Tek Dünya Devleti ve Büyük Ortadoğu Projesi

Tek Dünya Devleti ve Büyük Ortadoğu Projesi

Tek dünya devleti denildiğinde esasında herkesi organize eden sıradan şemada bir devlet belki hayalinizde canlanabilir. Ancak gerçekte proje olarak sunulan ise tamamen farklıdır. Bu tek dünya devleti projesinde tam mutlakiyet hüküm sürmesi için çalışılmaktadır.

Yapılan icraatlere bakılırsa hedeflenen durumlar:

1) Mülksüzleştirme: Her şeyi kiralık yaşayan halk kitleleri oluşturma (Martı Tag örneği)

2) Kültürsüzleştirme: Kendi kültürüne yabancı hatta düşman bir kitle oluşturmak hatta nefret ettirmek (bkz: Almanya – Japonya)

3) Soyutlama: Evde yaşama. tek başına başkaları ile iletişim kurmayacak şekilde bireysel yaşama zorlanma

4) Parçalama: Her kültürü mikro çaplarda parçalama ve her birisini birbirine düşman etme. Akraba’yı akrabaya kırdırma. Devlet otoritelerini terörle bölmek. Sisteme karşı olan tüm devletler bu durumu yaşadı.

5) Zehirleme: Her bölgesel kültürde proje devlet ile diğer devletlerin kültürünü aşındıracak projeler hazırlanır. Türkiye merkez/model ülke denilerek Müslümanlığı bozmaya çalışmaları İsraili Arap kültürüne zehir olarak salmaları buna örnek

6) Pasifleştirme: Her şeye duyarlı hale getirip medenileştirme adı altında kendilerine kalkacak silahları önlemek haklarını savunmayı durdurmak. Bu arada da insanları eğlence sektörüyle oyalarken gerçek değerlerine kötüleme ve baskılama ile durdurulacak

7) Dijital Kontrol: Her şey dijital ortamda olacak ve hepsi genel capital (merkezlerde) toplanacak. Her insanın her anı takip edilecek. Bir agresif davranışta beyinleri kontrol edilecek. Gerekirse dijital ortamda tuttuğu paralar sıfırlanacak.

8) Yargısızlık: Yöneten kitle her şeyi yapma hakkına sahip olacak ama başkaları onlara karşı çıktığında en ağır cezalara çarptırılacak

9) Elle Tutulur Nüfus: Nüfus miktarı sınırlanacak. Bunlar da sadece hizmet edecek kişiler olacak

10) Yapay zeka: Yapay zekalar yargılamalar, yaşam ve diğer her şeye bakacak. Onlar da kodlandığı şekilde. Belki de ileride insan bilinci robota aktarılıp onlar ile hizmet etme seçeneklerini de yapmayı düşünebilirler.

11) Aptallaştırma: Güdülen hayvanlar gibi insanları da ticari amaçlarında kullanmak için zeka seviyelerini geliştirecek ve gerçekleri öğrenmesini sağlayacak şeyler yerine eğlence ve boş işlerle uğraştırarak kontrol altında tutmayı hedeflemektedir. IQ’su yüksek kişiler olayları kavradığı için her zaman tehlikelidir.

Daha pek çok şey vardır ancak görebildiklerim şimdilik bunlar. Bu dediklerimin hepsi her an yaşanmaktadır. Gerçekte enerjisel duvarlar olmasaydı şu an bunlara karşı da çözüm çok basitti. Geleceğinizde Bireysellik, yalınsallık, başkalarına duyarlılık gibi şeylerden bahsederlerse küfredin geçin hepsine. Çünkü Avrupa gibi iyice koyunlaşmış bir toplum görürsünüz. İşin garip yanı Türkiye’de Akp ye uyanlar çoktan bu tanıma uymuş gibi olsa da gerçekler bunlar.

Bütün dünya halklarına savaş ilan etmenin adına üçüncü dünya savaşı demişler. Ancak vuran da vurulan da tiyatronun öğeleri. Bir kaç kuruş niyetine tüm toplumlarına satmış bu kişiler liderler gibi gözükmektedir. Gerçek hayatta bu enerji duvarları olmasa çoktan hepsi kültürlerinde dışlanmış olarak yaşayacakları çok belirgindir.

Hayatı belirli noktaya taşımaya çalışan üst akıl dedikleri kendisi dış akıl olan kendi ortak aklımızın yanında hiç kalacak ve bir kaç piyon oynatmak dışında başarısı olmayan kukla bir varlığı görmekteyiz bu sistem başında. Eğer aklı varsa gelsin benim bu doğduğum yaşamı bu doğduğum astrolojik biçimde tamamlasın da görelim. Ama yapamaz.

Neyse bu büyük proje şu an insanlar bazı şeyleri fark ettiği için sekteye uğramaya başladı. İsrail – Filistin arasında da gerginlik bahanesiyle de olayı tamamen farklı noktaya getirdiler.

Gerçek new world order bunlara göre çok daha sonra olan belli ki. Bunlar halen daha dijital sistemde kalmış. Çok geri teknoloji. Gerçekten enerji duvarları olmasa bu sistem 5 senede yok olurdu. Atakan kayalar adlı robotik çocuğumuzu da sosyoloji uzmanı yapmasalardı bu konuda güzel olurdu ama yine de demokraside çare tükenmez derdi Süleyman Demirel.

Buna da çözümümüz olur elbette. Deleriz enerji duvarlarını akarız dünyanın başkenti diye sandıkları merkezine. Yok ederiz o server merkezleri ve düzelir dünya. Her 600 yılda bir olduğu gibi.

Kontrollü Kaosun Adresi: İsrail- Filistin

Kontrollü Kaosun Adresi: İsrail – Filistin

İsrail – Filistin sadece bir örnek. Tüm dünyada uygulanan bir kontrollü kaos öğesinin küçük bir kısmı sadece. Tüm insanlığa karşı olan bir saldırının objesidir bu.

İlk önce neden kontrollü kaos olduğundan bahsedeyim. Kontrollü Kaos tanımı orman yangınlarında belirli bölgeleri yakarak o bölgelerde otel gibi rant yapanların muhteşem sanatlarını icra ettiği yerdir. Aynı durum Devletleri belirli sınırlara eriştirmek için yapılan kontrollü savaşlar, başarısız darbeler ve kendi kutsal objelerine saldırmalar şeklinde görülmektedir.

11 Eylül Amerika’da 12 Eylül 80 darbesi Türkiye’de kontrollü kaostur. hazırlık aşaması insanlığı kıvama getirme ve sonuca erdirme şeklinde planlanma durumları vardır.

İsrail senelerce filistin halkını sıkıştırdı sıkıştırdı sıkıştırdı. nefret öfke ve kendi halkından olmadığı bilincine gelinene kadar pişirildi. Ardından bir saldırı ile özgürlüğüne kavuşturmak için hamle yapıldı. İşte o hamle şimdi Aksa tugayları olarak gözükmektedir.

İsrail ve Filistin hem kültürel hem dilsel hem de dinsel hem de ırksal olarak birbirine çok yakın devletlerdir.

o kadar yakın devletler ki manda himayesine aldığında o bölgeyi nebati halkının toprakları olarak ürdün mandası yapmıştır. O bölgede olan halk ve ardından gelen kafaları düşmanlıkla doldurulmuş zehir gibi enjekte edilmiş kendilerinden olan israil halkını düşman niyetine saldılar. Gerçekte tüm dünyayı onlara verdiğini diyen Allah varsa iki ailenin hepsine de vermiştir. İsmail ve İshak oğulları ortak çalıştıkça verecektir birbirinizi öldürmeyin sözünü de anlamamışlar belli ki.

Neyse geçelim Olayın devamına neden kontrollü kaostur. İsrail hükümeti bile israil halkından ayrı bir gruba bağlı olduğu bellidir. Ülke başlarındaki kilit isimler hep Türkiye’de değil şu an barış içerisinde gözüken her ülkede ele geçirilmiş gibi gözüküyor.

Netenyahu mülksüzleştirme ve kontrolü ele alma durumlarında zor durumdayken bu olay meydana geldi. Suriye’ye Türkiye tarafından tam girilmek üzere bu olay meydana geldi. Türkiye’de kentsel dönüşümde tapunun %20 sinin devlete verilmesi kanunu ve tarlaların iki üç sene kullanılmayınca tapuya rağmen kiralanması projesi sırasında verildi bu durum.

İsrail her dakikasını gözetlediği gazze’de 5000 füze atan silah o kadar paramotor ve başka şeylerden hiç haberdar olmayacak mı? Tabi ki palavra. Sanarsın ki Avusturalya kıyıları da kontrol etmesi zor bölge. Bakıyoruz Filistin İsrail’e saldırıyor ve israil ilk başta saldırı girişlerini yeterince güçlü şekilde karşılamıyor. Ardından bir daha bakıyorsun gazze’ye kıytırıktan bir şekilde daha çok tahrik etmek için sadece uçaklarla bombalıyor.

Doğduğumdan beri israili ve filistini bilirim. Misket bombaları, en güçlü silah teknolojileri ve benzeri şeyleri burada kullanıyorlardı. Ne oldu da bu savaşta bir anda en düşük şeyleri kullanarak ilerlemesini durdurmak yerine müslümanları buraya doğru saldırtarak daha çok tahrik ediyor? Neden yenebilecekleri halde bilerek sınır değişimlerinde ilerlemesine izin veriyor düşünün?

29 Ekim Aksa’da Erdoğan kutlayacak haberi, İran’ın suikast dronları ile saldırılar ve Rusya ile ortak hareket ediyormuş gibi hareketler. Hepsi bir plan çerçevesinde halka gösterilen bir tiyatro. Sebepleri:

1- İsrail Filistin ikili çözümü İsrail’e kabul ettirmek

2- İran halkını Batı ile savaştırma bahanesi ve bölme bahanesi

3- Meclisteki gayrı insani yasaları geçirenleri tahtta tutmak ve bu durumları unutturmak

4- İsrail ve filistinin gazını almak

5- Müslümanların belirli şekilde gururlarını okşamak

Daha pek çok neden sayabilirim ama buraya yazmak sonrasında gereksiz yazının uzamasına sebep olur.

Operasyonları Rusya, İran ve Türkiye ile koordineli yapanın İngiltere olduğu açıktır.

Siz hiç İngiliz kolonisine darbe yapıldığını gördünüz mü?

Fransız kolonilerine darbe yapıldı. Ancak hiç bir ingiliz kolonisi saldırıya uğramadı.

İngiliz kolonilerinde böl parçala yönet hikayesini tekrardan burada görüyoruz. İsrail – Filistin, Türk – Kürt, Hindistan- Pakistan, Pakistan – Bangladeş, Her birisi bölme üzerine. Partilerde de Chp – Akp, Mhp – Hdp gibi ayrımları kullandığı da gözükmektedir.

Ayrıca Büyük Orta Doğu projesi ve tüm dünyada uygulanan projenin bir kısmı da mülksüzleştirme dışında kimliksizleştirmedir. Kendi ulusal kimliklerinden nefret edene kadar en kötü hallerini bu uluslara göstererek tahrik etmek ve artık Almanya ve Japonya gibi küfrettirmek amacını taşımaktadır.

Bakmayın siz dönen olaylarda böyle sığ görünümlere. Tüm dünyaya tüm tuşlara basarak geçmeye çalışan çocuk gibi saldıran amacını elde etmek için tüm her şeyi şu an kullandığı da açık durumdadır.

Dünya çok farklı bir evrede. İnsanlar yöneticilerinin aldattığı ve gösterdikleri alanda olan kaoslarla uğraşılarak ve minik maaşlarla açlıkla yönetilerek saçma bir durumda yaşamaktadır. Gerçekte olmayacak mutsuzluklara üzülmekte gerçekte olmayacak hedeflere ulaştırılmaya çalışılmaktadır. Estetikler ile barbie gibi tamamen absürt görüntülere dönmeye çalışması küçük bir örnektir.

Hayatın gerçeklerinde emeğiyle alabilecekleri uçakları ve belki de arabaları ekonomide kredi sisteminin verdiği 20 senelik satın alma vadesiyle oluşan arz bozulması yüzünden oluşan enflasyonla imkansız hale getirmektedir. Maaşların fiyatlardan daha yavaş artmasının tek sebebi geleceğinizi satmanızdan kaynaklanmaktadır.

Gerçek insan ve yönetim şeklinden çok farklı bir şekilde kontrol sistemi uygulanmaktadır burada. İnsanların bedenleri değil zihinleri de kontrol altına alınmak istenmektedir.

İsrail filistin olayına geri dönelim. Nasıl zehir gibi enjekte etmişler yahudileri. yahudiler bile güdülmüş bir toplum olarak nasıl koyun gibi hareket etmişler görelim.

Toprak satın almalar ve sonra devlet ilan edilince hukuksuz saldırılar. Tam da İngiltere’nin istediği nefret tohumları. Hem de Cennet gibi Avrupa ülkelerini bıraktırıp cehennem sıcaklarında bir ülke kurmaları sağlayarak kendi içlerindeki azınlıklardan da kurtuldular.

Türkiye’ye bakalım. Türkiye’de Arapları doluşturdular, Rusları doluşturdular, İsrailli, Afgan ve başka kültürleri doluşturdular. Baktılar Cennet vatan sadece Türk ve Kürt olan en yakın iki ırksal aileye kalmış burayı da destabilize etmek ve ileride cehenneme çevirmek için adım atmışlar. Tarla satın alma yabancılara arazi ve mülk verdirme olaylarının hepsi burada var. İngiltere Avrupa’da yapmaya çalıştığının tam tersini Türkiye’de yapıyor.

Avrupa’da da İngiltere ters hareketler yapmaktadır. İkinci dünya savaşında Almanya’ya Fransa’yı kışkırttı ve güçsüz hale düşürdü. Şimdi de Fransa’da iç karışıklığını oluşturması ve Fransız sömürgelerine operasyon yapmasına bakılırsa asıl hedef aldıklarından birisi de Fransa. Nedense hep düşman olarak görüyor. Belki de Krallıkçılar ve Cumhuriyetçiler savaşının merkez odağı olduğundan olsa gerek bu böyle sürmektedir.

Aslında Geopolitik durumlara bakıldığında hepsi belirli projelerin noktalarıdır. İngiltere – Fransa ikiliği de bu projenin ürünüdür. 300 senede bir bir krallıkçıları bir cumhuriyetçi yada Komunistleri / Halkçıları egemen kılan dünya şimdi Krallıkçılar tarafında bir ilerleme durumunda. Çünkü Kanlı Ay tutulmaları Krallık ve Monarşinin baskın olduğu dönemlerin işaretidir.

Yunan, Roma ve Bizans cumhuriyet iken sonradan Krallık olması ve inanışlarındaki kanlı ay tutulması uğursuz inancı da buradan gelmektedir.

Bu dünya bir oyun alanı ise bu oyun alanı rengarenk ve birbirinin içine geçmiş hasır sepet gibidir. Hasır sepete bakarsak tek objedir ama kare kare belirli dışa yansıyan örgüleri vardır. Bu örgülerin de içinde teker teker bir noktadan başka noktaya giden iplikleri vardır. Tüm evrende olan Sicim teorisi de aslında hasır sepet gibi görmek daha mantıklı.

Bugün yaşadığın yaşam gelecekte bu ipin devamında düşmanın gördüğün adam belki düşmanın gördüğün devletin başındaki adamdır. Uzay zaman dokusu çok enteresan bir bükümlenmededir. Yansıması ise İsrail Filistin kurgusal savaşı ve İki devletli çözüm yapılmaya çalışılmasıdır.

Hayat çok garip bir savaşı anlatayım derken bir dünya – hayat analizi yaparak bitirdim. Ancak şu an Büyük Ortadoğu ve Tek Dünya Devleti projesi çalışmalarının küçük bir ayağını İsrail Filistin arasında görüyoruz. Tüm dünyada Türkiye dahil her yerde benzer sorunlar var. İnsanlar aynı şeylere ağlayıp güldükleri halde hepsi saçma küçük sebeplerle ve enerji duvarlarıyla ilerleyemiyorlar. Sözleşme ve saçma şekilde büyüler denilen şeylerle olan bu durum sonucu ise açık.

Aslında her şey gerçek bir üst boyut varlığın beyninde oluşmuş kendi iradesiyle istediğini yapmaya çalışırken işi eline yüzüne bulaştırmış gibi bir durumda. Ancak farklı açıdan da bakarsak aşağıda olan durum da yaratımlar sırasında düşündürtmüş gibi. Enerji alanında her şey enerjinin merkezinin istediklerine göre gerçekleşiyor. Ancak öte enerji alanları ve onlarla temas etmeye çalışan bu enerji alanı farklı sonuçlarla karşılaşması da üzücü.

Eski görüşte şuydu: Gereksiz bir gerçek dışı sonuçların gerçekleştiği saçma bir oyun tahtasında yaşamak gibi. Oyunun kurucusu ve kralı olan harici herkes için gerçekten istediği nokta yok. Tahminimce yukarıdaki de pek mutlu değil çünkü herkesi kontrol etmeye çalışırken harcadığı enerjinin haddi hesabı yok bir de sürekli lanetleniyor. Ama bu durum değişti. Artık her şeyi yeniden kurduğunda daha bilinçli ve daha arzularına yakın bir şey yapacağını düşünüyorum.

Hayat böyle. Sonsuz yaşam denilen de bu yaşamda olan şeyler de elbette yaratımlar sonucu. Her şey ilerleyen çerçevelerde ilerleyen bilincin kazandığı tecrübenin konusu. Sonsuzlukta bulunan sonsuzluk olarak yaratım gücü de her şey de sınırsızdır. Cennet denilen de bu bilince varmaktır aslında.

Bir küçük savaş bile böyle derin bir yazı yazdırıyorsa siz düşünün hayatın derinliklerini. Neler neler olabilir bilinmeyen.

Nakşibendiler ve Fetö Bağlantısı

Nakşibendiler ve Fetö Bağlantısı

Geçmiş senelerde Sembol of Fettullahcıyans adlı bir yazı kaleme almıştım. Yastık üzerinde bulunan 10 köşeli yıldız koymuş ve onun üzerinden konuşma yapıyordu. Bunu kaleme alıp 10 emir mi 5 köşeli iki yıldız mı diye bahsederken sembolün nerelerde olduğunu araştırdığımda ortaya çıkan sonuç çok farklı bir gruba yönlendiriyordu beni.

Fetö 10 köşeli yıldız

Fetö 10 köşe yıldız

Araştırmalarımda gördüğüm sonuçta kesinlik kazanması için o kadar uzun süre bekledim. Emin olduğumda aslında çok farklı bir gerçek ile karşı karşıya kaldığımı fark ettim. Aslında görülen sembol bir tek tarikat grubu içerisinde bulunmaktadır. O da Nakş-i Bendi (Nakşibendi – Nakşiler) grubu ve alt gruplarında bulunan semboldür.

1- İskenderpaşa cemaati eskiden 10 köşeli yıldız kullanıyordu. Ben bu uyarıyı yapınca hemen benim yazılarıma da çok yakın oldukları için 5 köşeli yıldızlardan çıkan ışığı 8 köşeli yıldız sembolüne döndürdüler. Eski camî yapılarında halen daha mevcut durumdadır

a- Kavacık’a çıkan bir cami’nin içinde halılarda 10 köşeli yıldız mevcut

Cami halısı 10 köşeli yıldız

b- 4.Levent Sanayi Mahallesinde bulunan tam ana yol kenarından içte gizlenmiş gibi duran bir caminin minberinde

c- Lalegül TV’de Cübbeli Ahmet Efendi konuşmalarında arka fon 8 köşeli yıldız haline evrilmiş olarak görebilirsiniz.

nakşi sembolü

2- Ankara’da Nakşilerin elinde bulunan Hacı Bayram-ı Veli cami tuvaletlerinde bunu görebilirsiniz. 10 köşeli yıldızlarla süslenmiştir.

DSC_Hacı Bayram ı veli cami

3- Afyon Özgül Termal binalarında bulunan yer mermerleri, duvarlar ve süslemelerde bol miktarda bulabilirsiniz.

Afyon özgül termal

Grand-Özgül-Termal-Hamam

4- Mecidiyeköy’de bulunan Türk Tarih Kurumu içerisinde girişte tam karşıda da ışıklı sembol olarak bulunuyor.

Pek çok alternatif yerde vardır elbet ama benim net olarak görebildiğim yerler bunlar. Halılarda, Duvarlarda, Işıklarla hatta dergi kapaklarında ve internet sitesi arka planlarında da hep bu sembolü kendi tarikat simgesi olarak kullanmışlardır.

Sahilde bir cafede logo

Türk Makine Sanayi

Eskiden yine emin olamazdım bu durumlarda. Çünkü bir şekilde Fetö ile bağlantısı olan bu sembolün onlarla alakalı olduğunu gördüğüm halde belki tesadüf filan demiştim. Fakat net olarak direkt Nakşibendi grubuna ait olduğuna emin olarak söylüyorum bunu.

Barzani aşiretine baktığımızda da Nakşibendi kökenli olduğunu Turgut Özal’a da baktığımızda nakşi kökenli olduğunu görürsünüz. Hatta yazar Faik Bulut ve Akit -> Yeni Akit’in yazılarının da bu gruptan çıktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Erdoğan’ın da Nakşibendi kökenli olduğunu unutmayın. Devlet erklerinin Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanı olarak Diyarbakır’ı onun emrine vermeye çalışma sebepleri de kendi tarikatlerinden olduğunu bilmelerinden kaynaklanan güvenle olmaktaydı.

Erdoğan, Barzani’ye bağımsızlık için zamanı değil derken de bu planımıza sadık kal demeye çalışıyordu. Barzani aşireti ile bağları olan bu örgüt aslında Yahudilerinin asırlar evvel Osmanlı içerisinde kurdukları bir sistem olarak onlara fayda sağlamaya çalıştığını söyleyip zarar veren bir örgüt olarak bunları sağlamaya çalışıyordu.

Kendi seçtikleri yahudi imparatorlar aracılığıyla gizli bir tarikat devleti sistemi yapılanmasıyla İran İslam Devrimi gibi bir plan yapma içerisindeler. Kısacası dünyada belki de ilk defa Tarikat Devlet sistemini oluşturmaya çalışıyorlar. Bunu en son Haşhaşiler Alamut Kalesinde yapmaya çalışmıştı.

Nurculuk içerisinde Fetullahçılar değişik bir yapılanma ile karşınıza çıkıyordu. Onları ayıran en önemli nokta paralarının kaynaklarının nereden geldiği belli olmadan hizmet adı altında kendi hiyerarşik dengelerini kurmalarıydı. Sonra yakalanacağı Amerika istihbari birimlerince önceden haber alınınca ise ülkeden def olup gitti. Şimdi Rand raporu da Nakşilere kıyak olsun diye hazırlanmış sahte bir rapordur. Amerika’dan daha Amerikancı bir örgüt varsa onlar da Nakşilerdir.

Amerika’nın bir Yahudi devleti olduğunu hatırlamak lazımdır. İç örgütlerinde Hristiyan evanjelistler ile çatışma gözüküyor bile olsa aslında yönetimde ortak çıkarlar üzerinden hareket ediyorlar. Bunu en net Trump’tan görüyoruz. Hillary Kürt Koridoru ve Ortadoğu’ya saldıracağım dediği halde Trump kendi içimize çekileceğiz demişti ve kaznmıştı. Şimdi bakıyoruz İsrail’in en önemli yandaşı ve Doğu Suriye’de petrollerini tutarak en önemli yandaşları olduklarını gösteriyorlar.

Sadece çıkarlarında kim Türkiye imamı olacak tartışması yaşandığı ve Halep’i alma konusunda Amerika ile tartışma yaşandığı için olan bir karşıtlık vardı. Yolları bir ve amaçları aynı iktidara sahiplik olduğu için böyle bir durum yaşamışlardı.

Hatta o kadar derin bir bağları var ki Said-i Nursi aslında bir Nakşibendi şeyhi yanında öğretim almıştı. Fetullah’ın da ondan geldiğini hatırlatırım. Hatta Nursilerin bu kadar Nakşileri övmesi de aslında nasıl bir tezgahın içerisine çekilmeye çalışıldığımızı gösteriyor.

Birbirlerini seven iki örgüt.

https://www.risalehaber.com/bediuzzaman-said-nursinin-naksibendi-tarikati-hakkindaki-gorusleri-342626h.htm

Nakşibendilerin Doğu Türkistan’dan ordu toplayıp El-Kaide uzantısı olan Heyet-ül Tahrir üş Şam’a destek olarak göndermeleri de Orta Asya uzantılarından kaynaklanmaktadır. Bunu da bakmazdım ama bağlantıları araştırırken her türlü kaynağa baktığımdan gördüm.

Ben Fetullah Gülen’in de Nakşilere bağlı olduğunu ve asıl Amerika’nın anlaştığı kişilerin Nakşibendiler olduğunu söylüyorum. Yani oyun içerisinde olan oyunun içindeki oyunu size gerçekmiş gibi yutturuyorlar. Kanıtı da 10 köşeli yıldızlı yastıklarında gizli. 30 Temmuz 2016 yılında bahsettiğim durumu daha net açıklamış oluyorum böylece. Bektaşilerin öyle sembolü var sanmıştım ama doğudan kaynaklı ve daha ciddi bir olaymış bu durum.

İskenderpaşa cemaatinin AKP işbirliği ile ilgili link ise burada:

https://haber.sol.org.tr/toplum/turkiyeyi-akp-eliyle-kusatan-karanlik-ag-naksibendi-iktidari-203910

Büyük Ortadoğu Projesi halen daha canlı canlı sürmektedir. Erdoğan ve tarikat devleti kurmaya çalışan bu grup Türkiye’yi Araplaştırıp kültürünü düşürerek sadece kendilerine tabi bir toplum yapmaya çalışmaktadır. Bu planı yaparken Müslümanların ise ya demokratsın bilimi tutarsın yada Müslüman ayrımına tabi tutarak bu yollarını değiştirmeye çalıştıkları net olarak gözükmektedir. CHP’yi de nefretle anmalarının sebebi ülke içerisinde Müslüman olan grup veya milliyetçi grupları kendi yanında tutup onları savunmasız ve zayıf bırakmaya çalışmaktır.

Amerika Nakşibendileri el-kaide altında güçlendirip sonra kendileri ile çatıştırıp onlarla iki kutup teorisiyle birbirlerini güçlendireceklerini biliyorlardı. Çin ve Rusya’da yaptıkları gibi dost ama kontrollü düşman olarak dini ve büyük coğrafyaları yönetmek için böyle yapıyorlar.

Amerika’nın hedefinde büyük devletler projesi bulunmaktadır. Birlik devletler birbiriyle savaşır gibi gözüküp aslında altyapıda Yahudilere ve Amerika’ya bağlı olması planlanıyor bu şemada. Bir Müslüman dünyası, Bir Rus dünyası, Bir Çin dünyası, Bir Avrupa dünyası, Bir Kuzey Amerika dünyası, Bir Latin Amerika dünyası, bir de İngiliz dünyası ve dünyanın geri kalanları olacak şekilde paramparça hükumetler bölgesi olarak düşünülüyordu. Bunu da net olarak kendi propaganda cihazlarından çıkan sonuçlarda rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Kaosu her ortama yaymak için içten ele geçirme operasyonları ve karşı gelenleri de güçsüzleştirmek ise halen daha sürmektedir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu da oraya getirme sebepleri Deniz Baykal’ın siyaseten gücü ve etkilemesi yüksek olduğu için vasıfsız ve sadece Alevi etiketi yapıştırabilecekleri birisini oraya getirmektir.

Meral Akşener’in haberlerde ve basında seçim sırasında hiç çıkarılmaması veya az çıkarılması da bundandır. Karamollaoğlu’nun uyarılması ve bizden sizden muhabbeti açılıp sonradan ayrılmasına da laf edenler bunlardı. Davutoğlu’nun elinden tercihi değişince üniversiteleri almaları da bundan kaynaklanmıştır.

Devlet içerisinde Başkanlık sistemiyle yönetip Ferman sistemini getirenler aslında tarikatlerinin menfaatleri doğrultusunda bunları yapmaktadırlar.

Şu an yapılmaya çalışılan Paralel Tarikat Devleti için yaptıkları amaçları Müslüman devletlerine verdikleri zararlara gelelim.

Osmanlıyı dirilteceğiz diyerek Türkiye Cumhuriyeti’nin altyapısına dinamit’i yerleştirdiler. Kendi Tarikat devletlerini kurmak için gıdım gıdım ilerlediler.

İran bölgesinde Sünni grupları ele alarak isyanlar çıkartmak için kendi gruplarını ortaya koydular Amerika ile birlikte. Bkz. Khuzestan (Huzistan) ve Balucistan (Belucistan) olayları

Suriye’ye Amerika için Ortadoğu’dan el-kaide ve IŞID’e eleman toplayan elemanların geçişini sağlamak. Aynı zamanda da onların yok olacağını da bilerek kendi yandaşlarına sakın katılmayın uyarısında bulunmak

Arap Baharı’nın organizatör ekiplerinin Müslüman kesimini harekete geçirip kendileri ile bağlantıda olan Müslüman Kardeşler örgütünü oralarda yönetici kılmaya çalışmak.

Arap NATO’su fikri ve ardından gelen Türkiye Fabrikalarını, Firmalarını sadece kendi çıkarları ile ortak oldukları için Araplara satmak (Devlet çıkarları değil he, Tarikat çıkarları)

Amerika ile anlaşıp Arap liderlerini devirip kendi liderlerini geçirmeleri bile başlı başına Müslüman dünyasına yapılmış bir ihanettir. Görüyorsunuz Amerika ile iş yaptığı için kan gölüne döndü İslam Dünyası. Onlar sayesinde Libya, Suriye ve Irak’ta hem Müslümanlar birbirini doğradı hem de Sünniler kan kaybetti topraklarından oldu.

Şu an ÖSO ve HTŞ ile irtibat halinde olup da hareket eden grupta onları yönlendirmelerinden de net bir şekilde anlarsınız.

Ülkemiz aydınlık bir gelecek hatta bir milenyum daha yaşayabilmek için bu örgüt ile mücadele etmek için uğraşmalıdır. Devlet erklerine de tarikat ile ilgili kısımlarını yerleştirdikleri için devlet içerisinde devlet gibi davranmaktadırlar.

2002’den beri başlayan bu süreç’te vergilerin kendi tarikatlerine harcanması, kefilsiz kredilerle milyonlar verilmesi ve benzeri süreçler hatta vergi affı, vergi kaçırmalarıyla bir yerlere getirmeler ile iyice kendilerini palazlandırmaya çalıştılar.

Ayrıca şunu da belirtmek isterim. Bir dönem bir Osmanlı prensini İngilizlerden ayrılan Filistin özerk bölgesine Yahudi ve Filistin Halkı yöneticisi olarak teklif etmişlerdir. Osmanlının da bir kısmının Yahudi aileden sayıldığı ve belli ki İsrail devletini Müslümanları kandırarak Osmanlı prensi altında yapmaya çalıştıklarını görmekteyiz.

Bu da aslında Arap toplumunu da Müslümanlığı da içten fethetme operasyonunun farklı bir versiyonu olarak gözükmektedir. 5. Murad Mason olduğu gerçeğine bakılırsa Yahudi teşkilatlarına arada sırada Osmanlı yöneticilerini de katmaya çalıştıklarını rahatlıkla görebiliriz.

Ben Yahudi düşmanlığı yapma niyetinde de değilim. Sadece planlarını söyleyip ne kadar organize hareket ettiklerini göstermek için bunları kaleme alıyorum. Nakşilik ile nasıl devletleri ve Müslümanlığı içten fethetmeye çalıştıklarını da rahatlıkla görebilirsiniz.

Aslında içten içten yapılan bu örgütlenmenin ne kadar kendi çıkarları için işler yaptığını ve hayır kurumları gibiymişler ve zararsızız der gibi göstererek çalıştıklarını göstermektedir. Öyle yada böyle şu an Fetö ile beraber yürümüş o yollarda olan Paralel Devlet yolunu da daha net görebilirsiniz.

Kendileri bu gerçekleri bildiği için kaç haftadır yazdıklarım üzerinden darbe muhabbeti yapmaya çalışıyorlar. Çünkü kendilerinin fikri neyse zikri de odur. Türkiye Cumhuriyetini devirmeye çalışanlar kendi tarikat paralel devletleri ortaya çıkınca olabilecek her türlü olaya karşı önlem olsun diye yalandan ortaya iddia atıyor ki olma ihtimali olsa bile önlensin diye.

Darbe olmayacak çok basit şekilde sizin takke düşecek ve keliniz gözükecek yada maske düşecek ve gerçek yüzünüz ortaya çıkacak başka bir şey yok. Sonrasında halk kendi tercihini kendi yapacak. Suriye’de Şam’da namaz kılma hayalleri uğruna köpek olan ve az kalsın güneyimizi YPG’ye kalmasını sağlayacak ferasetsiz Nakşilerin tarikat devletini mi tutuyorsunuz? Yoksa Türkiye Cumhuriyeti için Fırat Kalkanı Operasyonu yapılması gerektiğini yoksa koridor kurulacak diye önlem alınması gerektiğini söyleyen ve pek çok kez Türkiye’yi kurtarmak için çabalayanın tarafını mı tutuyorsunuz?

Müslüman dünyası birliği için diyerek ateşe atanlar Müslüman dünyası lideri olamaz. Amerika ile el birliği yapan Nakşiler gitmeden de Müslüman Dünyası huzura kavuşmaz arkadaşlar. Müslüman dünyasından duyan bilen varsa onlar da buna göre önlemlerini alsınlar. Çünkü İŞİD’i Ortadoğu’ya atan Amerika ve bunlardı. İstediğiniz gibi araştırdığınızda bu sonuca rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Din ile Ahlak bir aradadır. Din ile Demokrasi de bir aradadır. Din ile akıl bir aradadır. Din ile gerçekler bir aradadır. Bunların arasında durmaya çalışanlar ise iblisin ordusudur. Müslümanlık barış ve huzur ister, bunlar kendi uğurlarında kan ve gözyaşı ister. Gerçek Mü’minler ile onların aralarında en büyük fark burada yatmaktadır.

Müslümanlar siz de hayatınızda huzur kalmadığını hissediyorsanız sebebi işte tam da bu hükumet sebebiyledir.

Eğer gerçekten bir düşman arıyorsanız o düşman içeride Amerika ortakları olarak iş yapan Müslümanım deyip Müslümanları kandırmaya çalışan paralarını bağış adı altında kendi sistemlerine kullanan ve müritlerini ise ayak işlerinde kullanıp beleşe çalışanlar ile büyüyen bu örgütlerdir. Eğer bakarsanız bu sistemde sadece sistemi bozmak için başkalarının yerine kayırma ile torpil ile yandaşlarını da aktarmaktadırlar.

Gerçekleri gören yolunu daha net kestirebilir. Feraset sahibi tüm devlet erklerini göreve çağırıyorum. Söylediklerimi araştırdığınızda daha net göreceksiniz demek istediğimi.

Beraber yürüdüler bu yollarda, beraber yıkmaya çalıştılar Türkiye Cumhuriyetini yıkma girişimlerine. Darbe yapmayı 2023 planlarında hazırlıyorlar. Onların 10 yıllık planları varsa bizim de vardır. Devlet erkleri, Milliyetçiler, Cumhuriyetçiler ve Gerçek Müslümanlar hepinizin görevi devleti ve adaletli paylaşımı sağlamaktır.

İç Savaş çıkartmaya çalışıyorlar dediğimde de Fetullah Gülen ve Erdoğan baş başa bunları yapmaya çalıştıklarını söylemeye çalışıyordum.

Uyuşturucu ve devletin içine fitne tohumları ekmekte üstlerine yok bu arada. İnsanların algıları ile oynayanlar bunlar. Devletin vatandaşlarını devlete karşı nasıl zehirlediklerini seneler boyunca net olarak gördüm. Teşhiste tam olarak hangi grubun yaptığını ise gördüğünüz gibi sizlere net bir şekilde söylüyorum. Alamut’un ellameleri gelmiş Selçuklu neslinin aynen başına bela olmaya çalıştı.

Siz siz olun Haşhaşi diye Fetö ile ortak hareket eden 10 köşeli yıldız barındıran Haşhaşileri barındırmayın.

Açıkçası söyleyeyim eğer Susurluk davası hala çıkmadıysa sebebi devlet içine sızan fetöcülerden çok Nakşilerin etkisindendir. Çünkü fetö asla Turgut Özal kadar yüksek seviye içten sisteme sızamadı.

Necip Hablemitoğlu, Muhsin Yazıcıoğlu, Uğur Mumcu, Recep Yazıcıoğlu, Kaşif Kozinoğlu, Eşref Bitlis, Ispartada olan bilim şehitlerimiz gibi nice şehitlerimiz sırf bu FETÖ ve NATÖ (Nakşi tarikat örgütü) aracılığıyla yapıldı. Hepsi de din yapılanması adı altında teşkilatlanıp gizlice casuslar ordusu olarak ilerleyip devletin siyasi erklerini ele geçirme operasyonu yapıyorlar.

Isparta uçak kazası bilim şehitleri

Nakşibendi tarikati içinde olanlara ve Fetullah Gülen’in örgütü içerisinde olanlara sesleniyorum. Eğer gerçek Müslümansanız Allah’ın uyarılarını dinleyin. Bakara Suresinde Allah’ın yolundan saptırmak ve alıkoymak için yoluna oturanlar kim derseniz bunlardır. Sizler onlara alet olursanız onlar gibi hüsrana uğrayanlardan olursunuz.

Gerçekten Devletinizi veya Dininizi seviyorsanız bunu yayın. Gerekirse Kopyala yapıştır yapın gerekirse sesli veya sözlü olarak çevrenize aktarın. Çünkü bu Beka Meselesi muhabbeti de benden çıkmıştı. Gerçekten insanlara bunu uyarmak gerçekten BEKA MESELESİDİR.

İşin kötü yanı ne biliyor musunuz? Gerçekten Müslümanları ikna etmek için planlarını sanki kehanetmiş gibi aktarıyorlar ardından da gerçekleşince de sanki ermiş gibi bakılmalarını sağlıyorlar. Sosyolojik olarak casusları ile rahatlıkla yapabilecekleri birkaç sihirbazlık yani illüzyon gösterisi ile bunları yapmaları da çok rahat oluyor. İnsanlar ardını düşünmediği için de kendilerine hayranlıkla bakıyorlar. Kanmayın. İnanmayın. Hepsi plan ve kurgu emin olun.

Devletini ve Dinini seven defansa gelsin. Jamiryo.