Dünya üzerinde küresel ısınma problemi bulunmaktadır. Bu süreç MÖ 10000 den beridir devam ediyor.
Eskiden Mısır’ın Karadeniz bölgesi gibi olduğundan bahsetmiştim. Hatta Fas, Tunus, Cezayir’in de Hindistan gibi olmasından mütevellit Afrika Fili denilen hayvanlar yaşıyordu.
Şimdi gelelim Türkiye’de şimdi geçerli olan iklim yapısına.
Sıcaklık değerleri 30 dereceyi aşan gün sayısı verileri ile bitkilerin soğukluğa dayanıklılık haritalarını photoshop üzerinde birleştirerek yarı saydam bir şekilde birleştirerek bir görüntü ortaya çıkarttım.
Bu verilere göre belirli renk kombinasyonu ağırlıklı bölgeleri ayrıştırdım ve ortak renk klasmanlarını renk derecelerine ayırdım. Sonuç ise aşağıdaki resim gibi oldu.
İlk başta İç Anadolu Bölgesinin kışı soğuk olduğunu belirtmek isterim. Denizden uzak bölge oldukları için küresel ısınmada sadece yaz aylarında sıkıntı yaşanacaktır oralarda.
Arkadaşlar Şu an Kırmızı görünen bölgeler geleceğin Cehennemi olarak adlandırılabilecek bölgeler olarak yer alıyor. 100 sene daha sürerse o bölgelerin durumu Nil nehri kenarında olan yerleşimler gibi bir görünüme sebep olacaktır.
Koyu turuncu alanlar ise Sıcaklığı yüksek fakat şu an için ılıman kesimleri gösteriyor. Konya, Elazığ , Çankırı Merkez, Tokat ve Denizli bölgeleri buna örnek gösterilebilir.
Açık Turuncu alan ılıman iklim ve arada biraz serin bir yapıya sahip bölge olarak geçiyor şimdi. Marmara bölgesi gözüküyor şu an.
Yeşil alan serin ve dengeli bir iklim yapısına sahip. Sıcaklığın 30 derece üstünde olduğu gün sayısı ve kışın soğukluğa dayanıklılık miktarı ise 1 derece civarında.
Turkuaz Renkli alan kışın soğuk ve yazın serin bölge olarak geçiyor. İç anadolu’nun çoğu böyle.
Mavi renk ise kışın sert kışlar geçen ve yazın ise serin bölgeler olarak adlandırılacak yerler.
Lacivert renk ise hem en sert kışların geçtiği yer hem de yazın çok serin bölge olarak adlandırılabilir. Doğu Anadolu bölgesi bu tip bölgeden sayılıyor.
Şimdi gelelim analizin detaylarına.
Şu an iklim yapısı bakımından Yeşil ve Açık Turuncu bölgeler rahat bir şekilde yaşanabilir bölgelerdir. Yalnız hava sıcaklığı arttıkça yağışların azalması ve bağıl nemin artması yüzünden oralar Trabzon ve Rize harici bunaltıcı ve yağışı az bölge olacaktır.
Trabzon ve Rize bölgesi ise Yağışı bol olduğu için Hortum riski yüksek düzeyde olacaktır.
Fırat havzası Doğu Anadolu içerisinde iklimi ılımanlaşıran bir etmen olarak kabul edilebilir. Bu bölge sıcaklık gelecekte yükseleceği için su buharlaşması ve kayıp oranı artacağından nehrin kuruması ve iklimin sertleşmesi de çok olası bir ihtimaldir.
Gelecekte Fırat ve Dicle nehirleri sıcaklık nedeniyle epey miktar su kaybedecek ve tarıma elverişli alanlar ise önemli miktarda azalacaktır.
Turkuaz renkli alanlar ise kışın kar yağışı gibi etmenler ile göl veya benzeri oluşumlar ile sudan barınıyor. 100 sene sonra iklim 10 derece ısınsa bile o bölge -2, -5 derece civarında bir kış iklimine sahip olacak.
Uzun vadede daha yüksek bir artış olmazsa Göller Yöresi (Burdur, Isparta) su bakımından Batı Anadolu’da en geçerli tarım alanı olarak görülebilir.
Mavi renklere bakıldığında Van Bölgesi ileri dönemlerde Karadeniz İklimi gibi güzel bir iklime sahip olacaktır.
Lacivert alanlar ise İzmir ve benzeri az yağış alan ama ılıman bir iklime sahip olacağı için o bölgede yaşayanlar da uzun vadede iyi bir yaşam sürmeye başlayabilir.
İklim 10.000 sene öncesinde serin olduğunda Akdeniz, Iğdır Ovası, Edirne tamamen cennet özelliklerini kapsayacak kadar güzellikteydi. Hatta biraz da serin bir iklime sahipti.
Eski dönemlerde Volkan diplerinde yerleşim kurulmasının esas nedeni de bu olaydan ötürü olabilir. Volkan civarı toprağı bereketli olur.
Soğuk iklimde yaşayan insanlar yaşamak için Volkan’ın lav ve benzeri sıcaklıklarına muhtaç kalması ve ateş ihtiyacını karşılamak için oradan faydalanması gerekir.
Küresel iklimin soğuk olduğu taban değerlerde çok aktif olması da canlıların yaşaması için katkıda bulunmak için ideal bir durum oluşturuyor.
Buzul devri insanları Anadolu üzerinde geçerken Kırmızı alanlarda yerleşmiştir. İklim ısındığında Turuncu alanlara ve daha koyu alanlara doğru yerleşmeye başladılar.
Antik Yunanlılar da Asurlular’da dönemin volkan dibi bölgelerinde yaşayan halklardı. Bu yol ile Türkiye Tarihinde keşfedilmemiş bölgeler de bulunabilir.
İç anadolunun güneyi, Erzurum-Kars Platosu, Van gölü kuzeyi ve Batı Balıkesir bölgesi gibi yerlerde nehir, dağ ve serin ve ılıman iklim bölgelerinin hepsinde muhtemelen yerleşim yerleri bulunabilir.
Üstteki haritayı da esas alarak Sıcak Soğuk haritasının sıcaklık durumlarına göre insanların kullandığı yolların muhtemel sıcaklık döngüleri gözükmektedir.
Siyah yollar kavurucu sıcak bölgeleri, Kırmızı yollar buz devri sıradan geçiş yolları, Turuncu yollar ılıman iklim zamanı ve sarı yollar ise gelecek iklim için sıradan yollar olarak gözüküyor.
Eski dönemlerde kullanılabilecek bu yollarda Sarı ve Turuncu yolların volkan dibi kısımları dışında insan yaşamına uygun olmadığı için kullanımı geçici olur.
Volkan Haritası ile birleştirdiğim harita da bu konu hakkında detaylı bilgi verebilir. (birleşim haritasında %10 civarı bölgesel hatalar mevcut)
Gelecekte Küresel ısınma ve soğuma denklemleri sonucu Antik yerleşim yerlerinde Gürcü kültürü Urartular ve Denizli civarında oturan antik uygarlıklar oturuyorlar konusunda küçük bir bilgi sağlamaktadır bu haritalar.
Son olarak söylemek istediğim 100 sene sonrasını da düşünüyorsanız iklim dengesi bu rotada devam ederse doğuya doğru gitmemiz gerektiğini gösteriyor.
Doğuda olan topraklar hakkında Ermeniler ve Kürtlerin iddialarına karşı önlem almanın önemi de burada ortaya çıkıyor.
Geçmişin izinden de gittiğimizde de Volkan dibinde antik uygarlıkların bulunma ihtimalinin yüksek olmasını görüyoruz. Nemrut dahil tüm Volkanik dağ çevrelerinde pek çok kültür görebilirsiniz.
scientificrevolutionligthnings 
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.