate alınırsa aslında yine İran’da başlamış olması da düşündürücü olabilir.
Yani Hz. İsa dediğimiz şahsiyeti tarihte Roma arşivlerinde bulamamalarının sebebi belki de Pers (İran) tarafında doğmuş olması veya Babil (Irak) tarafında doğmuş olması ihtimalini güçlendirmektedir. Ayrıca 27 tarihinin de 33 yaş olarak hesaplandığında MÖ 6 yılında Hz. İsa’nın doğmuş olması gerekmektedir. Seneler evvel papalığın hz isa takvim miladından 6 yıl evvel doğmuştur diye bir açıklama yapmış olması da bununla daha iyi bir tutarlılıkta bulunmasına sebep olmuştur.
Bu döngüler ışığında incelendiğinde belki daha doğru sonuçlar ile karşılaşabiliriz.
Özellikle Hristiyanlık öncesi dönemde dahi İran Avrupa tarafında büyük kültürel etkinliklere sahip olduğu düşünülürse Hristiyanlığın da oradan yayıldığını düşünmek çok mantıklı görülmektedir.
Araştırmak isteyen olursa Mithra-izm yani Mısracılık inancının Roma içerisinde olan etkisini okuyabilir. Mısra kelimesinin neden şiirlerde her paragrafın mısra olarak anıldığını da anlamış olursunuz belki de. Ateşe tapan Zoroastrian inancının değişik bir türü olmuştur Mithracılık.
Neyse konumuza dönelim.
Peygamberimizin yükselme (zuhur) döneminde olan ay ve güneş sarosları (tutulma aileleri) İran süreçlerinin tutulmaları olarak adlandırabiliriz. Ay tutulmalarının da güneş tutulmalarının da çok enteresan bir dinamiklerinin olması gerçekten harikulade düzenin bir göstergesi olarak ele alınabilir.
1298 yıllık periyotlar ile devletlerin ve inançların maksimum yenilenme ve yaşama süreci yaşadıklarını da göstermektedir. Aynı zamanda pek çok saros serisinin olması da Dünya’da her zaman farklı devletlerin ve inançların etkin olarak güç döngüsünde hikayelerinin olacağını göstermektedir.
Özellikle 2016 ile 2018 dönemi Kanlı ay tutulmaları ile İsrail’in Hannukah (Hanuka – Işık) ve Passover (Hamursuz) bayramlarında olması hakkında yazılar göstererek insanlara kendilerince mesaj verdiklerini söyleyebilirim. Bazen de büyük olayların etkilenmesinde sebep olduğu da vardır. Örneğin İstanbul’un fethi sırasında kanlı ayı gören Bizanslılar kötü olay diye görerek morallerini bozmuşlardır. İstanbul ise o dönemden sonra Osmanlı’nın olmuştur.
Aslında değişik bir düzenin değişik bir parçası gibiyiz. Kader de belki bu bahsettiğim kelimelerin rastsal zannettiğimiz düzenli doğasını keşfederek ortaya çıkarabiliriz. Normalde insanlar için son dönemde astrologların dönüştürme ve yorumlama işlemlerini görüp laf ediyordum fakat bu olayı incelediğimde eskiden de tarihte tüm devletler buna göre hareket edebilecek kadar hepsinin astrolojiye inandığını da düşünmüyorum. Belki de inanıp bugünkü kehanetler gibi onların ardına sığınıp beni yanlışlayabilirler. Fakat hiç bir resmi tarihte böyle yazdığını görmedim. Araştırılması lazım bunun.
Bilgilendirme amacıyla eski günlerin yazısının tamlaması için bunu yazdım. İyi günler dilerim.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.