Dillerdeki Geçişkenlikler

Dillerdeki Geçişkenlikler

SLAVA

Kültürler birbirine geçerken pek çok dilde değişimlere uğrar sözcükleri. Geçmiş bir yazımda Slava kelimesinin Slav dilinde yücelik, övülen manasına gelse de Vikinglilerin esir ettiği Slavlar yüzünden Slave = Esir manasına gelmektedir. bu da bizi şu sonuca götürmektedir. Kültürler kendi yaşamlarındaki durumlarına göre kelimeleri algılamışlardır.

KARA

Qara kelimesi ile Kara kelimesi aynı köktendir. Birisi Orta Asya’da Kara = Toprak Parçası manasında kullanılmaktadır. Avrupa’da Qara = kabus ve hayalet manasına gelmektedir. İtalyanca’da ise Cara = Sevgili manasına gelmektedir.

İşin garip yanı Türklerde bazı kişiler başkalarının felaket gördükleri şeylere de bu lakabı takmış ve kuzeyden gelen, soğuk rüzgarlar gibi şeylere de bunu kullanmıştır. Avrupa’ya bu Qara olarak gitmiş. Ak ile kara şimdi belli olacak derken esasında bu kelimeyi de gök ile yer belli olacak manasında kullanıldığı da düşüncem arasındadır. Çünkü bizde Kara toprak ise ak gök olmalıdır. Gök olmasa bile Güneş gibi bir şeydir kesinlikle.

Ayrıca Türkler korkusuz ve güçlü manasında kendi sıfatları haline getirmişlerdir. Kara Hanlılar, Kara Mustafa Paşa gibi sıfatlar görülmüştür. İşin daha ilginç yanı Avrupa’da da kadınlara isim takılmasıdır. Avrupalılarında kadınları kendilerine böyle bakması da tahminen kadınların mistik ve gizemli güçleri olanlarına verdiklerinden bu kullanılmış olabilir.

Ancak Romalılara gidişi de enteresandır. Cara yunanlılardaki Gaia ve bizim bildiğimiz Kaya gibi toprak manasında olan yerden türemiş ve sonradan bizde esmer manasına gelmiştir. Ancak mitolojide olan bu isim sonradan Romalılara giden etrüks etkisiyle olsa gerek kadınlara kullanılan sevgili olarak gitmiştir. Etrüks dilinin de Anadolu ve doğudan göç etmiş kavimlerin Hint Avrupa öncesi kullandıkları dil olduğunu da söylememe gerek yoktur umarım.

MUT

Mut kelimesine bakıyoruz. Türkçe’de Mut = Sevinç ve heyecan beklenen şeyin sonuca ulaşması gibi manaları vardır. Farsçada Mut = Ex olmak, Cansız tabiriyle aynı manaya gelmektedir. Arapça’da Mevt = Mut kelimesinden türemiş vav harfinin okunuş farkından böyledir. Ancak Türkler ile Farslar arasında tamamen ters iki manada bir sözcük olması durumu ortaya çıkmaktadır.

Bunun sebebini bilmesem de iki durum mantıklı gelmektedir.

Güçlü iddia şudur:

1) Mut kelimesi normalde savaşlarda Fars ve Araplardan önceki kültürde sevinç manasında kullanıldığı halde Arap ve Farslar Orta Asya ve Sümer devletlerinin kazandığı zaferler neticesinde bir taraf Hedefe ulaşmak manasında Mut derken diğer tarafta her kaybettiği savaşta bunu kaybettikleri askerlere mana olarak belirlemiştir.

Bunun delili de Orta Doğu’da ve Türkiye’de bolca bulunan MÖ 4000 ve MÖ 6000 lere dayanan Mut şehirleridir. Mut kelimesi Kut kelimesi gibi iyi manada olmalı ki insanlar bu kelimeyi köylerine ve şehirlerine koysun.

Güçsüz iddia da şudur:

2) Birisi küfrü güzel şekilde öğretirken yaptığı haylazlık sonucu farklı kültürdeki kişiler bu kelimeyi böyle öğrenmiştir. Afrikalı Zenci arkadaşlarımıza veya Avrupalılara bir yerinize koyayım şu nah işareti çok iyi manada herkese göster diyerek onlarla dalga geçtiğimiz halde yanlış bilirler ya onlar gibi bir durumda Türklere böyle ters geçmiştir.

Bunun olmama ihtimali de şundandır. Farslar ve Türkler çok yakın temasta ve yüksek kültürel ve ticari durumlara girmişlerdir. Bu olduğu taktirde birisine sevinç diğerine yok oluş manasına gelmez. Demek ki diğer mana daha doğrudur.

Mutlu olurken hayallerinize kavuştuğunuz gerçeği ile hareket edin çünkü esas orijinal manası budur. Araplara ve Farslara üzülüyorum. Kendilerini zora sokmalarından dolayı.

SUAT

Geçelim başka etkileşimlere. Araplarda olan Suat kelimesi kadın ismi olarak kullanılırken karadenizlilerde erkek ismi olarak kullanılması. İşin garip yanı Karadeniz toplumunda çokça Arapça kelime ve isim kadın ve erkek isimleri olarak geçmiştir Emeviler zamanından kalma olarak.

Esasında Suat kelimesi talih ve güzel kader manasına gelmektedir. Esasında araplar kızlarına güzel olduklarında bu ismi vermiştir. Ama Karadenizliler daha çok Erkek çocuk doğunca sevinen aşiretler ile bağlantılı bir kültüre sahip olduklarından erkek çocuklarına suat ismi vermiştir.

TAMAR

Tamar ismi de Türkçe’de Damar = Nesil bağlantısı ile gelen bir süreçte Türklerde ebeveyn manasına gelir. Yahudi ve Arap dillerinde ise Tamra / Tamar = Palmiye ağacı manasına gelir. Aslında nesilde bir ağaç olduğundan Türkler güzel manada kullanmıştır. İşin ilginç yanı Ortadoğulular’da kadınlara bu ismi verir Gürcüler, Ermeniler, Yahudiler ve Araplar hep bir elden.

Tamar manası Türkçe’de ikinci bir kelimenin de türemesine neden olmuştur. Tamar = Demir manasına gelmesidir. Bizde madenleri kazarken kullanılan yer altı çukurlarına damar denilir. Bunun sebebi ince çizgilerden oluşan hatlar boyunca kazılmasıdır. Bu da öz türkçe içerisinden Orta Asya’ya yayılırken Damar / Tamar -> Demir / Temür / Teymür / Tömör / Timur / Temur gibi kelimelere dönmüş ve bu manaya gelmiştir. Bu da esasında Demiri eritmek kelimesi de madeni eritmek olduğunu ve Türklerin ilk kullandığı madenin de demir olduğunu ortaya çıkarmaktadır ve bunu da Orta Doğu bölgesinde ince kıl gibi manalardan gelen bir kelimeden çıkardıkları ortaya çıkmaktadır.

tüm Ortadoğu’nun ortak kelimesidir aslında Tamar. Tamar = İnce ve birbirine bağlı manasına gelmektedir. Palmiye yaprakları da ince ve birbirine bağlıdır, Nesil de, Maden kazı alanları da öyledir.

Esasında dil o kadar geçişken ve zamanla birbirine girmiş manalara sahip ki insanlar binlerce sene kullanırken çok farklı manalarda kullanmışlardır veya çok farklı varlıklarda aynı tanımlamayı kullanmıştır. Ancak bir gerçek var ki her birisi de kültürlerin yaşamlarında olan sonuçlara göre değerlendirmişlerdir. Tamar kelimesi de ayrıca şaşırtıcı şekilde Od gibi çok eski bir kelime olduğu da ortaya çıkmaktadır. Bunu araştırırken de geçmişine gittikçe de daha da şaşırdım. Çünkü her kültürde Kara/Kaya ve Tamar/Damar kelimesinin bu kadar eskiye gitmesi en az 10.000 senelik geçmişlerinin olduğunu göstermektedir.

Kurmanji – Kırmanji Türk Bağlantıları

Kur kelimesi farsça Kör kelimesi ile eşdeğerde. Kır kelimesi ise Kir/Ker kelimesi ile bağlantılı olduğu için Sağır ve Güçlü manasına gelmektedir.

Her iki dilde de ortak bir tema var. Ker ve Kur kelimeleri sağır ve körü betimlemesi. Yani anlayamayan manasına gelmesidir. Men/Man kelimesi ise Türkçe’de bir şeye dönüşen manası vermektedir. Türkmen kelimesi Türkleşmiş demektir. -Ji eki ise Türkçede bulunan -Ca/-ce ekidir. Farsça toplumunda Türkçe konuşan halk ne konuşur denilseydi Türkji olarak yazılırdı.

Kir/Kur+Man+ji birleştirilince Kırmanji ve Kurmanji halkları bundan anlaşılıyor ki farslar ile ortak bağları kopmuş ve belirli süre sonra birbirini anlayamaz hale gelmiştir. Kurmanjide görülmeyen yani unutulmuş halk olması yüksek ihtimaldir. Ayrıca Khalkedon karşısında kurulan Bizantium şehri de körler ülkesinin karşısında kurulduğuna göre Tahminen Kurmanjilerle bağlı bir topluluk yaşıyordu demektir Kadıköyde.

Ayrıca Kerman yani Kirman halkı yani Zaza halkı için ikinci bir durum daha vardır. Kerman kelimesi Besarabya yani Moldova şehrinde Kale olarak geçmektedir. Bu kale kelimesi ile kerman arasındaki bağlantıyı şu şekilde kurabiliyoruz. Farsça Ker/Kir kelimesi güç manasına da gelmektedir. Man – miş olduğuna göre, Kerman’ın Güçlendirilmiş mevki anlamına geldiği rahatlıkla ortaya çıkar.

Türkçe’de de Ger / Ker kelimesi gergin ve germek üzerine bakılırsa yine güçlendirme manasına gelmektedir. Ayrıca Ger kelimesi Türkçe yurt manasına da gelmektedir bazı yerlerde. Ger çünkü Kır kelimesi ile aynı manada. Kırlarda otlatılan koyunlar derken geçen kır kelimesi kendi yurtları bildikleri arazilerde koyun otlatmak manasını taşımaktadır.

Kerman’ın manası Farsça ve Türkçede : Güçlenmiş Bölge, Kale, Yurtlaşmış manasına gelmektedir.

Kısacası Kırmanji halkı orayı sonradan yurt olarak belledikleri bir yer haline getirdiklerini anlıyoruz. Ayrıca Germania derler Alman halkının olduğu yerlere. Burada iki ihtimal vardır:

1) İskitler o bölgede hakimdi ve o bölgeye de bölge halkının seslendiği isim ile kullandı. Germania Farsça bir kelime olduğu için de İskitlerde kullanılması çok normal bir durumdur.

2) Roma zamanında Latince’nin köken olarak Farsça ile bağlantılı bir dile sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. O bölge Deutschland diye bilinirken o bölge halkı tarafından Romalılar Germania lakabını takmıştır.

J2 geninin hepsinin İran, Roma ve Türk kültürü üzerindeki etkileri ve steplerde bile isimlerinin geçmelerinin burada anlayabiliyoruz. Tabi Roma üzerinde latince’de farsça kelimelerin o kadar olmayacağını düşündüğümden birinci ihtimali yani iskitlerin batı kolunun Sarmatia’nın Hollanda’ya kadar egemen olduğunu düşünmekteyim.

Önceden de bahsettiğim Kermanşahları ve Kerman/Kirman şehri’nin İran’da çok kullanıldığı da görülmektedir. Kirman şehri vardır Yazd/Yezd şehrindende doğuda tam İran’ın merkezinde yani Achamenid / Ahameniş devleti merkezi olan Pers diyarının yakınlarında olduğunu da hatırlatmakta fayda var.

Kermanşah eyaleti diye bir yer vardır orası da Luristan Eyaleti olarak bilinen bölgede yer almaktadır.

zamanında renklendirdiğim haritanın orijinali Amerika kökenli dini bir yapıdan hazırlanmış ve ben ondan almıştım. Orada Zaza halkına Kırmanjki olarak geçirdiğini görmüştüm ve bizim kürt diye bildiğimiz çoğu bölgenin Kurmanji olduğunu öğrenmiştim.

Bu haritanın devamında ise Khoy (Köy) ve yanındaki Maku şehrini olduğu yerde Kürtçe ve Kurmanji dilinin birbirinden ayrıldığını ve doğuda olana da Kürtçe diye bahsedildiğini gördüm. Kısacası Kurmanji dili sonradan Kürtleşmiş olan bir topluluk olma ihtimali de vardır. O bölgedeki halkın diğer Kürtler ve Lurilerden ayrı bir duruma düştüğü her şekilde kesindir.

Her türlü Kurmanjilerin Farsça’nın kuzey dillerinden ayrı olarak İskitlerden gelme ihtimali yüksek gelmektedir. Çünkü bir dilin bağının zayıflaması için anakara yada ana merkeziyle arasında farklı kültür teması ve ıssız topraklar girmesi gerekmektedir.

Kerman kelimesi has İran diline ait bir kelimedir. O bölgeden yayılanların kullandığı bir kelimedir. Germek fiili de İran ve Türk kelimelerinin ortak dağarcığında bulunan ve çok kullanılan ana kelimelerden birisidir. Dil alışverişinde çok eskilere dayanan bir ortak bağın da göstergesidir.

Besarabya bölgesi için yazacağım yazıya da kaynak oldu bu yazı. Çünkü O bölgede her dil grubundan kelime barındırması da Steplerden ve güneyden gelen göçlerin ne kadar çeşitli şehir isimleri yaptığını da göstermektedir.

Finnish – Fenike – Phonica – Ugarit – Uygarlar – Ugor – Uygurlar – Saami – Semud – Thaamod – La Manche – Mansi Kavmi – Gothlar

Finnish – Fenike – Phonica – Ugarit – Uygarlar – Ugor – Uygurlar – Saami – Semud – Thaamod – La Manche – Mansi  Kavmi – Goth – Gotlar – Game of Thrones – Lord of The Rings ve İsrail Bağlantıları

Kadim zamanlarda Avrupa’da bir kavim yaşarmış. Bu kavmin en belirgin özelliği Neandarthaller ile benzer topraklarda yaşamış olması ve Hint-Avrupa kültürü gelene kadar o soğuk iklimde yaşamaya uyum sağlamıştır.

Başlığın tanımlamalarının fazla olmasının sebebi her kelimenin de aynı kültürün aynı insanların kültürünün farklı isimleri olduğudur. Belki babalar farklı anneler aynı, belki sonradan ayrılmış iki kardeşin adını almış olabilir bu kültür isimleri.

(Sor) Thor -> Dor, Titan -> Teuton diye döndüğü gibi Ugor, Sami ve Fin halklarının da isimleri geçişli olarak değişime uğramıştır.

İlk olarak bu resimleri 19 – 26 Nisan 2016 arasında hazırladığım için yeni gelen bilgi güncellemeleri ile değiştirilmemiştir bunu da belirtmek isterim.

Tufan sonrası halkı olan Ugaritler ve Finikeliler dahil olunda tüm Avrupa’da bulunan Titan ve I Geni egemenliği hakkında olan haritaların çapı İspanyadan Ural dağlarına, Filistin’den İzlandaya kadar genişliyor toplumun yaşam alanı.

Aşağıda gördüğünüz ilk resim Avrupa’nın birinci dünya savaşı öncesi olan kültürel yapısını göstermektedir. Avrupa kaynağı olduğu için doğu kültürlerinde yoğun nüfus farklılıkları olabilmektedir.

4

Aynı şekilde bu resim modern zamanda olan durumu göstermektedir.

Languages_of_Europe_no_legend_map

Temel olarak iki ayrı aşamada inceleme yapacağım. Altay Kültürün temeli olan N geni ve Ural kültürü temeli olan I geni üzerinden kültür etkileşimlerini bahsedeceğim. Türk, Fin, Moğol, Japon hatta Orta Doğu kültürlerini ele alacağım bu yazıda. Kuran’ı Kerim’de bahsedilen Semud Kavmi sadece Kuzey Arabistan’da bir kavim olarak ele alınıyor. Ad kavmi ise Yemen civarında diye düşünülüyor.

Gerçekte Ad kavmi Yemen’den Gürcistan’a, Fransa’dan Orta Asya’ya Semud Kavmi de bahsettiğim gibi Portekiz’den Ural’lara kadar dayanıyor. İç içe geçmiş kardeş kavimlerin helak olmasını ele alacağım.

Dünya üzerinde bulunan egemen dil gruplarından Ural ve Altay dillerinin yaşandığı bölgelerde yaşayan halkları en ufak renk farklılıklarında bile ele aldığımda aşağıdaki sınırlar oluyor.

//uygarlık sınırları

Sınırlar renklendirip kültürler ayrıldığında şu sonuç çıkıyor.

//uygarlık sınırları 1

Bu kültürlerin egemen olduğu bölgelere bakıldığında Avrasyanın tüm kuzey bölgelerine sahip olduğu görülecektir. Biz aynı anda hepsini ele almayıp kıta kıta kültür kültür ele alacağız.

İlk Başta Avrupa’ kısmını ele alacağım.

Fin – Finike – Phoenica – Ugoric – Uygur – Uygar – Ugarite – Mansi – La Manche Kültürleri

//83-finno-ugric_map_info

Fin – Ugor Kültürü şu ana kadar yaşayan geniş dil ailelerinden birisidir. Belki de bilmediğimiz Atlantis Halkı Fenikeliler ve Fin kavminin ortak noktası olan kültürdür.

Parçalanmış ve ayrı ayrı yerlere dağılmış bu kavimler şu şekildedir:

Estonian

Doğu halkı olarak da adlandırılabilir. Hint Avrupa dillerinde East ve Ost kelimeler,i bundan gelmektedir.

Mari – El

MÖ 3000 lerde Ortadoğu’da bulunan Mari halkı, Mari (Merv – Mary – Meryem) şehri vb delillere bakıldığında Ortadoğu ile ortak olan bir devlet olarak adlandırabiliriz. Ayrıca Mari – El devlet ismi sanki Meryem ve El in nesli der gibi bir durum ortaya çıkartmıştır.

Khanty – Mansi

Hancı ve Mancı olarak adlandırabiliriz bu kültürü. Khanty Türkler ile alakalı Mansi ise fin grubu olarak adlandırabiliriz.

Magyarlar

Macarlar. Türklerde Avrupalılara göre daha doğru adlandırılması bu kültür ile ortak bir geçmişten geldiğimizin kanıtıdır. Diğer ülkelerin Hun-Gary olarak adlandırmalarının sebebi de Hun Memleketi olarak görmelerindendir. Biz daha orijinal ve doğru ismi ile hitap ediyoruz.

Fenno-Ugrian_people

Batı, Orta ve Doğu olarak üç aşamada inceleyeceğim bu kültürü. Çok fazla bilgi yer aldığı için Nenets, Enets gibi orta grupta olanlar daha sonra ele alınacak.

admixture-Ancient_North_Eurasian

Ancient North Eurasian admixture resminde gördüğünüz bu durum aslında kültürün tarih öncesinde nerelerde egemen olduğu ve sonra gerilediğinde gelen batılıların nasıl bir yoldan geçerek etkilerini azalttığını gösteriyor. Özellikle Çeçen halkı başta olmak üzere Macar, Mari-El bölgesi yerleri ardından da Fin topraklarının tamamen bu kültür ağırlığında olduğu görülecektir. %25 oran azımsanmayacak derecede nüfusları azalmasına rağmen etki bıraktıklarının göstergesidir.

admixture-East-Asian

East Asian Admixture kısmına bakarsanız Doğudan gelen halkların nüfuz olarak oranını görürsünüz. Özellikle Kazakistan ve 1800’lerde Astrahan’ın batısına göç eden Kalmuk’ların bölgesi çok yoğun olarak etki altında olduğu görülüyor. Özellikle Orta Ural bölgelerinde de yoğun etki bulunmasına karşılık tüm Fin kültürünün yaşadığı alanlar ve Hun göçlerinin olduğu alanlarda nadir de olsa etkisine rastlanıldığı görülüyor.

Bu karışımlar gerçekte tüm kültürün nereden nereye göç ettiğinin göstergesi olduğu için uzun vadeli göçlerin analizini yapmak açısından en çok dikkat ile incelenmesi gereken durumdur.

Anadoluya baktığınızda Avrupa’nın Doğu Asya’sı olarak görebilirsiniz. Anadolu tamamen Türk olduğunun kanıtı olarak en yüksek kültür izlerini taşıdıklarını da göstermektedir.

altay gen karışım

Ayrıca Ugorların kuzeye, Uygurların güneye yayılımları aslında Fin ve Türklerin ortak kültür oluşturduktan sonra farklı yaşam şekilleri üzerinden ilerlediklerini gösterir. Birisi kara ve sıcak iklimde diğeri soğuk ve kıyı iklimlerinde ilerlemiştir.

ancient europeans

I geninin en yoğun olduğu yere bakılırsa Avrupanın en eski kültürü basklar ile bağları olduğunu görürüsünüz. Avrupanın batısında daha yoğun olarak bulunmaları eskiden burada yaşadıklarını göstermektedir.

admixture-European_hunter-gatherer

Avrupa avcı toplayıcı geçmiş genetiğine bakılırsa Saamilerin yoğun olduğu topraklarda daha yoğun olduğunu görürsünüz.

axy2di

Fin kültürüne benzer kesimlerin hep orta asyadan göç eden N geninden gelenleri dil olarak etkilemiş daha yüksek kültürlü Alman kabileleri olduklarından bahsedilmiş. Yani o bölgelerin genetiğinin farklı yerden geldikleri çok açık net belli gözükmektedir. Dialects_of_Russian_language-ru

Buraya bakıldığında moskovanın az doğusundan itibaren fin ugor ve türk kültürlerinin yoğunluğunu görmektesiniz. Esasında Rusyanın küçük bir kısmında ruslar var sadece gelişmiş teknoloji sayesinde yoğun nüfusa sahip olmuşlardır. fin is really hami saami

//N geninin etkilendiği mekanlara bakılırsa I geninin yani Avrupa avcı toplayıcı  kökenli insanların ne kadar geniş alana geçmişte yayıldığı görülmektedir.Finn4

// I geninde olanların yerini işgal eden fin kültürünün egemen olduğu yerlerde yoğun olarak kalmış Mari, Merya ve Meschera gibi bölgeleri görmektesiniz burada. Finlileri türk dilinden değişime sebep olan kültürün kalıntıları olan bu yerleri görmektesiniz.

FinnoUrgicNewTheory2

// Bu alanlarda fin kökenli konuşulan bölgelerin Avrupa Hun devleti ile uyumlu bölgelere dağıldığını görürsünüz.

FinnoUrgicNewTheory3

Manş kelimesi de bu eski I genlerinden geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. En yoğun yaşadıkları bölgede Mansi yada manche ismi verilmiştir. Değişim ise kültürün başka kültürlerle olan etkileşim farklarını göstermektedir. Uygur yani Yugurlar daha basit dile sahip olduğundan mansi kalmış değişmeden ama batıya gelince Latin kültürü etkisiyle Manche olmuştur.

//H mtdna karşılaştırmalı haplo I-borders

// I1 ve I2  alanlarında olan farklar burada gözükmektedir. Kuzey bölgesi Germania olarak kalırken güney kısmı Kermanshahs bölgesi olarak kalmıştır. Ortada Dacia (Romanya), Ukrayna ve Bosna gibi bölgeler ise Eski Gotların (Goths) torunlarının yaşadığı yerler olarak gözükmektedir. Eğer Vizigotların ve Vandalların torunlarının yerini arıyorsanız Sardinya adasını bulabilirsiniz. Vikinglerin torunlarının İngilterede ne kadar genetik değişime sebep olduğunu da görebiliyorsunuz. Ama görülen bir şey Gerçek Eski Alman kültürünün yani geninin ural dağlarından Zağroslara Tunadan Hollandaya kadar her yerde egemen olduklarıdır.

hame saami altaic_people

Fin kültürü I genine sahip kişiler ile N genine sahip insanların ortak topraklarıdır. Ugor kültürü yani N geninin baskın çıktığı nadir I geninin hakim olduğu Alman kültüründen etkilenmiş doğu kültürü olarak gözükmektedir.

//Haplogroup_I-borders

Haritayı böyle daha net gördüğünüzde R1a genlerinin güneyden Polonya rusya bölgesine saldırana kadar MÖ tarihlerde hep I geni buralarda hakim olduğu belli oluyor. R1b geni ise batıyı ele geçirince orada olan I geninin kardeşi olan J kültürünü egemenliği altına almıştır.

//mtDNA-H1-H3-map

Kadınlar genelde doğdukları yerlerde kaldıkları için hangi bölgelerde daha çok erkeklerde olan I geni neslinden gelenlerin eskiden yaşadıklarını görebilirsiniz. Gördüğünüz üzere Tüm batı avrupa aslında I geni etkileşimine girmiştir. Baskların da hanig genetik insanlardan gelen kültür olduğu açıkça bellidir. Alman dilleri ile bask dilinin benzerlikleri bulunursa orada gerçek eski Alman yani Germen halklarının dilinin Romadan önce neler konuştuğunu öğrenebilirsiniz.

//ural altay

//Burada Ural dilinin diğer etkileşimi olan Türkler ve onlar gibi Tengrici inancına sahip olanların yaşadığı toprakların dağılımını görmektesiniz. Milattan önce Gürcistanda başlayan bu kültürün Alannia kökenli olduğu gözüküyor. Ama I genleri ile etkileşimleri Mari el üzerinde çakışması da aslında ilk türk kültürünün yani diğer adıyla Scythia yani İskit, Lezgiler ve Saka kültürünün karışımını görmektesiniz. İşin garip yanı Hun devleti ve İran kültürü ile etkileşimleri çok fazla gözüküyor. Hatta Türklerin Mısırda Memlük, Tolunoğulları, İhşidler hatta Eyyubiler devletleri ile olan etkilerini görmektesiniz. Çünkü Kürt ve Türk ortak kültür kökeni olan İskitlerin hunlardan etkilenmiş veya etkilenmemiş iskitler olduğunu görebilirsiniz.

3050px-Siberian_Khanate_map_English.svg

//Sibir topraklarına bakarsanız Çinki şehrini görürsünüz. Çin etkili N geninin gelenlerine I genlilerin değiştirdiği şehir ismi olarak burasını görebilirsiniz. Tura ismi yani Töre ismi de orada yoğun yaşayan N genlilerin verdiği ad olarak görülebilir.

al dağı

I geninin olduğu bölgede El demek nehir yani vadi manasına gelmekte olduğunu görüyorsunuz. J geniyle olan etkileşimlerde de El diyarından bahsetmiştim öncesinde. Demek ki bu IJ geni hep nehirlerde ve çukur yani düzlük alanlarda yaşadıklarından bu diyarlara el demiş ve bereketli olan her yere El adını vermiştir. Bereket tanrısı olarak da El i göstermişlerdir.

//bigmap5

Gördüğünüz üzere Enets (Enes -Ana) ve Nenets (Nenes -Nine) ve benzer isimlerde pek çok kadın adı olarak kullanılmıştır türk ve rus dilinde. Bir kültürün adı kadınların ismi olarak kullanılması ise aslında o kültürün oralarda eskiden egemen olduğunu göstermektedir. Arada gördüğünüz gibi goldan (dülgen) ve yakutların doğuda var olduğu gözükmektedir.

//dil gen değişim

//N geninin etkilendiği bölgeleri görmektesiniz. Dillerinin orijinal kaldığı kesim ise Tunguzlar bölgesi olarak söylenebilir. Diğer yerlerde I, J ve C genlerin etkisiyle türk dilinin değişik versiyonlarının ne olduğunu görmektesiniz. Gerçekte I ve J kültürü Hami Sami kültürüdür ve Tüm Avrupa ile Kuzey Afrika bölgelerinde yaşayan halkların kadın, erkek ve cinsiyetsiz ayrımına girdiğini görmektesiniz. N genine ait olanlar ise asla ve asla bu ayrımı yapmamışlardır.

enets

//Enes ismi gerçekte türklerde çok kullanılır. Ayrıca Enes ismi dışında Ene-s olarak ayırırsak Ana ismi de Anna ve Ana olarak Rus ve Türk kültüründe yine yer aldığını görmektesiniz. Yani Türklerde Erkekler yaşayabilmiş ama Rus kültüründe tamamen kadınları kalmıştır. finler

//Esasında Samilerin I genine ait olduğu ve N genleriyle kuzeyde paylaştığından bahsetmiştik. Bir de arapçada zem demek durmak demektir. Demek Sami demek orada oturan kişiler manasına gelmektedir.

finno_ugric_languages

// N genlerin sonradan gelip yerleştiği yerler gözükmektedir. Burada eskiden yaşayan I kültürleri ile kaynaşmış kültürler gözükmektedir.

fino - phoenix

//Ana (Enets) kelimesi burada eski fenike zamanlarında tanrıça olarak gözükmektedir. Aserah ise Aşiret ve Asena manasına gelen kadın ismidir. Yukarıda pek çok fenike tanrısının isimleri ve kavramlarını ele aldım. Gördüğünüz üzere oralarda çok fazla Avrupada egemen olmuş dil etkilerini görürsünüz. Bu da tüm Avrupanın R1b genine sahip olana kadar Fenike yani Fin kültürü etkisinde olduğu gözükmektedir. Hami ve Samilerin bu bölgelerdeki etkisin görmektesiniz.

hami bölgesi

Burada yine Finlerin merkez bölgesinin adının Hami olduğunu görürsünüz. Yani Finlerin Hami kültürüyle yani Arapların da bulunduğu tüm IJ genlerinin etkisinde olduğu açıkça gözükmektedir. İşin garibi Hami kültürünün merkezinde Turku kalesi olması da orada Türk etkilerini de göstermektedir. Yani Alanlar ve daha doğuda yaşayan kültürlerin bu bölgede aynı şekilde hakim olduğu gözükmektedir. Yani Germanic kültür ile İskit kültürünün denk sayıldığı bir federasyonun kurulduğunu gösteren nadir çift egemenlikli toprakları görmektesiniz.

//Herberstein-Moscovia-NE tumen bölgesi ve sibir hanlığı

Burada Perm topraklarının doğusunda kalan Tümen şehri ve Ural dağlarında yaşayanları o dönem gösteren haritayı görmektesiniz.

//Historical_province_of_Tavastia_in_Finland Häme

//Hami bölgesini görmektesiniz.

hungarians

//Burada iseUgorların On ogurlar ve N geni bağlantısını görmektesiniz. badzhanak diye macar dilinde yazılan bu grubun bacanaklar olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Hani şu türklerde bir ara çok kullanılan bacanaklar peçeneklere ithafen olan bir kelimedir. etelköz kalesi ise İdil göz yani idil (Volga) nehrinin gözü yani merkezi olarak gözükmektedir şehir ismi olarak. Kürt gyarmat kabilesinin de Germen ve kürtler grubunun bağını göstermektedir. Magyar olanlar rumcada Muhacir anlamına gelmekte olması da aslında hazar topraklardan beri göçtükleri için bu ismi verildikleri düşünülebilir. Macarların kendilerine Hun ismi vermeleri de Orta asya yani N geni bağlantısına verilebilecek en güzel cevaptır. Ayrıca çok eskiden Etrükslerin Tarjan yani Tarkan isimleri de R geni ile türklerin etkileşimleri olması ve dillerinin I ve Hami dil ailesinden etkilenmeden evvel orijinal R geni dili olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Gerçekten bu kültürün dilini tercüme etmek istiyorlarsa eski R geni kültürünün olduğu vehami sami IJ kültürüyle etkileşime girmemiş bölgelerine bakmaları gerekemktedir. Bu da Hindistanın güneydoğusunda olan bölgelerde bulunabilir ve Etrüks diliyle karşılaştırılabilir ancak.

hungarians1

MAcarların kazak bölgelerinden gelmesi sebebiyle kazak bağından bahsetmişlerdir. 1/7 moğol genine sahip deseler de N genine ait olanların Çin geni yani tunguz etkileşimlerinin çok yoğun olduğunu göstermektedir.

//IndigenousSiberia

//Burada nesli tehlike altında olan kültürlere baktığımızda türk, fin ve ugor yani uygur kültürlerini görmektesiniz.

iq ve oblastlar

// Astrakhan – ejder hanları demektir. Tyumen Tümen demektir. Çita ise çok alakasız topraklarda bulunan bir hayvana verilen bir hayvan ismidir. Çita ismini koyan kabile ile buradaki kabilelerin dillerinde ortak bir yan olduğu gözükmektedir. Buradan göçen R, N, I gibi genlerden birisi bu ismi vermiş gibi duruyor. Alan devletinin türkçede karşılığı sahadır. Sakhalin adası da Alanların bulunduğu bir ada olarak gözükmektedir. Yakut ise ingilizcede bulunan Ruby manasına gelmektedir.

kamasins

//Kamlar yani Kham (Hami) manasına gelmektedir. Yani bizim tengrici şaman dediğimiz kişilerin hepsi Hami Sami kültürü adamlarıdır. Kamlar (Ham) ve Şam/an lar (Sami) ler. Kamalar Kan nehrinde ingilizce blood demektedir ve Mana river yani Ruh yani insan özü nenrinde yaşamaktadır. Öz yani Meaning demektir ingilizcede.  Kamasins aslında tam bir Hami sami kültürü temsilcisi olduğunu göstermektedir.

kazım isyanı

//Kazım türk ismidir tam anlamıyla. Kulaklar ise türklerin casusları yani dinleyicileri manasına gelmektedir. O bölgede olan casuslara verilen ad olduğu belki de bilinmeyen bu insanlara kulaklar diye ayırmışlardır. khanty

//Khan ty manası ise Han şehri manasındadır. Ostyak diye de denilmiştir. Almancada Ost doğu manasına gelmektedir. aynı zamanda burada da Kam nehrini görmektesinz. Hamilerin burada yaşadığı ve Kam yani şamanların buraya bu adı verdiğini görmektesiniz. Khanty nin diğer ismi jögör yani Yugur yine uygur kelimesine rastlanır. Aynı zamanda Sibirlerin Fenland, wetland yani ıslak alanlar denilmiştir batı sibiryadaki ak deniz bölgesinde. Bu arada Finlandiyanın da isminin çok fazla göl ve nehirlerle ve yağışlı ikliminden ıslak bölgeler olduğunu sibir kültüründen anlamaktayız.

mansi strait

//Manş denizine bakılırsa Batı avrupada pek rastlanmayan ama doğuda benzeri bulunan mansi kelimesinden benzerlik dikkati çeker. Bu da doggerland bölgesinin aslında Manche yani Mansi insanlarının toprakları olduğu gözükmektedir.

mansiler

//Mansi insanlarına bakılırsa meerkezi tümen yani türk askeri birimi olarak 1000 kişilik orduya denk gelen ölçnün eyalet ismi oalrak verildiği görülür. Burası o kadar türk bölgesidir yani.Aynı zamanda Alle- magne ile Allemanche kelimesi bağı olabileceğinden Manslerin büyük göçler ile oraya gittiğini düşünmemiz ve magne yani büyük kelimesinin asıl sahipleri olarak görülebilir. Uygurlar da kendini sümerlere bağlamaları da Hami Sami kültüründen kaynaklı etkilerden gelebilecekleri ile ilgili deliller ışığında mantıklı görülmektedir.

Map_of_Yugra_(New_Union)

// Yugra yani uygur ve benzer kültürlerin sibiryada ne kadar büük alanları kapladıkları gözükmektedir. Khanty – mansi topraklarının hepsinin uygurlar yani yugurlarla bağlantısını görmektesiniz. Hanty nin Hamilerle bağlantısını biraz önce irdelemiştim biliyorsunuz

map2

Fin ugor kültürünün yani Hami sami etkileşimli bölgelerin ayrımını tekrar görüyorsunuz.

mari el

Mari ismi avrupada Mary yani Meryem olarak kullanılıyor. Araplarda ise Merve olarak kullanılmaktadır. El ise Fenikede de bilinen El tanrısından geldiğini anlayabilirsiniz. Meryem ve El den doğanların buraya bu ismi verdikleri rahatlıkla söylenebilir. Bu tanrılara tapan ve bu kültürden gelenlerin adları olarak burada görülebilir.

Mari el in içinde Meryan, Meyra ve Arya isimleri de verilebilecek kültüre sahip komşuları da vardır. Ayrıca çok alakasız topraklar olarak görülen Jordan yani Ürdün topraklarının da benzeri bir isme burada rastlamaktasınız. Mu ve ro – ma kelimelerine de bakarsanız murom bölgesinin su altında kalan veya sulak mu – ra – ma kelimesiyle ayrıştırılabileceğini görmektesiniz. Mari el bölgesinin tamamen orta doğuda görülen ama tüm Avrupada bir dönem hakim olan ve Hami ve Sami kültürünün etkilerinin buralarda ne denli yoğun olduğunu göstermektedir.

//MariEl03

//Mari el toprakları

mordvin ardvin

//Mordor diyarı diyoruz ya. İşte Orta dünya topraklarında Mordor diyarı burası. Mordvin toprakları. Burada Arz yani arapça toprak manasına gelen kelime, Kama dağı yani Hami dağı  ve Moshkalar da Ahşid devletini kuran türk kökenlilerle alakasını görebilirsiniz. Erzyans kısacası arzlılar demek arapçada. Merda ise mert insandan dönüşerek türkçeye mirza olarak geçmiştir. Arzi kelimesi ise Aorsii olarak değişmektedir. Türkçede Arsa olarak geçmektedir.

Rav kelimesi ise mısır tanrısı ra ile bağı olduğunu görebilirsiniz.

mordvin nüfusu Ареал_расселения_мордвы_в_Волго-Уральском_регионе._По_данным_Всероссийской_переписи_населен

//Moskova güneyinde bulunan bu toplumun dağılımına bakarsanız ne kadaryoğun olarak dağıldığını görmektesiniz.

nenets num nga

// Num ise Nuh (noah) kelimesi ile bağlantılıdır. Esasında Almancadaki Titanlara denk gelmektedir. Nga ise Olimposlular ile bağlantılıdır. Kısacası eski Hami Sami dillerinde bulunan tanrıların burada da çok etkin olduğunu görmektesiniz kültürel olarak.

nenets samod

Nenets denilen Nineler kabilesi ise Semudlara yani Samoyedlere bağlı olduğu gözükmektedir. Semud kavminin kökeninin Kuranda geçen semudla bağlantılı olabildiğini anlayabilirsiniz rahatlıkla. Kabileler tüm Avrupada yaşayan bir kültür iken bir anda sadece avrupa kuzeyinde kalacak kadar küçülmüş yani ışıltısını kaybetmiş batmış bir kabile olduğunu anlarsınız. Ural kültüründen oldukları ve adlarının diğer adının Yaran yani Yarmak yada Yaren denilecek iki manaya gelebilen öz türkçe kelime ile bağını görüyorsunuz. Ve Nene kabilesinin yurtlarda kaldığı da gözükmektedir.Şaman yani sami ve hami kültürü inançlarına ait oldukları da gözükmektedir. Tabi izole yaşadıkları için şamanizm dininde olanlar asıl hami sami dininin nasıl olduğunu da göstermektedir.

//nenets_autonomous_okrug_sites1

Sbiiryanın en kuzeyinde bulunan bu kabileye bir bakın. Gerçekte Sümer kökenli insanların izole kalmış kültürlerinin öz yaşayan varislerini görüyorsunuz.

//nganasanlar

Nganasan kabilesine bakıyoruz ingilizce genevesean diye okunuyor. Kısacası Cenevizlilerle akraba bu post tacirleri diğer cenevizlerle aynı kültürü çok farklı yerde sürdürmektedir. Aynı zamanda nenesha yani nene yani nenets ile bir bağ da burada görülmektedir. Kabilelerin yönetimlerinde Üst Avam yani Avam üstü kesimin ve Avam yani sıradan aşağı tabaka halkın burada yaşadığını görürsünüz. Aynı zamanda yasak sisteminin olması kürk ticaretinde türklerin kuralları yani yasak (english = prohibited) sistemini getirdikleri gözükmektedir. Yasak aynı zamanda Yasa (Law) kelimesinden çıkmaktadır. Yani ödemeler yapılmazsa yasak yapılırsa yasal bir vergi sistemini göstermektedir. Kısacası Dolgan aşireti çok eski dülgen aşiretidir ve Yenisei nehri de Yeni şey yani yeni olan manasına gelmektedir.  Dolgan yani dülgenlerden gelmeleri de hami samilerden gelen kültürlerin türkleri etkilemesi yada türklerin tamamen sümerlerden geldiğinin göstergesidir.

//ötüken ormanları khanty

// N geninin Çinlilerden ayrı olarak Çinin kuzeyindeki dağlık ve ormanlık bölgelerde yaşadığı görülmektedir. Kısacası öz türklerin Çinden kovulan ve kuzeyde ilk gördükleri ormanlara yerleşen halk olarak görebiliriz. Bu ötüken ormanları da hunların ilk kökenlerini görebiliriz. O genine ait kimseler de görebiliriz ama asıl öz türkler N genine sahiptir. Ötüken ormanları da moğolistanda değil daha çok mançurya bölgesinde olduğunu düşünmekteyim. Burada Moğolların gördüğü ötükeni gösterdim. Ama tunguz kabileleri ve türklerin öz alanlarına bakılırsa Altay ve Mançurya alanlarının hepsi Ötüken sayılır.sami bölgesi

// Lapplar yani p -> f ye dönerse Alflar yani Elfler diyarı olarak da geçebilir. Zem dediğim gibi arapçada dur manasına gelmektedir. Durulan yer aynı zamanda bölge yerleşim alanıdır. Ve el ile Elf kelimelerini bu bölgelerde yoğun görmektesiniz.

selkuplar

// Selkup yani Sel (eng = flood) bölgesi olarak bilinir. Sayan türkçede “important” yada “calculator” manasına gelmektedir. Sayan dağları önemli yani saygıdeğer dağlar olarak görülmüş ve Turukhan nehrinde yani Türk han adını vermişlerdir.

turku bölgesi

finlendiya ortasında bulunan Turku bölgesi de türkçedeki folk sing manasında kültürel müzik olarak bilinir. 1840 lara kadar da en yoğun nüfuslu yerleşimi. Yani Finlandiyalılar burası kendi merkezi görmüşlerdir. Turkunun aslında pazar yeri manasına gelmesi ve türk manasına da gelen fransızca kelimeye benzemesi dikkati çeker. Abo büyük akıntı büyük nehir manasına geldiği için koyulmuştur ayrıca. Bu da İbrahim kelimesi, Işık kelimesi ve Abooo (büyük olay yaşandığında) diye şaşkınlık ifade eden türkçedeki şaşkınlık ifadesine benzemektedir. Turku bölgesinde Turun yani Turan bölgesi adını da verecek şey görülürse aslında çok faha farklı bir gerçeğe ulaşırsınız. Yani Turun kelimesi Turku’dan gelen Türkün manasına gelir. Ayrıca Tur dağından gelen manasına da gelir. Belki de Ural dağları diye bildiğimiz dağların Tur dağı olma ihtimali vardır. Firavunları yenen Musanın hikayesi de buradan incelenebilir.

//ugarit

Uygar kelimesi ile aynı manaya gelen mö 1450 deki ugarit kabilesi ve hitit ve mısırla bağlantılı olan önemli bir bölgedir. Tüm akdenizin ticaret bölgesidir. Fin-Ugorların orta doğuda Mö rastlanan ismi phoenica – ugarits olarak geçmektedir.

//yugra ogur

12. ve 17 yy. arasında yani MÖ 13yy’dan 25 -30 asır sonra ural dağlarından kopan bu yugurlar aslında çok eski bir ortadoğu kabilesi ile bağlarını gördünüz. Kuçum han küçük (tiny) han yada kuçu (dog) han olarak da adlandırılabilir.  Yermak ise ırmak (river) ve araplardaki yermük adına benzemektedir. Ana konda kelimesi ile Konda nehri benzerliği bulunmaktadır. Ana konda  aynı zamanda Main konda manasında gelir ingilizcede. Ungarn yani Urgan yani Ugrian manalarına gelmektedir Hun kelimesinin manası. Aynı zamanda Yugur yani uygur manasına da gelir.

Gördüğünüz gibi pek çok ifadede Ortadoğudan Urallara Hollandadan tuna boyunca tüm bölgelerde bulunan koca bir kültürü analiz ettik. Ayrıca diğer ucu Bering boğazıyla İç moğolistan dağlarına kadar dayanan bu kültürün Fin ve Uygur kültürlerinin iç içe geçmiş halleri olan büyük bir tarihini göstermektedir. Ayrıca bunların iç içe geçmiş ayrılamaz bütünlüğe varmış olduklarını görürseniz aslında ne kadar da büyük bir Hami Sami kültürü olduğunu görürsünüz. arap kültürü kısmında olan ayrı kısmı hariç esasında ne kadar geniş kapsamlı bir kültür olduğunu görüyorsunuz. Ayrıca Şamanizmin esas Hami sami kültürü olduğu ve sonradan gelen tanrı ve tanrıçalarla bu kültürün değiştiği gözlemleniyor.

Siz Kırgızistana giderseniz Hami, Sami ve Yafesi sorarsanız size Kam, Şam ve yapet derler. Şam kelimesi de Samilerden gelmektedir. Kısacası Şamanizm (sami dinini) ve Kam Hami’yi söylemektedir. Sümer kültürü yani Hami Sami kültürünün torunlarını araştırmak istiyorsanız çok daha derinlemesine bakıp tüm Avrasyada olan etkilerini incelemeniz gerekmektedir. İnsanlar burada pek çok yerde yayıldıklarını ve dünyanın tarihini yazan kültürlerin hepsini etkileyip damgasını vurdukları görülmektedir. Türkler, Hint Avrupalılar ve Arap – İskandinav – Alman – Fars halklarının hepsini etkilemiştir. Kısacası tüm Afro Avrasyanın en etkin kültürü ve liderleri hep bu kültürden dinleri de hep bu öğretilerden değişmiş halleri yer almaktadır.

Finler ve Uygurlar ise bu kültürlerin ortak alanları ve en değişik parçası olarak kalmıştır. Macarlar uygarlığı o dönemin yörüklerinde temsil eden hunların torunları ve tüm yugur ve uygurlar ve ungarn kelimesine ait olan kültürler onların çocuklarıdır. Ugaritlerden gelenlerdir bunlar. Aynı zamanda finler de phoenica yani finlerden gelmektedir.

Gelecek Kavramı ve Bununla ilgili Oluşturulabilecek Terimler

Gelecek Kavramı ve Bununla ilgili Oluşturulabilecek Terimler

Gelecek derken çok geniş bir skaladan bahsediyoruz. O grubu anlatırken ekstradan bilgi ekleyip bu şekilde birilerine durumu anlatmak zorunda kalıyoruz.

Kültürümüzde genelde dilde kelimelerin uzaması daha fazla bilgi dağarcığımızı kullanmaktan daha önemli olduğu için sanırım akrabalık kelimeleri hariç çoğu kelimede basit ve yalın hallerini kullanıyoruz. Pek çok durum manasını barındıran kelimeler kullandığımız için olsa gerek kelimelerimiz oldukça yoğun bir şekilde eğip bükülebilir hale geliyor.

Gelecek kavramı ile ilgili daha geniş perspektiften baktığımızda evrensel boyutta 5 gelecek aşaması var. Şahsi durum, insanlık durumu ve Evren ele alındığında aşağıdaki kavram bütünleri ile karşılaşıyoruz:

Kelimeleri sadece örnek olsun diye yazıyorum. Yaşanılan Çağ kısaltması yaşça olur. Ama bu durum “yaşça büyük bir insan” gibi sıfatlarda kullanılan eklerde sıkıntı yaratacağı için “yaş-çe” diyeceğim. Diğer tüm eklerde de “-çe” yi kullanacağım.

1- Yaşçe: Yaşanılan zamanda olan gelecek. Dört kısma ayırabiliriz bunu.

a- Toplulukta herkesin yaşadığı zaman

b- İki kişi ise iki kişinin de yaşadığı zaman

c- Toplumda bazılarının yaşamadığı zaman

d- İki kişiden bizim yaşadığımız gelecek zaman

Bu zamanlar için de özel isimler bulunabilir alt katmanda ama ben teorik bir dil metaforu yaptığım için bu sanal isimlerimi detaylandırdığımda çok uzun süreceği için gerek duymuyorum. TDK ya atıyorum bu görevi 😀

2- Ölçe: Öldükten sonraki İnsanlık için kullanılan gelecek

3- İnçe: İnsanlıktan sonraki evren zamanı. Burada üç ekstra kavram kullanılabilir detaylandırmak için:

a- Güneşin söndüğü vakitten sonraki gelecek

b- Dünyanın yok olduğundan sonraki vakit

c- Samanyolu galaksisi değiştikten sonraki vakit

4- Evrençe: Evrenden sonraki gelecek zaman dilimi. Dinde tüm varlıklar ve yoklukların yok olduğu vakit diye kastedilen dönem sonrası olan dönemin adı da denilebilir.

5- Yeniçe: Yeniden doğuş yani ölümden sonra diriliş ile ilgili zaman dilimi olarak adlandırılabilir. Bu durumu 4 alt gruba ayırabiliriz:

a- Kendi yaşamında o ana göre gelecekte yeniden doğuş. Geleceğe dönüş filmi gibi 😀

b- İnsanlık yaşarken senin öldükten sonra yeniden dirilmen.

c- İnsanlık sonrası başka bir tür olarak yeniden dirilmen

d- Evren sonrası yeniden dirilmen.

Kavramların doğruluğu yanlışlığını tanıtmadan sadece bunları adlandırmak gerektiğinden bahsediyorum. Avrupalıların bir “o varlık” tanımı bile çeşitlenmiş şekilde görülüyor. Bizim de uygulamada olmasa bile pratikte bu konuda detaylandırma yapmamız faydalı olacaktır. Belki bir gün ileride işimize yarayabilir.

Türkçe Lügatı ve Dünya Tarihi Hakkında Küçük Bir Tez

Bu tamamen geçmiş ile ilgili tahmin makalesidir. Kanıtlanana kadar gerçekliği tartışılabilir. Eleştirecekseniz bu konuda benim safsata yaptığım ile ilgili değil bu bilgilerin olabilme ihtimali üzerinden eleştirin.

Dünyadaki insanlar orijin olarak dillerindeki bazı kelimeler başka yerlerden gelmiştir. Bunların mesafe veya zaman farketmemesi aslında insanların birbiri ardına takip etmesi ve birbirinin yerinde gözü olmasından kaynaklıdır. Tüm dünyayı fethedeyim derken hareket eden insanlar bir yandan diğerlerini etkisi altına alırken diğer yandan kültürlerin yayılması ve dünyanın her tarafında insanların bulunmasını sağlamıştır. Şimdi yazacağım tez din harici destanlarda anlatılan Arap kültürü üzerinden tarih anlatma ve bazı inançların nasıl oluştuğuna yönelik olacaktır. Konuları şu şekilde olacaktır:

1) Güzel ve Kutsal Kelimesinin Kökeni Quotzal ve Maya Dilinden Gelme Teoremi
2) (Scythian) Şeytan Kızılderililerin Eski İsmi Teoremi

3) Animism ilk Hayvan Evcilleştirilmesi Sonrası Şükretme İnancı Teoremi

4) Şamanizm ve İlk Uzay Keşifleri Teoremi
5) Toplumun Eğitimi Akıllı ve Bilgili Annelerden Geçer

1) Güzel Kelimesinin Kökeni Quotzal ve Maya Dilinden Gelme Teoremi

Güzel kelimesinin manasını hiç düşündüğünüz mü? Kelime köklerine ayırmaya çalıştığında sadece Güz ve el kalacaktır ve bunlar da güzel tanımı ile alakalı olmayan iki kelime olacaktır. Güzel kelimesi bir çağrışım yaptığı zaman ancak gerçek dil özelliğine kavuşabilir. Bunu da Maya dilini araştırırken gördüğüm bilgilerde farkettim “Quotzal” bir tanımı olmakla birlikte bazı isimlerin başına sıfat olarak gelmiştir. Nahualt dilinde “büyük parlak kuyruk tüyü” anlamına gelir. Mesela Chapul-Tepec (Hırsız veya Çekirge Tepesi) gibi Quotzal-Tepec (Güzel/Kutsal Tepe) kelimesi bulunmaktadır. Bu kelime mana itibariyle parlak kırmızı yeşil renkli bir kuşa verilmiş olmasına rağmen güzellik sembolu olarak kullanıldığı için orada bu isim sonra dilde kullanımı yaygınlaşmış ve sonra batıdaki türkler aracılığıyla kullanımı güzel olarak kalmıştır. Maya diline bakıldığında boş zamanlarda daha çok şiirler ve süslemeler ile dil zenginleştirilirken kelimeler değişime uğramış ve ifade de zaman içerisinde daha farkı hal almaya başlamıştır. Örneğin Teotihuacan adlı tapınak kelimelerinde sessiz yumuşaması, o->r değişimi yada tamamen silinmesi durumunda bir sesli harfin sonrasında Dedi-Hakan anlamına gelir. Aynı şekilde bir kabilenin ismi Athabaskan yani Ata-Başkan olmak üzere adlandırılmıştır. Bunların manasına bakıldığında da kelime olarak aynı şeyleri ifade ediyor genellikle. Tabi bu yol ile Teokrasi Der-Kras veya Dekras olmaktadır. Onun da bir manasına bakmak lazımdır. Tenochitlan yani Denizli-Alan kelimesi de etrafında göl olan bir adada kurulmuş bir şehirdir. Yani kelimelerin geldiği yerlere bakıldığında Maya uygarlığı ile Türklerin arasında kelime benzerliği fevkalade çoktur. Bunlar tamamen kendi araştırmalarım sonucu değişime uğrama ihtimali olan kelime bütünleridir. Köken olarak çok farklı kelimeler hatta araştırmalar olsa da bu konuda daha da derinlikler araştırılması gerekmektedir.

2) (Scythian) Şeytan Kızılderililerin Eski İsmi Teoremi

Arap toplumu din dışında da efsanelerinde genellikle şeytanlardan bahsederler. Bu efsanelerde şeytanların kandırdıkları ve insanların birliklerini bozup akılları ile insanları yenmeyi başaran kızıl görünümlü boynuzlu ve kuyruklu varlıklar olarak tanımlıyorlar. Bu tanımlara bakıldığında boynuz kısmı kurt adam kafası gibi o dönemlerde avladıkları hayvanın başını kafalarına takma adeti yüzünden olsa ki çift boynuzlu olarak hepsi biliniyor. Aynı şekilde insanların bazılarında genetik bozukluk olarak kuyruk çıktığı bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey. Tabi bu da kültürel olarak tanımlama olsa da yine de gerçekten böyle olan insanlar da var ünlü bir kadın yabancı artistte (keisha) olduğu gibi. Bu insanların tipik özelliklerine bakıldığında bir şekilde köklerinin Afganistan’a dayandığı görülürse (ki Arapların da kökeni oraya dayanır) orada yaşayan insanların ayrılmadan önce birbiri ile alakadar olduğu belli olmaktadır. Bahsettiğim şeytan diye adlandırılan kişiler kimlerdir onlar şimdiki Avrupa’nın kurulmasındaki temel ikinci göç dalgası insanlarıdır. Scythian diğer bir tabir ile şu anki dünyanın %70 ine hakim olan kesimin kökeni. Diğer yandan Kızılderililer ile Şu anki Avrupalıların genetik kökenlerinin de aynı olduğu kabul edildiğine göre Araplar ile aynı yerde yaşayan halkların bir kısmının araplar gibi sarı derili olmasına rağmen Yerli Amerikalı ve Avrupa kökenindeki Q ve R toplumlarının ataları da Kızılderili olmaları da aynı şekilde normaldir. Yani burada aslında şeytan diye kastedilen kişiler Avrupalılardır. Aynı şekilde şu an yapılan eylemlerde Roma’da bulunan Papa Hun ve Osmanlı akınlarında her zaman diğer tarafı sindirmek için türlü tuzaklar ve entrikalar ile uğraşmış ve başarmıştır. Şimdiki Avrupanın kökenleri de belki akıllı oldukları için diğer insanları birbirine düşürerek böyle bir şeyi yapmaya kalkmış olabilirler. . Bir başka bakış açısı ise Rus kafir kelimesi ile Raj kapoor kelimesinin aynı kökene ait olmasıdır. Tüm bunlar esas alındığında aslında Avrupalıların Arapların gözünde istenmeyen insanlar oldukları açıkca belli oluyordur.

3) Animism ilk Hayvan Evcilleştirilmesi Sonrası Şükretme İnancı Teoremi

İnsanlar yaşamları boyunca bir şeylere inanarak veya bir şeyler yaparak zamanını geçirirler. İlk başta toplayıcı sonra avcı sonra tarım sonra da endüstri hayatımıza girdi. Bunlar ardı ardına ilerlerken insanlar eskiden doğa ile iç içe yaşama ve onların verdiklerine karşı teşekkür etme olayını abartılmaya başlanılması olayıdır. Yani inek süt veriyor diye ona teşekkür etmek bir yüceliktir ama onu kendinden daha yüksek görmek bir şekilde kendini aşağılamaktan öteye geçmemektedir. Bu gibi şeyler hindistanda çok yaşanmış ve hayvan sevgisi de insan sevgisi de aşırıya kaçtığı için insanlar orada değersiz hale gelmiştir ve doğa ile ilgili olaylara çok daha farklı çözümler geliştirmiştir. Şu anki Avrupa tarzı kentleşmenin çok dışında bir kültür bulunmakta. Mesela Tuvaletler foseptik çukuruna yapmakta ve onları bağ bahçe topraklarına gübre olarak kullanmaktalar. Bunun gibi şeyler dolayısıyla insanlar hayvanlara teşekkür etmiş ve ona secdeye kapanacak kadar bağımlılık göstermişlerdir.

4) Şamanizm/Paganizm ve İlk Uzay Keşifleri Teoremi

İnsanlar etrafını inceleme fırsatı elde ettiğinde diğer varlıkların dışında bir de uzay dikkatini çekmiştir en çok. Dünyada olan olaylar ve yıldızlar ile bağlantısı özellikle tarım devriminden sonra iyice önem kazanmıştır. Sonraki devirlerde insanlar bu olayları geliştirerek astronomi ve astrolojiye başlamışlardır. Bu olaylar geliştiğinde ise insanların kültleşmeye başlayan bazı pagan sembollerini keşfetmek ve belirli sayılarda köşeler bulunan şekiller yapmaktaydı. Tabi bu insanların basit çizimlerden sonra gelişmesiyle değişecekti ama o dönemlerde böyle kaldı. İnsanlar uzayda o dönemde teleskop gibi bir şey bulmuş olmalılar ki bazı gök cisimlerini dünyada şu anki teknoloji ile keşfedilen şekil ve tanımları ile bulmuşlardır. Bunlar da gök tanrı gibi uzaya ve uzay üstü varlıklara inancın temelini oluşturmuştur.

5) Toplumun Eğitimi Akıllı ve Bilgili Annelerden Geçer

İnsanlığın gelişmesi için erkekler çalışma ve eve yemek getirmek ile yükümlülük biçilmiştir asırlarca ve bu görevin karşıtı olarak da kadınlar da evde doğurgan yapıda oldukları için hareket kabiliyetleri kısıtlı olduğundan bakım ve eğitim görevini üstlenmişlerdir. Bunlar sonradan erkeklerin askeri kesime kaymasına kadınların da şehirlerin oluşmasına sebep olduğu aşikardır. Toplumlarda şu anda bile aile eğitiminde iki kişi çalıştığı zamanlarda bile kadınlar çocuğa bakımı üstlenirler. Bu bakımda yaptıkları davranışlar sonradan büyüyecek çocuğun karakterini ve eğitimini belirler. Yani anne bir şekilde iyi eğitimini çocuğa aktarırsa ve akıllı davranırsa çocuk da ona benzer hareketler yapıp güçlü ve akıllı bir birey olacaktır. Şu anda dünya üzerinde çoğu kişi eğitimsiz oldukları için başarısız oluyorlar dünyada. Türkiyemizde de durum pek farklı olmasa bile eski eğitimli halkların ailevi gelenekleri yüzünden bazı kesimler akıllı ve kültürlü olmuşlardır. Onun için anne her zaman önemlidir ailede. Seçilecek kadın da ona göre güçlü, eğitimli ve akıllı olmalıdır.