Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi Hakkında
–
Kanal İstanbul projesi hakkında detaylı bir şekilde size olayları açıklamak isterim.
–
Projenin ilk aşamasında sırasında yapılması düşünülüyor diyerek insanlara haber verdiler. Fakat eski proje zamanında sınırları Silivri ile Terkos’un batısı olarak düşünülüyordu. Ben o durumu görünce o zamanlar sadece maliyet bazında bakarak bir proje haritası altyapısı önerisinde bulunmuştum. Büyükçekmece veya Küçükçekmece tarafından yapılırsa o bölgelerde su yolları üzerinde olduğu için araziden çok daha az toprak çıkar maliyetler çok aşağılara çekilir şeklinde.
–
Sonra hiç harita filan yayınlamadan beklediler belirli bir süre beklediler ve tahminen eski proje arazilerini satıp yeni proje arazilerini satın aldılar ve bu sefer benim proje sınırları olarak belirttiğim rotada göstermeye başladılar yeni araziyi.
–
Eskiden detaylandırarak bakmadığım için maliyeti nasıl ucuza getiririm mantığında bakar ve politik ve stratejik durumlarla o kadar ilgilenmezdim sadece bir öğrenci olduğum için.
–
Şimdi ise bu projenin rotasının dönüştürücüsü olarak epey bir etkim olmasına rağmen daha mantıklı bir görüş zamanımda yeni ihtimalleri de değerlendirip bu projenin yapılmaması gerektiğini söylememe rağmen devam ettiriyorlar. İlk başta benim bakmadığım pek çok açıdan mantıklı sakıncalarının olduğu aşikar bir durum.
–
Silivri tarafına bile yapılmaması gerekecek kadar net bir şekilde bir durumdayız.
–
Açıklayayım.
–
1- Projenin önemli noktalarından birisi su havzaları üzerinde olması durumudur. Tam da maliyeti düşüren etmenin aynı zamanda İstanbul’un Melen suyu gibi başka sulara muhtaç bırakacak durumdadır.
–
2- Kanal İstanbul’un Montrö sözleşmesi ile ilgili durumu değiştirmesi. Bu tamamen kritik ve zaruri şekilde engellenmesi gerektiğinin göstergesidir. Şu an boğazlar hukukunda en geniş yetkilere sahip ülke biziz.
–
Devletimizin dünyanın süper gücü olsa veya diyelim üçüncü beşinci gücü olsa neyse ona göre rahatlıkla montröyü bozalım da tamamen boğazlara hakim olalım iddiasında bulunulabilirdi. Şimdi açarsak 7 düvel üzerimize süveyş kanalı veya panama kanalında olduğu gibi çökecektir.
–
3- Karadeniz’in su havzası Maramra’ya göre bir miktar da olsa yüksektir. Bu su miktarı Kanal İstanbul açıldığında bir miktar daha azalcaktır. Bu durum bize balıkçılık olarak vuracaktır. Yaklaşık 100 metre altında karadenizin H2S bulunmaktadır. He elbette o sıvının boğazlardan geçmesi pek muhtemel değil ama balıkçılık için her bir metre hamsileri ve diğer balıkları metreküp ölçekli azaltacaktır. Zaten çok avlanma sonucu kıt kanaat geçinen balıkçılar iyice zor duruma düşecektir.
–
İki haftadır yazmayayım yazmayayım dedim ama dayanamadım. Özellikle kanal istanbul’un kimlere fayda sağlayacağını görünce çok net şekilde karşı çıkmaya çalıştım. Çünkü bu işin sonu Amerika’nın ve kendi çıkarlarının peşinde devletin haklarını ve halkı satmaktır. İhanet etmiyorlarsa durdurmaları gerekir.
–
Diyeceksiniz şimdi sen büyük projeleri engelleyon neye bize karşı çıkayon.
–
Ben de diyeceğim ki arkadaş her şeyi engellemiyorum. Ermenilerin Metsamor Nükleer Santrali kapatılsın diye bas bas bağırma sebebim Iğdır’lı vatandaşları Kars’lı vatandaşları korumak. Çünkü fay hatları üzerine kurulmuş bir tesis her zaman tehlikelidir.
–
Ben Sinop’ta kurulan tesis hakkında pek eleştiri yapmadım. Çünkü bizim Nükleer Enerjiye ihtiyacımız var ve Fransa’da bu konuda hala kurmaya devam eden bir ülke. Ben Sadece Yumurtalık tarafında olana karşı çıkıyorum çünkü o da FAY HATTI ÜZERİNDE.
–
Devletin kaynaklarını arttırması için rüzgar enerji tribünleri daha iyi nerelere kurulur ve güneş enerjileri nerelerde aktif olur hatta doğadaki nemden enerji üretilebilir mi ile ilgili uğraşılarım var. Siz sadece hükumet yapacak diye her şeyin doğru olduğuna inanırsanız o zaman büyük hataya düşersiniz. Çünkü şu söz her zaman geçerlidir.
–
“Beşer şaşar” veya “İnsan Beşer, Kuldur Şaşar”
–
Yani siz sadece o dedi diye doğru kabul ediyorsanız yanlıştır. Ben de o da başkası da herkes yanlış yapabilir. Önemli olan mantıklı şeyleri görüp yanlıştan dönmektir. Önemli olan halkın menfaatlerini şahsi menfaatlerinin önünde görmektir. Eğer bu kanal İstanbul yapılırsa meşruiyeti de sorgulanır ihanet ettiği de düşünülebilir Montrö Sözleşmesini delmesi sebebiyle.
–
Ayrıca haklarımı da aramaya karar verdim. İnsanlara faydam olduğu kadar değerim ve kazancım olması gerektiğini anladım. Başkaları bunun üzerinden hem oy devşirip hem prim yapıp hem de yok sayıyorsa o zaman ben de Müslümanlığın ilk kaidelerinden olan “hak yemem ama kimsenin de hakkını yedirmem” şeklinde olarak düşünerek hareket etmek gerekir.
–
Siz de tavsiyem gerçeği görün ve ona göre hareket edin. Onlar sadece başkalarının fikrini çalıp yaşamını sürdüren çıkar çetesinden farksız hareket ediyor. Gerçek Müslümanlık ile alakalı olsalardı herkesin hakkını ne kadar fayda sağladıysa o kadar verirlerdi.
–
Ayrıca kanal istanbulda yapacakları ne olur oradan diğer gemileri geçirmek için biliyor musunuz?
–
Boğazda bol miktarda etkinlik düzenleyip gemileri bıktırana kadar bekletmeyi yapabilirler. Ama bunu dünya devletleri yer mi? Kesinlikle hayır. Bu durumda Kanal İstanbul’u bedava geçirirler aman diyeyim.
–
Sonuçta kazaları istatistik olarak sunarsalar şu ana kadar kaza sebepleri ve durumları epey bir miktar azaldı. Şimdi bu projeye başlanırken artarsa bile adamlar istatistikleri koyacaklardır önüne bak ahanda gemi kazaları az hadi bakalım aç bana boğaz yollarını.
–
Hadi diyelim bir akıllı kendileri sandılar ve Montröyü bozup tüm boğazı kendilerine geçirmeyi düşündüler. Üstüne Rusya ve Amerika arasında pestil olmaya yakın devletimizi iyice pestil eder ve Boğazlardaki haklarımızı ikisinin menfaatlerine göre bizi ezmeleri ile sonuçlandırırlar.
–
Elimizdeki ticari geçiş ve askeri gemi geçiş tonajlarını oynatma durumları ile Türkiye’nin kaderi ile oynayıp bir tarafın uydusu tarafına düşürürler.
–
Neticede eski statüko yok. Devletler yerine NATO ve Şanghay beşlisi gibi bloklaşmalar var bu dönemde. Biz ikisinden de fayda sağlayacak ince diplomasiyi yapsak bile Barış Pınarı örneğinde olduğu gibi iki taraftan da darbe yeme ihtimalimiz yüksek. Özellikle belirttiğim Esad ile anlaşma yerine gidip Rusya veya Amerika ile anlaşmak da saçmalık anlamında içerikte yazmama rağmen anlamamışlardı. Çünkü ikisi de oyun oynuyor ve bize karşı planlar ortaklıklar kuruyor diye açıkça demiştim öncesinde.
–
Şimdi orada Montrö açılırsa Boğazlarda Rus gemileri savaşta bile geçiş yapma hakkına sahip olur. Amerika ise Karadeniz’de istediği kadar gemi geçirir. Bulgaristan ve Romanya şu an ABD güdümüne girmiş durumda. Belki Karadeniz’de olan menfaatleri bir tek onlar savunurlar onlar da Berlin Antlaşması (1878) olduğu’nun tam tersi olarak Batılıların bizden Rusya’dan topraklarımızı geri alırken verdiğimiz topraklar gibi Rusya da bizden Amerika’lılara karşı haklar kazanmak için kendi haklarını ister.
–
Akıllı iseler zaten sadece yeni boğaz ve manzarası için gelecek kitleden rant kazanmak için bu projeye adım atmazlar. Eğer adım atıyorlarsa ya haindirler yada açık şekilde devlet yönetemeyecek zaafiyette insanlardır. Diyeceksiniz hainler derken ne kastediyorsun. Yabancı devletlerle işbirliği içerisinde olanlara yada halkın menfaati yerine kendi menfaatlerini üstün görenlere denilir. He unutmayın kaç sadrazam bu yüzden padişahların önünde kellesini yitirmiştir. Çünkü Hainlik budur. Erdoğan şu an sadrazam olsa çoktan Pargalı İbrahim Paşa niyetine kellesini uçurmuşlardı halkın haklarını hukuku saymadan yemelerinden dolayı.
–
Ayrıca İstanbul’da sadece zenginlerin oturabileceği bir ortam olur eğer bu proje yapılırsa. Düşünün Köprülerden geçiş yapmadan İstanbul’dan çıkamayacaksınız. Günü birlik şehir dışına çıkmak hatta Merkezden, Avcılar – Beylikdüzüne gitmek bile köprü ücreti ile geçişe eşdeğer olacak. Rant ile artan kiralar elbet ekonomiye katkı sağlayacaktır ama çalışanlar için çok daha fazla maliyet ile aynı asgari ücret ile çalışmak demek olacak. Sadece Erdoğan ve ailesini Rantistanbul şehrinde zengin kaymak tabaka olarak yaşatmak ve kölesi gibi çalışmak istemiyorsanız sizin de dur demeniz gerekir.
–
Her değerlenme ülkenin ortak değerlerini kazandırmaz. Sadece belirli kesime kazandırıyorsa bu iş olmaz.
–
Şu linki de şuraya bırakayım benim görüşüm dışında farklı perspektif sağlamaktadır.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.