Atlantis, Mu ve Lemuria Kıtası

Eski dünyada bahsedilen iki kayıp kıta her zaman insanların akıllarında sürekli soru işareti olarak kalıyor. Bu kıtalar nerede ve nasıl kayboldu? Bu yazımda işte bunlardan bahsedeceğim.

I think first Mu continent is Papua new guinea. But Mu continent is giant and crowded continent quoted by old scripts. North America map similar to Mu continent graphics. Atlantis is too far west region in eygpt old scripts. They going again old world 1/2 route again Morocco. Lemuria is probably Thailand and Australian islands. When end of the ice age Siamese/Thailand bay sunk below sea

I think first Mu continent is Papua new guinea. But Mu continent is giant and crowded continent quoted by old scripts. North America map similar to Mu continent graphics. Atlantis is too far west region in eygpt old scripts. They going again old world 1/2 route again Morocco. Lemuria is probably Thailand and Australian islands. When end of the ice age Siamese/Thailand bay sunk below sea

Buz devri döneminde iki bölgede büyük medeniyet bulunmaktaydı. Birisi Amerika’da diğeri Mısır bölgesinde. Bu iki medeniyet o kadar büyük teknoloji ve nüfuslara sahip olmuş ki o dönemde belirtilene göre 3000-7000 sene sonra benzer teknolojik özelliklere sahip yeni bir medeniyet kuruldu. Haritada o kıtalar yeniden birbiri ile buluştu.

old maps didn't arrange superb  drawing. Mu continent if you look new geographic map similar to North America. When Glaciers Melted After İce Age North America and Asia connection lost.

old maps didn’t arrange superb drawing. Mu continent if you look new geographic map similar to North America. When Glaciers Melted After İce Age North America and Asia connection lost.

Mu kıtasından bahsedersek öneli özellikleri şunlardı. Buz çağı döneminde kaybolduğu sıralarda o kıtanın özelliği olarak 64 milyon nüfusa sahip olması. Böyle bir nüfusa erişmek için çok büyük topraklara sahip olmak gerekirdi. O dönemde de Amerika ve Asya kıtaları ile ortak bağlantıda bulunan Proto-Altay ve Proto-Indoeuropean diline ait insan genetik kökenli insanlar mevcuttu. Dünyada buzulların erimesi sonrası yükselen su seviyesi bu halkların diğer akrabaları ile bağlarını koparıp kendi kıtalarında yayılmalarını sağladı.

atlantis2

Atlantis people most likely live in Carrabean İslands and American continent. When ice age glaciers melted and fluctuate these coastlines and dead sailor people immideately. Platon say a earthquake had done and after tsunami has begun there. Second my thesis probably when polar reverse fluctuate ecvator lands. Atlantic people was living where volcanic area and continent plates there which i draw yellow area. Especially R1b genotype people disturbe North Africa West Europa and North America Places. They could be sailor and leaders of old world people.

Atlantis Kıtası için bahsedilen olasılıklar biraz daha ekstra bilgi sahibi olabileceğimiz şekilde. Orada Kıta Depremler ve Su içerisine gömülme hikayesinden bahsediliyor. Bu denizci halkın uzaklığı konusunda söylenen sözler ise Platon tarafından şu şekilde. Dünyanın sonuna gittiklerini oradan da dünyanın bir yarısı kadar mesafe de denizde gittiklerinde vardıklarından bahsediyor. Bu da akıllara Afrika üzerinden bu kadar mesafe gidilebilecek iki yere odaklıyor bizi.

Buz Çağı sonrası kıtaların 100 metresi sulara gömüldü. Buna bakıldığı taktirde Karayiplerin çoğu kısmı suya batmış olması muhtemel. Aynı şekilde depremler ve Volkanlardan bahsedildiğine göre iki ihtimal vardır. Ya Volkan kuşağı üzerinde olan Azor adası civarları dünyanın ekvator civarı manyetik değişimler sonucu genişlediği için aşağı battı yada karayip adaları ve güney amerika civarlarında insanlar topluca dünyanın kaotik evresi sırasında sellere dayanamayıp sulara gömülmesi hızlıca oldu ve şehirler kayboldu. Burası tam da volkan arazisi üzerinde olup deprem ile anında gömülebilecek nitelikte bir yer. Buradan kurtulanlar ise doğu ve batıya gidip yeni kıtalarında yaşamaya başlamış olabilirler.

Ice_age_Map

Probably Lost İced Age Civilizations Map

Son kıta Lemurya. Burası bahsedilen tüm insanların kaynağı olarak gösterilirken adalar ile dolu olduğu. Aslında buna Mu dilinde Le-Mu(r)-ia diyenler de oluyor. Bu yüzden iki ihtimal mevcut. Eğer mu kıtası deniliyor ve tüm insanların orijini oradan geliyor diyorlarsa muhtemelen o dönemde çok fazla nüfusa sahip Amerika kıtası insanların bir önceki yaşam alanı olmuş. Değilse tanımlara bakıldığında Tayland ve Kamboçya civarları ile oranın tüm güneyindeki adalar buna dahil edilebilir. O bölgeler Buz devri döneminde çok daha büyük topraklara sahipti. Bu topraklar devrin sona ermesi ardından çoğu kesimini kaybetti ve ince bir çizgi ile endonezya ile malezya toprakları yakınlarına kadar ilerledi.

Lemuria Contintinent Siam/Thailand and Cambodia regions smaller than iced ages

Lemuria Contintinent Siam/Thailand and Cambodia regions smaller than iced ages

Görüldüğü üzere dünya her zaman değişiyor ve kıtalar farklılaşıyor. İnsanlar bu dönemlerde yaşarken sürekli güçlü/güçsüz demeden yok oluyor. Bu durum Mass Extinction kavramına ait büyük dünya kutup dönümlerinden birisine gelene kadar da küçük çaplı devam etmekte. Dünyada 5 kez büyük felaketler oldu ve Dinozor gibi büyük türlerin hepsi tükendi. Hepsinden Fare ve böcek gibi radyasyona maruz kalmayan veya radyasyona dayanıklı sınıf yaşamını sürdürebildi.

Şimdi dayanıksız ve gelişmiş tür olarak insanlar gerçekten kutup değişimi dönemine geldiğinde 8000 sene aynı yerde ve dayanıklılık testleri yapabilecek, yaşayabilirlecek ortamları kurabilirlerse bir ihtimal kurtulabilirler. Tabi o dönemde yaşayınca normal ve teknolojik olarak kalabilmek de imkansız olacaktır. O yüzden sadece dünya kutup değişimi dönemine kadar güzel yaşayalım. Eğer devam ederse dünya o zaman ona göre yeni bir yaşam kurarız.

Genel Bakımdan Bölge Bölge Dünya Sınıflandırması (Doğal Şartlar Esas Alınarak)

İnsanlar yaşam tercihlerinde bir kaç sebebe bakarak karar alıyorlar. Bu tercih sebepleri dağlık/düzlük olması ve kurak/nemli olması tercihleri. Bu şartlara göre klasmanlara ayırıp dünya endeksinde gerekli olacak şekilde numaralar verdim. Bu numaralara bakıldığında Dünya’nın yaşanabilme endeksini de bir şekilde ortaya koymuş oluyorum. Sınırları yaparken tamamen doğal etmenleri hesaba katarak yaptım.

Numaralar sırasıyla belirteçlerine göre şu şekilde:

1) Dağlık ve Sıcak Kurak Topraklar (Sorun : Açlık)

2) Ovalık ve Kurak Topraklar (Sorun : Açlık)

3) Ilıman Dağlık Topraklar (Sorun : Dengesiz Hava / Sis)

4) Bereketli Dağlık topraklar (Sorun : Sis)

5) Bereketli Ovalık topraklar (Sorun Kasırga Potansiyeli)

6) Soğuk Dağlık bölgeler (Sorun: Açlık)

7) Tamamen Kar Kaplı Bölgeler (Sorun : Açlık)

1aToprak sınırları Avusturalyada bir cep şeklinde olan kısmı diğer tarafa ekleme ile sahra topraklarını birleştirme şeklinde düzeltme yapmam gerekiyordu fakat uygulamaya geçmedim. Gürcistan’ı da 4 olarak Numaralandırmayı unutmuşum.

Numaralanmış kesimlerde insanların davranışları ile teknolojik gelişim eğrisine göre yayılma sınırlarını görüyorsunuz. Özellikle Dünya’da kutup noktalarının değişimi ile küresel ısınma/soğuma durumlarına göre göç hareketlerinin esas tercih bölgelerini de gösteriyor.

Eski çağlarda dağlarda yaşayan insanlar 1->3->4->6 yolu ile dünyaya yayıldı. Buzul Çağı döneminde bereketli topraklar olan 3 noktası ısınmanın neticesinde yerini 4 e bıraktı. Atın evcilleşmesi ile insanlar 2->5 civarlarına da hakim olmaya başladı. Burada dikkat edilen nokta bazı 1 noktalarının deniz kıyılarında olması. İnsanlar denizciliği ilk olarak keşfettiğini düşünürsek aslında bu yayılma çizgisinde oraların tercih edilmesi de çok doğal olabilmektedir.

Bazı yerlerde birbirine yakın olup da aynı numara verilmesini garip karşılayabilirsiniz. O numaraların böyle verilme sebebi bölgelerde bulunan karakteristik özelliklerin diğerin ortalamasına göre çok fazla değişime sebep olmasıdır. Yani Ortadoğu dağları Tibet bölgesine göre daha alçak yükseklik ortalamasında, daha yatay dağ sıralamsı tipine sahip ve yağış rejimi biraz farklı. Bu farklılıklar o sistemin farklı olarak ele alınmasına neden oldu. Aynı şekilde Moğol platosunda yükseltiler çok az değişiklik gösterdiği için Tibet’ten farklı bölge olarak ele alındı. Bu çizgiler genel bazda ele alınarak hazırlandı. Gerçekte 24 hatta 40 iklim çeşidi gösterilebilecek derecede çok farklılık var dünyada.

Dünya medeniyet tarihinde insanların ilerleme çizgilerine siz de bakıp bu çizgileri siz de fark edebilirsiniz. Şu an bile genetik yerleşimler bu etkilere göre çoğunluk bölgelerini oluşturuyorlar. Mesela Afrikalı insanların çoğunun 1 bölgesinden yayılması, Ortadoğuluların 3 civarlarında çok olması, Çin ile Avrupalıların 4’te Doğu Avrupalıların 5 civarlarında çok olması da buna bir örnek. Tabi Bereketli toprakları görenler orada kamplaşıp şehirleşme sonucu karma gene sahip olabiliyor. Örneğin Afrika’da 4-5 bölgelerinde Avrupa, Afrika genleri karma oluşturuyor.

Fazla söz yazmıyorum. Üç beş konu üzerinde daha kafa yorduğum için bugün kelimeleri bozuk yazdığımı da fark ediyorum. Yapacak bir şey yok. Anlaşılamayabilir. Sonra kontrol edip düzeltmeli bir yazı daha oluşturmayı düşünüyorum.

Dünya Plakaları ve Hava Anomalisi

Bugün rüzgar eğrileri dikkatimi çekti. Özellikle İskoçya üzerinde tutulacak güneş ve tepeden yağan meteorları saymazsak o bölgede enteresan durumlar yaşanıyor.

garip

Solda kırmızı ile çevrelenmiş çevresi rüzgarlı ve kendisi rüzgarsız çizgi görülüyor. Sağda bu bölgenin çerçevesi ve bölgedeki yer plakasının görseli gözüküyor.

Şimdi resimde görüldüğü üzere rüzgar şeması belli noktalarda çok düşük hızlarda olmasına rağmen onların çevresinde yoğun hızlarda esiyor. Ortadaki yarık gibi gözüken yere baktığınızda bu rüzgarsız alanın aynı zamanda kıta levhalarının çizgileri ile yüksek oranda uyuşacak şekilde.

Size soruyorum arkadaşlar. Dünya üzerinde bu yanardağ ile kara oluşturan bölge üzerinde bulunan rüzgarsız alan neden böyle oluyor? Aklıma gelen bir şey dünya üzerindeki manyetik bir değişimin sinyali veriliyor olabilir. O bölgede bermuda hikayelerinde olduğu gibi kayıp kaçak haberleri alırsanız magma tabakasının püskürmesi çok fazla olduğu için su ve havanın manyetizmasını etkiliyor olduğunu göstermiş olduğunu anlarsınız.

Görselde bulunan çizgi ileri dönemlerde hava, yanardağ ve deprem faaliyetleri konusunda aktif bir açılım sağlayabilir. Eskiden deprem olacak yerde bol miktarda bulut akımının geldiğini söyleyen profesör vardı. Aynı zamanda Yüksek Manyetikli Hava Rezonans Sistemi’nin havada yağmur oluştururken aynı zamanda yer tektoniğini etkilediğini de bilirken bu aslında dünyanın kendi üzerinde yaptığı bir kanıtlama girişimi olarak ele alabiliriz.

Enteresan bir şart ile karşı karşıyayız. Bakalım İzlanda’da bulunan şiddetli rüzgar ve azor siklonu civarında bulunan o ince dar şerit bakalım neyin habercisi olacak. Zamanla göreceğiz. Bir de bakmışız kıta çıkacağına Amerika ve Avrupa batıyormuş

Güneş tutulması 20 Mart 2015 tarihinde olacak ve iskoçya’da gökten düşen meteor da şu görselde bulunmakta.

+++Bright fireball over Ireland & Scotland photographed+++ The second reported fireball last night was apparently photographed over Loch Ness by John Alasdair Macdonald. Here is the photo - a beauty for certain!

+++Bright fireball over Ireland & Scotland photographed+++
The second reported fireball last night was apparently photographed over Loch Ness by John Alasdair Macdonald. Here is the photo – a beauty for certain!

Farklı Zamanda Görülen İki Rüya

Dün bir Rüya gördüm. Bir kaç sene önce de buna benzer farklı yerin, aynı tasvirlerde bir rüya daha görmüştüm. Tek rüyayı görünce gerçekten o dönemde manevi bir mesaj algılanacak şekilde bir etki yoksa sahih olmasını pek umursamam. Fakat aynı tasvirlerde iki rüya görünce bu olay konusunda aynı gerçeklikte gördüğümde o zaman bu durumlarda bir tespit olabileceğini düşündüm. İki rüya sırasıyla şu şekilde:

Eski Rüya:

Yer İstanbul’un boğaz girişinde bir köy. Fırtınalı bir zaman. Yağmurdan çok dalgalar dikkati çekiyordu. Köyden kuzeye baktığımda 20-30 metre dalga genliğinde bir dalga geliyor ardından 150-400 metre dalga boyunda (10-15 saniyede bir) bir tane bir tane daha geliyordu. Orada bir kaç kişi daha hayretle izliyordu. Yüksek yerde olduğumuz için güvendeydik fakat önümüzdeki kayalıkların yutuluşunu gördükçe dehşete kapılıyorduk. Sonra o benim civardaki yolda devam ettiğimde o yolların dalga patlamasının artıklarının suları yolları dereye döndürmüştü. Fırtına bitince etrafa bakmıştım ve bir şekilde o yükseltisi bol koyun içerisine vadiden akmış alüvyonlar dolmuştu. Sonra da önemsiz detaylar barındıran bir süreç ardından bitmişti.

Yeni Rüya

Japonyada gökdelenler ile dolu bir şehirde köprü bent karışımı bir şey önünde nehire düşmüş orada yüzlerce belki de binlerce kişi arasında sıkış pıkış halde hareket etmeye çalışıyordum. 1 metre içerisinde iki üç kişiye çarpıyordum. Orada bulunan kişilerin bazıları nehrin üst tarafına doğru gitmeye çalışıyor bazıları hayretle köprü/bentin olduğu yeri izliyordu.

Bir şey oluyor ve görüntü olarak kulelerin olduğu o bentin olduğu yere yaklaşmaya başladım drone (insansız hava aracı) gibi yükselerek. Oraya yaklaştığımda o köprü/bent’in denizden gelen dalgaları koruyan bir şey olduğunu görüyorum. Oraya vuran dalgaların önünde kucaklarında balon tutan insanlar havada dalganın rüzgarıyla bentlerde bulunan ve oraya tutunmaya çalışan insanların üzerine 10lu sıkışık bir grup olarak ilerliyorlardı. Bir tane kız çıkageldi o arada. İkili paraşüt sistemi ile fırtınanın hortumumsu görünümünden kaçacak fırsatı elde ediyor aynı anda biraz daha yükseliyordu. Bir gökdeleni geçmiş ve hafif güneşin ışığının sızdığı bir kısım ortaya çıktı. Kız orada bir süre ilerleyemeden durdu. Üzerinde beyaz kıyafet ve klasik kısa boylu ve sarı benizli bir tipteydi. O sırada bir şey oluyor ve rüzgar değiştiği gibi bir durum oluyor ve ardından paraşütlerden birisi küçülüyor diğerinin ipi kopuyor. Sonra o panik ile canını kurtarmaya çalışan o çocuk/kız kendi balonunu şişiren bir sistemi oluşturup direk kucağında tutuyor. Bir iki saniye geçtikten sonra balon basınç farkı nasıl bir durum ise dayanamayıp patlıyordu. Kız da yaklaşık 100-200 metre yükseklikteki yerden karanlıkta kalmış ince caddelere doğru bağırarak düşüyordu. Balonların hepsi aynı model gibi sarı kırmızı turkuaz ve açık yeşil renklerini barındırıyordu.

Şimdi gelelim tabire. Dünya üzerinde topluca çok sıkıntılı bir dönem olması muhtemel. Bunlara her bölge aynı şiddette korunmaya çalışıyor. Büyük ülkeler başarılı şekilde set çekerek teknolojik olaylar ile kurtulurken orta ölçekli bölgelerde tamamen doğal korunmalar ile insanlar kurtuluyor. Her insan kişisel olarak dehşete düştüğü halde korunan insanlar bu olayda kurtuluyor. Abartıya kaçıp kurtulma ümidi için farklı yolu deneyen kişi garantiye alınan yol harici deneme yaptığı için ise aslında kendi sonunu hazırlıyor.

İkinci bir tabir olarak da daha güçlü fırtınaların olma ihtimali. Sıkıntılı dönemler gibi küresel ısınma olayı sonrası fırtınaların şiddetinin artması sonucu dalgalar da genliği ve boyu büyüyeceği için daha dehşetli görüntüler olabilir.

Rüyaların sanal kısımlarının da olması hasebiyle bu durumun daha çok sanal bir gerçeklik üzerinden yorumlanması gerektiğini düşünerek ilk tabirin daha çok doğru olacağını düşünüyorum. Japonyada olabilecek olayları takip etmeye başlayın. Zor bir dönem kapılarına gelmiş gibi gözüküyor.

Rüyalar tamamen bilinçaltı harici sebeplerle olmuştur. En son gördüğüm saat 5 civarı sabah ezanına kalkma alarmı bile çalmadan görüldü ve uyandım ardından. Japonya ile ilgili hiç bir haber veya gelişmeyi gözümden geçirme veya göremeyecek kadar izole ve bu haberlerden uzak bir gün geçirdim. Yani bunu görmem tamamen bu konuyla ilgili bir mesaj görünümündedir. Umarım kısa sürer.