Gündem yorumları (Gezi)

Gündem yorumları (Gezi Olayları)

Bağzı şahıslar gezi olaylarını bulayarak kendi kafalarında gard indirmemizi bekliyorlar.

Kendi dönemlerinde faili meçhuller vb şeyler yerine ağaçlar sebebiyle protestosu vardı demeciyle yanıltmaya çalışıyor.

Gerçekte faili meçhuller vardı ama o satın aldıkları medyalarda sorgulanmadığı ve gösterilmediği için böyle bir yanılgı yapıyorlar.

Ne kadar çok faili meçhul terör bombaları patladı ne kadar faili meçhul cinayetler yapıldı. Bunları gazeteciler belgelerini araştırmadı ve satıldı diye faili meçhul kavramından uzak değildir.

Mehmet ali alabora davası ile ilgili haberim vardı tvde çok gördüğüm için. Ben o dönem öyle siyasileri de veya kişileri de umursamazdım. Sadece olaylar üzerinden değerlendirme yapardım.

Osman kavala mesela senelerce hapisteymiş. Tahliye kararı verilmesi ve sonrasında çıkışı ve yaşamını merak ediyorum şimdi.

Gezi olayları sebebiyle senelerce hapis yatmış. Merak ediyorum haksız hapse atılan kişilerde nasıl bir prosedür olacak. Örneğin 7 sene haksız yattı diye 7 sene hapislik bir suç yaptığında geçmiş dönemde alacaklarına mı sayacaklar. 7 senelik hapiste şirketine kazandırdığı ciroyu şirketine, şahsi kazancını da ona mı ödeyecekler. 7 senelik manevi olarak değişimi ve dağılmasını mı karşılayacaklar.

Kendimden düşünüyorum. 7 senede olan kalp kırıklığı ve çevremde kutuplaştırılmış bir ahalide tarafların her birisine ait değerim olduğu için hepsiyle de bağım varken bir anda sudan çıkmış balığa döndürüldüm.

Şu an yaptıkları eziyet ve zulümleri geri alabilecek mı?

Yaptıklarını tekrar yapacakları belli olan içlerindeki gerçekleri güçleri olunca ortaya çıkardıkları bu kişiler yüzünden ülkemi ve inancımı sorguladım. Gerçekten şimdi üzerine yatıp bunu prim malzemesi yapmalarını hak ediyorlar mı? Algılarla olayları değiştirmeye çalıştıkları ayan beyan ortada. Tahminen milyonlarca insan da farklı yollardan benimle aynı şeyleri yaşadılar.

Ben ülkede çok yakındım söyledim konuştum. 7 sene dile kolay bu hamaset ve hırslarından vazgeçsinler diye.

Kaynakları ele geçirip işlerini bitirince de gezi olaylarındakileri bıraktılar.

Kendi çevresinde böyle olay olunca ağaçları koruyan akpliler sonrasında gezi olaylarında da aynı şey olunca dönmelerini görünce gerçekten anladım nasıl bir kafada olduklarını. Düzeltmeye çalıştım ama öğrendim ki sadece işlerine geldiği gibi yaşamak ve kendi çıkarlarını korunmak hey şeyden öncelikliydi.

Bilir misiniz bir söz vardır

Dün yediğin hurmalar gün gelir tırmalar.

Orada sözü biraz naifleştirdim. Sonuçta her şeyin bedeli vardır. Bize ödettiği olmayan suçu yapıştırma bedeli ne olacak.

Herkes gün gibi gördü gerçekleri. Kime nasıl davranacağını da öğrendi. Herkes kendi yoluna bakacak tabi ki. Gezi kitlesi başta gerçekten devletini sevenlerden oluşuyordu. Ardından hem fetö, hem pkk hem akp orada sahte göstericilerle işbirliği yapıp onu bulandırmaya çalıştılar.

İlk üç gün sonrasında da haklıydı ama içine katılan algı operatörü yavşakları çıkartacak bir kitle lideri olmadığı için yönlendirme yapamadı ve onları gruptan atamadı.

İşte o kadar lidersiz ve gerçekten de tepkilerini göstermek için çıkan bir gruptu gezide ve diğer şehirlerde gösteri yapanlar.

Tabi şimdi bakıyoruz demokrasiden nefret eden bu yönetim gelmiş bize hak kırıntılarından bir kısmını iade ettiklerini söylüyorlar.

Tabi nakşi ahlakı gerektiğinde çark etmeyi ve -mış gibi davranıp alttan alttan işleri yürütmeyi emreder. Herkes biliyor artık haddinizi. Aşırıya gittiğiniz günleri ve halen daha düzeltmediğiniz adaleti halen daha yakanızdadır.

2013 te olan türkiye dinamiklerinde olan mevzular bile aslında sınırı aşmanızın belirtisiydi. Kimse boşu boşuna evinde keyif yapacakken gerekli bir şey görmeseler çıkmazlardı. Hakları savunmak için çıktı.

Neyse adalet tecelli edecek bu senelerde demiştim. Nasıl olacak ve ne şekilde olacak bilmiyorum ama Allah’a inancım tam. O düşündürdüğünü yapar.

Hatta size ayetleri de hatırlatmak isterim. Allahın gazabı yakalayınca sığınacak hiç bir yer yoktur. Nereye kaçarsa kaçsın ahdi bozan ve haddi aşanlar şıp diye boynundan tutulur ve yakalanırlar. O azap vakti gelince kimse yar ve yaren olmazlar. O ayetleri okuyanlar bu sözlerimi daha iyi anlayacaktır.

Gezi protestoları için ayak oyunları yaptıklarını düşünüyorum. Osman kavala ve mehmet ali alabora vbleri muhabbetleri ile ilgili neler olacak bilmiyorum ama kaçanları da yakalamak için bahane olarak beraat kararı verdiklerini düşünüyorum.

He tabi onlar gerçekte ne yaptı bilmem ama osman kavalayı şu an ilk defa gördüm tanıdım hayatını da araştıracağım kimmiş neymiş diye.

Düzenleme (Edit) :

Yeni gördüğüm bir durumu da söyleyeyim.

Osman kavala. 2017 de hapse atılmış gezi olayları ile ilgili. Şimdi ise adam 15 temmuzdan göz altına alınmış.

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-osman-kavala-hakkinda-yeniden-gozalti-karari-41450311

15 temmzu fetö darbesi değil miydi? Bu adam fetöcüyse neden fetöden değil de gezi olaylarından göz altına alındı. Burada günah keçisi ilan edilmiş bu adam çok açık.

Fetö ve natö işbirliği yapılıyordu gezi zamanında. 2017 de fetö ekibi dışında operasyon yapacak cumhuriyetçi kişi olsa böyle olmazdı. Bu adam Fetöcü olsa o dönem hükumet ile birbirlerine yağ bal çekerdi.

Adamlar alenen dalga geçiyor. Bu osman kavala kimdir nedir bilmem ama bildiğim bir şey var bu adamı açık açık mağdur ediyorlar.

Arkadaşlar size 2 şey soruyorum.

1- Kimdir bu Osman Kavala?

2- Hükumet bu sinir ucuyla oynayarak nasıl bir şey yapmaya çalışmaktadır?

Kendi görüşümü aktarayım;

1- Osman kavalayı bilmiyorum.

2- İnsanları mağdur edip yine aynı psikoza sokma çabaları içerisindeler. Adamlar kendileri darbe yapmak için sinir uçlarıyla oynuyorlar. Bilerek ve isteyerek insanları köleleştirmek için yapılan her hamle memlekete ihanetten daha büyük bir suç teşkil etmektedir.

Şimdiden adı konulmamış bu hukuki kavramı yaptıklarından suçlulardır.

Sonradan soykırım kelimesi gibi dünya literatürüne girecek toplumsal bir baskı aracı olarak bu suçun cezasını da ilk bu hükumet çekecek belli oldu.

Amerika ile birlikte nasıl bir plan yaptıkları da umarım bu yazıda anlaşılmıştır.

Haberler Üzerinden Alınması Gereken Önlemler

Haberler Üzerinden Alınması Gereken Önlemler
1- tersine beyin göçü diye tüm fetöcüler yine mi getirilecek. Tüm masadakiler fetöcü
Resim bu
Haber bu;
Bülent arınç ın fetö ile son ana kadar görüştüğü bellidir. Özellikle melih gökçek ile de birbirine fetöcü suçlamaları yaptıklarını da unutmamak lazım.
2- fetö pkk ile işbirliği yapıyor muhabbeti başlatan akp lilere bakılırsa bu tersine beyin göçü değil darbe hazırlığı toplantısı beyler. Çünkü chp yi ne ile suçladılarsa o gün kendileri onu devlete karşı yapmışlardır. Kendi çamurlarını başkalarını suçlama taktiği ile temizleme yöntemidir.
Devlet organizmasındaki insanlar. Dikkatli olun yakında pkk ve fetö aracılığıyla ne olursa hepsinden akp sorumludur. Saray diye artık dayattıkları eskiden külliye diye durumu yumuşatma hamleleri yaptıkları o alanda yapıyorlar bunu.
Darbe darbe demeye başladıktan sonra bunları yapmaya başlaması da bunun en net kanıtıdır.
3- ıdlibden gelecek mültecileri rusya afrin ile bağı keserek biz yönlendirme yaparsa erdoğan ile birlikte çalışıyordur.
4- idlibden gelecek mültecileri afrinde çadırlarda yaşam için aktarmak gerekli. Zarurettir bu. Elazığ depremi mağdurları çadırda yaşarken el kaidesi, işidcisi ülkemizde evleri olan çalışanlar olmamalı.
5- erdoğanın idlibde asker ile vurup rusyaya savaş ilan etmesine engel olunmalı. Adamlar suriyede büyük savaş başlasın istiyorlar senelerdir alet olunmamalı
6- rusya sputnik hacet gazetesi haftalardır erdoğanın ve akp nin propagandasını bol yapıyor. Araları körü gibi gözükse de aynı işin ortakları olarak ile birlikte iş yaptıklarını söyleyebilirim.
Dikkatli olun türkiyenin bu zor durumdan kurtulması için bazı manevralarda önemli izinlerde kendi yetkimizi kullanmalıyız.
Adamlar ya çamur deryası yapacak teröristlerle ülkeyi yada çamura sokacak dünya savaşı çıkartıp.
Akp ve natö nün yaptığı en önemli hadise yaptığı şey ne ise ona karşıymış gibi gösterip onu rahat yapabilme alanı açma teşebbüsleridir.
En büyük kaçakçılar polis teşkilatını nasıl kullanıyorsa onlar da devletin içinde devlete karşı işler yapıyorlar.
Onların zihnine en büyük örnek şu adam. Konyada uyuşturucu ile mücadele derneği elemanı ama ofisinde uyuşturucu ile yakalanıyor.
Kendisi kurtulmak için kurmadığına göre demek ki rahat içmek için bu olayı yapmış gözüküyor.

Gündem Yorumları (Hayvan Polisi ve Darbe Muhabbeti)

Gündem Yorumları (Hayvan Polisi ve Darbe Muhabbeti)

Selam arkadaşlar bugün yine kendilerince kıvrak zekalarıyla oynamaya çalıştıkları oyunlardan bahsedeceğim. Ne kadar kendilerini kurnaz sanıyorlar ne kadar da kendi kendilerini kandırdıklarını görecekler bunu bu yazıdan anlayacağız.

Hayvan polisleri muhabbeti bir anda akla gelen şaheser planlarından birisi olarak çakallıklar ile bezenmiş durumda. Durun sizlere işin aslını anlatayım. Darbe algısı muhabbetleriyle bir arada düşünüldüğünde adamlar hükumeti koruma aracı olarak polislerin arttırılması için icraate geçmeye çalıştığını görüyorsunuz. Hayvanlar ile ilgili kanunları düzenlediğiniz taktirde zabıtalar bu işlere pek ala bakabiliyorlar. Gelip ekstra özel bir birim kurup hepsini yandaşlara vermek için çok gereksiz bir öneride bulunmuş durumdarlar.

Zamanında bekçiler olsun geçmiş dönemde olduğu gibi geceleri asayişi sağlasın diye öneren de bendim. Ancak orada da görüldüğü üzere abarttılar durumu ve sadece kendi çıkarları için kullandılar. Yandaş doldurma, ahlakı koruma yapar gibi davranıp milletin karısını kızını facebooktan ekleme diyarına dönüştürmelerine izin verecek şekilde davrandıklarına bakılırsa tamamen farklı amaçlar barındırmaktadır. İş etiğine göre böyle bir durumda bekçi kızı eklediğinde iş ahlakını ve gbt’den izinsiz alınan bilgileri kullanması nedeniyle bekçilikten atılması ve kamu kurumlarında iş verilmemesi gerekmektedir.

Asayiş demişken bunlar sadece kendi sesleri çıksın asayiş böyle olsun istiyorlar. Başka kafalardan ses çıktığında gördüğünüz gibi ya itibarsızlaştırıyorlar yada çamur atmaya çalışıyorlar.

AKP ile FETÖ el ele devleti yıkmaya çalıştıklarını hatırlayın. AKP ile PKK bir arada çözüm süreci ile beraber hareket ettiklerini hatırlayın. PKK’lı yöneticinin AKP’ye yarayan bir şey için TRT’ye çıkarıldığını hatırlayın. Suçlu olduğunu bilmiyordum diyerek kıvırırken şunu hatırlayın. Gerçekten bilinçsiz olsaydı kırmızı bültenle arandığı mit elemanları tarafından uyarılmaz mıydı sanıyorsunuz.

CHP ile FETÖ her zaman karşı karşıya kalmışlardır. Çünkü FETÖ’nün amacı devleti yıkmak ve tarikat devleti kurmaktır. Tarikat devleti derken FETÖ müritleri tarikatı. Eee NATÖ müritleri tarikati ile tarikat devleti kurmaya çalışanlar ile aynı yolda olanlar zaten onlara fayda sağlamayacağını bildiği için bu yola gidecek mi sanıyorsunuz.

CHP’lilerin o cemaat dediğiniz grup ile anlaşacağını sanmak ahmaklıktır. Kim onun mensubu ise atmak için geçmişte de çabalamıştır. Tabi tarikat devleti kurmak isteyenler aracılığıyla çok eski tarihlerden beri devlet içerisine sızma olayını hesaba katmak gerekir.

Hatırlatırım gerçekler gün yüzüne vurunca tarikat devleti yapmaya çalışan paralel devlet organizasyonu devleti değil tabi kendi çıkarlarını savunmak için böyle şeylere başvuracaktı. Beklediğim gibi de oldu. Kendileri feraset sahibi olsaydı zaten darbe yapmak için değil gerçekleri sizlere göstermek için uğraştığımı anlardılar. Devleti içten yıkmaya çalışanlar gelip devletin kurucularına iftira atıp yıkmaya çalışanların ortakları ile iş yapacağını düşündürtmeye çalışıyorlar. Nasıl bir gaflettir bu düşünceleri ya rabbim.

Güncel Haberlere Atıf

Güncel Haberlere Atıf

Basında çıkan haberlerde seçici algı oluşturulmaya niyet edildiğini düşünüyorum. Haber içeriklerine baktığımızda 10 haberin 4 ü taciz tecavüz olayları ile ilgili oluyor. Bu maddelerin her biri karşı cinse güvensizlik ve umutsuzluk yarattırmaya yönelik olduğunu düşünüyorum.

İdam cezası gündemi için kullanılan taciz olayları haberleri son dönemde de sürmeye devam etmesi bunun tek kanaldan bir sebep sonuç ilişkisinde olmadığını gösteriyor. Hem normalleştirme için hem de cinsleri birbirinden soğutup kendi cinslerine yönelterek sistematik doğum kontrol yöntemine gitmiş olduklarını düşündürecek kadar yoğun bir gündem oluşturma çabalarında medya ekipleri.

Kontrollü yapılan bu deneylerde insanların gündem içerisinde yaşadıkları stresleri arttırarak elde gelen bulgular ile mutsuzlukları ve çevrede olan şahıslar geçerken bile gerginlik yaşamalarına sebep oluyor bu haberler.

Kadınlar gündemde bilinçlerine işlenerek korkutulan bu olaylarda erkeklere uzak durmaya ve tecavüzcü gözüyle bakıyorlar. Bu da hem erkeklerin bilincine bak bu beni normal görmüyor diye ya kendini suçlama yada tecavüz eğilimlerini arttırmaya neden oluyor.

Toplumun belki %30 kesimi bundan etkilenmiyordur fakat geri kalan insanlar ya kendilerini geri plana çekerek yada karşılıklı sevgi ile olacak şeylere engel olunduğu için saldırgan tavırlar ile bu harekete meyyal olmaya başlayabilirler. Engel olunması gerekiyor. Diğer türlü suçlarda patlama yaşama potansiyeli sonucu basının kendini gerçekleştiren kehaneti olarak ileride görebiliriz.

Herkes istediği hayatı yaşama savaşı verirken iyi şeyler ile ilgili haberleri saklayıp kötü şeyler ile ilgili haberleri abartıp yayan basına da onları yönlendirip bunları sağlayanlara da teessüflerimi iletirim. İnsanları mutsuz ederek gittiğiniz yolda bir gün sizin çocuklarınız da mağdur olabilir.

Şule Çet, Münevver Karabulut gibi olayları diğerlerinden ayırıyorum. cana kast etme ve cinayet vakaları olduğu ve “arkası sağlam” diye düşünen kişilerin işledikleri suçları örtme girişimleri olduğu için bunlar adalet yerini bulana kadar gösterilmesi ve çabalanması gerekir.

Sadece taciz vakaları değil saçma bir şekilde arama kurtarma operasyonu ile ilgili de akut gündemi işgal etmesi de absürt bir durum. Bolu’da kaybolan gençler (2 genç) ile ilgili bir durumu size aktaracağım. Arama kurtarma ekiplerinin de bildiği bir gerçek vardır. O gerçek doğada yaşayan insanların kaybolduktan sonra 72 saat içerisinde bulunması kritik önemdedir. 72 saat geçtikten sonra yaşarken bulunma ihtimali %1 bile değildir. Dağ ekipleri araştırmaları 3 gün geçti 5 gün geçti 7 gün geçti hala arıyorlar. Evet arayabilirler isterlerse 100 gün boyunca arasınlar.

Neden bu tarz yaklaşımlar ile sürekli gösterilip heyecan duyuruluyor. İnsanlar bunu görüp de akutu kahraman yapmak için mi gündemde güzel şeyler olmadığı için akut yoluyla devlet ve yönetim güvenli imajı çizmek için mi?

Habercilerin ve Akut’un yapması gereken bu iş 3 gün içerisinde olmadığı taktirde belki bir iki gün daha bu arama çalışmalarını sürdürmek sonra da kayıp olarak gösterip ilkbahar ayında çalışmalara yeniden başlamaktır. Çünkü doğada ya kurtlar kapmış yemiştir çoktan yada bir çığ altında kalmıştır. Canlı olsaydı o bölgede olan dağ klübelerinde veya bir yerlerde sığınır veya geri dönerdiler.

Üçüncü olarak termik santral gündem maddesini de eleştireceğim.

Termik santral bacaları ile ilgili yasayı kendi partisi üzerinden kendi mecliste oylatmaya sunan hükumet aynı yasayı kendileri geçersiz olarak oyluyorlar. Yani bir nevi sadece gösteriş için hareket etmekten başka bir şey değil bu. Halkın gözünde bak doğayı da koruyor algısı ile göz boyamak / kandırmaktan başka bir şey değil bu.

Seçimlere start mı verdi ne yaptıysa artık gizliden halka doğa düşkünü ve umut dolu ifadeler vermeye çalışıyor aynı zamanda iki cinsi de birbirine karşı umutlarını kırdırarak sadece kendilerine umut ışığıyla bakmalarına sebep olmaya çalışıyorlar. Böylesi bir durum açık bir ifade ile halka karşı halkın hayatını değiştirmeye ve onlara bağlamaya çalıştıkları bir psikolojik harp olarak görüyorum bu durumu.

Seçici algılar ile böyle davranılarak insanlara öğrenilmiş çaresizlik sağlamaya niyet ettiklerini de açık bir şekilde söyleyebilirim. Direnmeniz gereken bir şey varsa o da öyle eften püften haklar değil böyle gerçekten şahsınıza işlenen nitelikli suçlara karşı yapmanız gerekmez mi?

Ek Not:

Magazinde Libido muhabbetleri de olunca üstüne bu konuda şüphelerimi daha da arttırıyor. Ünlü belki kişisel tercihi olarak böyle yaptı yada yaptırıldı bilmiyorum ama tuzu biberi oldu bu durumun. Libidosu olan her ünlü dizide birbiriyle takılacak hali yok. Evli ise veya değilse eşi için kendisini saklayabilir libidosunu ona gösterebilir. Bu durumda ne yapacak libido hazretleri merak ediyorum.

İkinci bir köpürtülme durumu da chp içi ve akp içi parti ayrıştırma köpürtmeleri. CHP içinde olan karışıklık nereden geldiği bile belli olmayan bir haber sebebiyle, AKP içinde olan ise nereye gideceği belli olmayan şekile ilerliyor.

Başı ve sonu belli olmadan bir şeyler ile gündem oyalanıyor CHP kötülenip AKPye kendi kendinin muhalifi anca yine kendi olur gibi hareketler ile dikkatleri üzerine çekmeye çalışarak prim yapıyorlar. Sonuç? Hiç. Aynı tas aynı hamam. Ben icraatlere bakarım. Sonuçta ne Akp bölündü ne CHP’de birisi AKP ile buluştu.

He buluşan birisi var İmamoğlu onun da koltuğu kırıp dalga geçtiler (diye gösterildi – bilmiyoruz gerçeği). Belki de danışıklı dövüştür bu olay bilemeyiz.

Su krizine yaklaştığında ayak oyunları ile hemen böyle mi yönetilirmiş istanbul adıyla vurup vuruyorlar. 2013 sezonu kuraklığında olan su seviyelerini hatırlayanlar olacaktır. Şimdiki seviyelerden daha aşağıdaydı. O zaman yönetim kendilerinde iken neden eleştirmediler acaba kendilerini. He İmamoğlu iyidir diye demiyorum. Her politikacıdan farklı değil.

Bülent Arınç ve Ahmet Davutoğlu ile de bazı hallerde ters düştü ama politikada istediği kadar dövsün dizinin dibinde kalacağım halleri ile duruyorlar yerlerinde. Politikada neyin neden olduğunu kavramak için oyunu çözmek gerekir. Diğer türlü bir kaç popüler atış talimi ile karşılıklı atışmalar dinlenir ve onların amaçlarına tav olunur. Akıllı olan bu durumları görür ve politikacıların yaptıkları şeylerden iğrenir durur.

Köpürtülen basında pek çok olaylar yüzeysel bakınca neden olduğu anlaşılmaz ama derinden bakınca hepsinin de bir manası vardır. Gündem aracılığıyla insanların bir yere götürülmeye çalışıldığını gösteriyor. Bakalım gördüklerim ile gerçekler arasında benzerlikler nerede olacak.

14 Haziran Seçimi Öncesi Münafıklar Mevzusu

Seçimler öncesi yazmak istedim. Bu detayı sanırım kimse yakalamak istemediği için böyle bir haberi çevrede duymadınız.
 
Erdoğan’ın bir konuşması vardı haftalar evvel.
 
“Cumhurbaşkanına oy veren ama AKP ye vermeyen” şeklinde bir kitleden hitap ediyor ve münafıklar çetesi diyor.
 
 
Burada yazan olayları gördüğünüzde bazıları ne anlar?
 
Eskiden Ak partili olup oy vermeyenler düşünülür değil mi?
 
Hayır.
 
Burada esas hedef MHP.
 
Münafıklar çetesi diyor açık bir şekilde buna.
 
Tabi videoda biraz devşirip Partisine oy vermeyecek kişiler diye dönüştürmüş başlık çok tepki çeker diye.
 
Siz bu başlığa takılmayın esasa bakın.
 
Yani diyor ki:
 
Biz hariç herkes ya münafık yada kafir. İttifak kurduğumuz münafık rıza baba diyor.
 
Tabi bunu bu şekilde dillendirince Bahçeli anlamadı belli ki. Sonradan Ak partililer bunu daha net anladıkları için ittifaktan ayırmaya çalışmaya başladılar. Çünkü o kadar bencil bir grup ki kendi müttefiklerini bile arkadan vurup oyun ile eleme yoluna çalışıyorlar.
 
Bahçeli ise bunun üzerine bu durumu sadece milletvekillerini suçlayarak şu şekilde söyledi:
 
AKP milletvekillerine Fitneye düşmeyin, oyun oynamaya kalkmayın dedi ve yine kendi sistemine oy istedi.
 
 
Asıl olay burada Erdoğan’dan kaynaklanan bir manyak durum oluşuyor gördüğünüz gibi.
 
Gerçekte ise gördüğünüz gibi Erdoğan’ın ne kadar münafık (ittifaka fitne sokan) ve sinsi olduğunu rahatlıkla belli oluyor.
 
Kendi çıkarları için ittifakına yapabilecekleri belli olan birisine oy veren de aynı şekilde suçludur. Çünkü ona prim verip ona katkı sağlıyor.
 
Oy verenlere sesleniyorum. Görün nasıl bir kirli oyunlar ve desiseler döndüğünü bir ittifak içerisinde.
 
Ona göre davranın.
 
He diğerlerini de sevmiyorum diyorsanız o zaman boşa atın ama münafıklar ile iş birliği yapmayın.

İyice Tozuttular – AKP ve İYİP

İyice Tozuttular
AKP ve İYİP
Parti isimlerinin olması gerekenleri budur. Diğerlerini kullananlar MiH Partisi CuHa Partisi olarak telafuz etmek zorundadırlar.
Bu aşağıdaki resimde ne görüyorsunuz?
22728797_1966639316937275_3869989722811615940_n
Anket
Anket içeriğine bakarsanız insanlara kendi partisinin adını ön plana çıkarmak için AKP demiş Ak parti diyenlerin zıttına. Aynı şekilde Akp oylama yapsa İYİP diye yazar karşıda olana.
Algı operasyonunu iyice ayyuka çıkartıp abarttılar gördüğünüz gibi.
Yalnız burada İYİP ya salak yada kendini bile bile üçüncü sırada göstermiştir. Hedefimiz üçüncülük diyorlarsa diyecek bir şey yok.
Ben de Alternatif dünyadan alternatif bir parti kuruyorum şu an.
Adı: Çapraz İlişkiler Partisi
Kısaltması: Çi Partisi – Çip
Hedef Kitlesi: Tatarlar, Çinliler, Auracılar, Silikon Vadisi Taraftarları
Slogan: “Çi’siz İnsan Çipsiz Gelecek olmaz”
Eş Başkanları: Ben – Ömer Çip (:D)
Logosu: Poster renklerinde gözlük ve şapkalı bir çocuk yüzü
Çi Böreğin saygın olduğu bölgelerde yaşayanlar gördüklerinde bu parti ile ortak algı temasında bulunup bana katılımı arttıracak. Çi gücüne inanan kitle ve Çin’de Çi tarikatleri ile bağlantılar kurularak onlara da samimi bir poz vereceğim. Ayrıca Çip üreten tüm silikon vadisine göz kırpacağım. Ömer Çip’in de ününden faydalanıp partinin sphere (etki alanını) daha da geliştireceğim.
Parti katılımlarını ise elektronik bilen ve Çi Partisi adına uygun gücü yüksek insanlar alınacaktır.
Böyle böyle 2-3 Milyar nüfusluk oy potansiyeline bakan bu parti belki paralel troll evrenimde büyük başarılara imza atar da böyle manyak algı operasyonları da son bulur.
Diğer partilere bahsettikleri gibi yani İYİP de AKP gibi yasal zeminde kullanılması gerektiği gibi isimlerinden bahsetmeleri lazımdır. Bu durumu önceden Akp için de yazdığımı hatırlıyorum sanki. Öğrenmek isteyenler arşive bakabilir.
(Not: 28.10.2017 sonrası dünya üzerinde herhangi bir yerde CHI Party – CHIP – Çi Partisi – Çip kısaltma sahibi siyasi bir parti kurulursa Evrensel beyannamelere göre benim internet üzerinden verdiğim makale yüzünden isim hakkı bana aittir. Kullanmaya kalkan olursa benden izin veya hak sahipliği almak zorundadır. BM vb. bir dünya devleti kurulursa çok işe yarama ihtimali olduğundan bu hakkı kendimde ve yasal varislerimde saklı tutuyorum)

Başkanlık / Cumhurbaşkanlığı Referandumu

Arkadaşlar özellikle bahsetmek istediğim bir konu var.
Referandum.
Ben ne “AK Parti (AKP)” ne CHP ne MHP ne HDP görüşünü savunan birisiyim.
Doğma büyüme sağcı denilen kitle içerisinde olmuş, 7 aylıkken hacı olmuş, aynı zamanda islamı da en girift halleriyle görmüş birisi olarak yazıyorum bunları.
Gerçek islam ile bize yaşatılan islam arasında dağlar kadar fark var.
Bunu neden olduğunu söyleyeceğim birazdan.
Sizler güçlü lider arkasında gitmeye dünden razı olduğunuz için gerçekleri görmek istemiyorsunuz.
Kolaya kaçmak her canlının adetidir. Mütekamil olmak ve kendisine artık geliştirmeye ihtiyaç duymadan yaşamanın keyfi başka bir şeyde yoktur. Fakat:
Ne kadar gerçeklerden uzaklaşırsanız o kadar geleceğinizi tehlikeye atarsınız. Siz de eski kavimlerde olduğu gibi ilerlemediğiniz için (Allah’ın gazabıyla) yavaş yavaş maymunlaşırsınız yada yok olursunuz.
Şu an Erdoğan ve ekibi size “Faunus Etkisi” diye adlandırabileceğim bir durum içerisinde bırakıyor.
Koruma bahanesiyle sizi kolaya alıştırma ve yerinize konma hamlesinin diğer adıdır.
Bazı ailelerde koruma güdüsü olabilir, bazı insanlar gerçekten başkalarının zararı olmasın diye onu kötülükten uzak tutmaya çalışabilir.
Fakat:
Peygamberimiz bu konuda ayetleri indirdiğinde asla kimseyi falakaya yatırıp veya hapse atarak veya susturarak birilerini korumamıştır.
Herkesin özgür (hür) iradesine bırakmış ve bu durumu da özellikle istemiştir.
Hür irade demek kendi hatalarını anlayan insanın sorumluluk sahibi olması veya gerçeği daha net görebilmesini sağlar.
Erdoğan’ın sizi korur gibi yapması koyunlarını yemek için başkası ile paylaşmaması derdidir.
Etrafta kendi için yaptırdığı tüm güvenlik önlemlerine ne diyor biliyor musunuz?
Oradaki halkı korumak için yaptırıyorum.
Yalan. Kella ve kella yalan.
Bencilliğin tavan yaptığı insanlar başkalarına suçu atmak ve masumu ikna etmek için bu bahaneleri kullanır. Özellikle bazı insanların sevgili tavırlarında böyle durumlar ile çok karşılaşılır.
Terör 2002’de bitmek üzereydi. O dönemde meclis başarılıysa demek ki o kadar fikir ayrılığına rağmen bir şeyler yapılabiliyordur.
Tayyip Erdoğan yönetemiyorum veya yönetmemin amacı olduğu için böyle terör ve karışıklık çıkartıyorum demiyor da olayı Türkiye sistemine atıyor.
Sizler de sizi koruduğunu düşünerek oy veriyorsunuz.
Emin olun verdiğiniz oylar sadece onun bencilliğine ve daha da saldırganlaşmasına neden olacaktır.
Çünkü aldıkça bu kazandığı başarılar yetmeyecek napolyon ve hitler gibi sınırları sonuna kadar zorlayacaktır.
Neden “Faunus Etkisi” diye bir şeyden bahsettim biliyor musunuz?
Size şu an yaptığı açık bir şekilde şu:
Sen yapma biz hallederiz, sen düşünme biz seni koruruz, yeter ki kolaya alış ve benim menfaat çarkımda bana dilenir gibi dolaş.
Bu durum ileride küçük menfaatler uğruna verdiğiniz büyük menfaatlerinizin ödeme zamanı geldiğinde anlayacaksınız ne kadar da sıkışık duruma ilerlediğinizi. Fakat iş işten geçecek.
Hem kıstırılmış olacaksınız, hem de
Arkadaşlar sorun, çekinmeyin, utanmayın:
– 15 sene evvel kriz vardı fakat bu kadar karışıklık var mıydı etrafta?
Suriye ve Irak capcanlı bir şekilde ayaktaydı. Bombalar patlayamayacak kadar da istihbaratımız iş yapıyordu. Ta ki tüm istihbarat başkanlığa bağlanıp onun üzerinden aşağı kesime emirler verilene kadar.
– Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri sizce kimler aracılığıyla düşürüldü?
Erdoğan’ın karşısına rakip çıkmasın diye yükselen oyları kesmek için fetullah gülen ve amerika yapar ancak bunu.
Şimdi de kandırıldım gibi laflar etse de inanmayın. Çünkü onun da işine geldiği için o dönem yerleştirdiği fetöcüler ile aralarında dostluk vardı. Aralarından su sızmazdı o “sızıntı” ekibinde.
– Başkanlık geldiğinde doğuda ne olacak?
Belki HDP amerika kuklası olarak Hataya kadar kendileri için alacak diye AKP’ye destek oluyorsunuz fakat ikisini de tercih etmek zorunda değilsiniz.
AKP, Fırat’ın doğusunu Barzaniye çoktan sözler ile verdi bile. Batısı ise Erdoğan’ın kendine ayırdığı bölge diye savunuyor.
Fırat Kalkanı harekatı sadece menfaat çatışmasından ibaret.
Ülkemi bir olarak görmek istiyorum fakat biri doğuda biri batıda olmak üzere iki bencil varlığı görmek için değil.
– Cehape zihniyeti ve Hedepe Hayırcı diyecekler çıkabilir. Bunlar için de size iki bukle gazete küpürü atacağım.
Sizi Faunus Etkisi ile cahil bırakanların en büyük menfaati işte burada gizli.
Bilgiyi alma ki gerçeği göreme. Siz hep solcular hayır der diyorsunuz da öyle değil.
Saadet partisi evet “Demeyecek” (Yani başkanlığı savunmuyor)
ANAP Hayır diyor:
Bunlar sol parti mi? Birisi Necmettin Erbakan’ın diğeri Turgut Özal’ın partisi.
Ayrıcaaaa:
Necmettin Erbakan’ın lafları ile Tayyip Erdoğan’ı anlatıyor:
Yaşadığı dönemde desteklemediği açık ve net. Hoca talebesi olarak yapıyorum dediği şeylerde nasıl tepki göstermiş bakın.
Bunu evetçilere gösterip yüzüne yüzüne çarpın.
Ayrıca döneme bakın.
Süreç içerisinde halen daha BOP’dan ayrıldığını gösterecek önemli bir emare var mı?
Rusya ile yakınlaşmasına bakmayın. Suriye ile nasıl anlaştıysa ve sonradan bombalayıcı şekilde iç yapılanmasını sağladıktan sonra nasıl da düşman oldu.
Sahtekar ve hilekar’ın önde gideni birisi olarak yaptıkları ortada. Güvenilmez ve politikada bir dediğini iki dakika sonra menfaati için yalanlayan birisinden bahsediyoruz.
Sizin büyüleyici şekilde magazininden ve tvsinden etkilendiğiniz bu adam her türlü yolu mübah görüyor.
Açık şekilde bahsetmek istiyorum.
“ice bucket challenge” çakması evet kampanyasıyla insanları “buzlu su dökmeye” ay pardon buz gibi bir evet demeye çağırıyorlar.
bir tanesini bile izlemediğim halde ne oldu biliyor musunuz?
Hayır olmasının yararlı olduğunu bildiğim ve normalde hislerim öyle olmasına rağmen bu konuda özgür irademe bu evet kampanyası hakkında sıcak bir duygusal bağ oluyor alakam olmamasına rağmen.
Bu büyüsel bir nitelikli bir iradeye baş koymadır. Emin olun adamlar gizli ilimlileri arkasına almış gidiyor.
Farkında olmadan büyülenmiş gidiyorsunuz.
Geçen böyle bir iradem dışında etkiler fark ettiğimde bu konuda Allah’a havale ettiğimde işaret Erbil’de yabancı ülkelerin buluştuğu bir yahudi konseyi çıktı. Otelde sebebi bilinmeyen yangın çıktı.
Ayrıca Erbakan şunu anlattı:
O zaman kriz yoktu, şimdi ise var.
Aynı zamanda şimdi videosunu bulamadım ama Borçlanma ve kredi ile büyümenin zararlı olduğunu açıklayan CHP zihniyeti vardı. İmansız dediğiniz kimseler bile bankalara bu kadar kredi ve sıcak para ile balon gelişme yapmayın diyordu.
Bazen diyorum adam belki sağ gösterip sol vuracak onlara, sonra bakıyorum sadece ben sadece ben diyor.
Göklerden gelen bir karar vardır derken de demek istediğini size söyleyeyim. Allah diye andıkları adam olmayı kabul etmiş ve Mehdi diyenlere gönderme yaparak Ben Mehdiyim diyor. Başka türlü göklerden böyle dünya başkanı olacağı imâsı çıkmaz kimseden.
Peki soruyorum size?
bu adam Mehdi ise neden bu kadar etrafa karmaşa getirdi. Birleştirici olacağına alayımızı böldü ve hala da ha ben, koyunlarım ve siz diye bölüyor.
Şu an neden “Gerçek İslam” olmadığını da anlatmak istediğim en önemli detayı söyleyeceğim.
Ne alimler yerinde, ne ehiller yerinde, ne huzur hakim etrafta, ne padişahlık gibi bir yönetim asr-ı saadet ile eş değerdir.
Adam burası benim diye yer alıyor olmadı burası devlete tahsis edildi diye üzerine konuyor. İstediği yerlerde istediği şekilde lüks hakkımız der gibi geziyor ve tüm çevresinde olan yalakalara “çerez parasına” mercedes dağıtıyor.
Nasıl oluyorsa asgari ücretler 1 lira artsa devleti mi batıracaksınız oluyor.
Arkadaşlar uyanın az biraz ve bakın çevrenize.
Çıkacağız dedikçe batırıyor ve siz de evet haklıdır deyip ona oy veriyorsunuz.
Şu büyüden kurtulun artık. Kölesi, köpeği gibi olmayın artık.
Ben ne HDP’yi severim ne de insanlar arasında bencil olanları.
O yüzden her hayır veren bir değildir.
Size bu algıyı veren köpekler de umarım bir gün fısk-ı fücurlarından kurtulurlar da gerçeği haykırırlar.
Siz de umarım onlardan evvel ayılırsınız.
Seneler evvel ben nasıl 2016 Haziran’da iç savaş çıkartmaya çalışıyorlar dedim biliyor musunuz?
Devlet kanalına çıkmış bir yahudinin yaptığı isim analizinden çıkardığı sonuçlar ve o dönemde başlayan kobane olayları.
Siz hala ayakta uyuyun. Erdoğan ve yandaşı yahudiler aslında sizler ile dalga geçiyor ve birbirleriyle o kanallardan iletişim kuruyorlar da haberiniz yok.
Aynı zamanda Yossi Kohen olayını da tevafuk olarak karşıma çıktı anlatayım:
Kendi ajan başları ile size operasyon düzenlemişler ve siz de bunu yediniz.
Kadir Mısıroğlu’nun bir videosu vardı hatta bu konu ile ilgili sadece ona giden çalışmayan bir url var burada:
Kim biliyor musunuz o zat:
siz hala uyuyun. Müslüman olarak Ak parti cenahında kimlere hizmet ettiğinizi ve sürekli Atatürk’ü kötüleyen adamın gerçek kişiliğini tanıyın.
Yahudi yahudi diye diye Atatürk’e ettiği laflar gerçekte kendisini yansıtıyor belli ki.
Siz münafık bir yahudi’nin lafları ile soyu sonradan özellikle araştırılıp doğrulanmış bir kişiyi suçladınız senelerce.
Barzani gibi ayan beyan ortada yahudi bağlantısı olan birisi değildi.
işin garip yanı Barzani de Nakşibendi tarikatindenmiş. Yahudilik din değil ırkçılıktır sözümü de hatırlatarak neden böyle bir şey söylediğimi tekrar hatırlatmak isterim.
Yani adam Salih Müslüman ise Kürdistanı kurmak ile uğraşmazdı. Irkçılık kokan hareketlerde ilk başta Kürdistan kuracağım adı altında kendi “üstün” diye addettiği “alçak” soyu ile dünyanın kendine ayrılmış kısmını yönetmeye çalışıyor.
Yani müslümanlık ile çelişen bir durum mevcut.
Tarikat eğer salih bir tarikat ise onu bırakır ve bizden değil açıklaması yapar. Eğer değilse zaten tarikatleri yahudiler yönetiyor dediğim durum gerçektir ve islamın kaleleri içten içe fethedilmiş demektir.
Arkadaşlar
Siz bu referandumda evet dediğiniz taktirde bu gerçekleri görmezden gelip ben koyun olacağım ve onlar üstün demiş olursunuz.
Köle olmak ve para almadan köpek gibi çalışmak istiyorsanız yapın.
Ekonomiyi süper yapacağım derken borçlandırarak batırdı herkesi. Devletin borcu yoktu fakat herkesin borcu oldu bu son 15 senede.
Eskiden devlet borçlu olurdu halk kredisiz yaşardı. Hatta bilirim, bir dönem müslümanlar da faiz yasak derlerdi.
Şimdi krediden kredi beğeniyorlar ve ömrülerini aldıkları araba ve evlerine bağlıyorlar.
Sonra neden bu kadar mutsuzum.
Kardeşim sen gelip de işten ayrılma lüksüne sahip olacak kadar özgür olmazsan patronlar da seni sıkar da sıkar. Ümüğün pelte kıvamına döner.
Aynı zamanda sizi her gün bilimden uzaklaştıran bir grup sizi yönetiyor.
Bu geleceğimizde nasıl mankurtlaştırma hareketlerine büründüreceğini gösteriyor.
Lütfen. Biz aşığıyız gibi bakan insanlar. Ben babamdan gördüm diyen insanlar biraz da gerçek yüzüne bakın.
Sizin cahilliğinizi kullanmasın.
15 sene evvel hani ekonomi çok iyiydi diyordunuz. Hani Ak parti yaptıydı tüm ekonomiyi.
Gördüğünüz gibi 4 lira oldu dolar ve tüm gereksiz fiyata yapılan anlaşmalar sonucu olan köprü masrafları da Boğaziçi (sonradan adı değiştirilen) ve Fatih Sultan Mehmet köprüsüne zam olarak yansıdı.
Daha bilmediğimiz kim bilir neler var.
Enflasyon oynamaları ve benzeri durumları saymıyorum bile.
Uyanın ve Hayır deyin. Ben de bu anayasayı beğenmiyorum fakat Referandumda çıkacak padişahlığı da asla ve asla istemiyorum.
En azından daha adil şartlarda daha üst düzey çalışanları görmek isterim. Menfaat ve sadakat sahibi toy yöneticiler dışında yetkiler ile donatılmış kişiler ile görmek isterim.
Bu sağ ile sol zihniyetin oylaması değildir.
Bu Tayyip Erdoğan’ın yaptığı bencillik ile hakkımızı savunmamızın oylamasıdır.
Geleceğinizi hiç mi düşünmüyorsunuz?
Çocuklarınıza hiç mi saygı duymuyorsunuz.
Onları bunaltıcı sıkıntılara ve ateşe atıyorsunuz.
Lütfen akıllı olun.
Gelecek sizin elinizde.
Ayrıca sandıklarda da hak yiyen var mı diye kontrol edin.
Bunun gibi gerçekleri de olabildiğince herkese yayın.
Ne demiş atalarımız:
“Bilmemek ayıp değildir, öğrenmemek ayıp”
Ekstra Not:
Bir CHP propagandası vardı. Resmi gazetede Yurt dışına oy kullananların adres ibraz etmesine gerek olmayan bir KHK çıkartıldı diye
Bu durumun resmi gazete küpür tarihlerini araştırdığımda şu sonuca ulaştım:
80.madde gerçekten orada duruyordu:
Neden bu madde önemli biliyor musunuz arkadaşlar?
FETÖ FETÖ diye bas bas bağıran kişi bu maddeyi geçirerek hem yerlerini bilmedikleri mükerrer oy ihtimallerini öne açarak Fetullahçılar aracılığıyla Evet verme terbiyesizliğini göstermenin önünü açıyorlar.
Siz farkında değilsiniz fakat Fetö ile AKP iş birliği halinde ve EVET verecekler.
Bir de Türkiye’nin selameti için Evet diyeceğim diye Fetöcü manyak yazı yazmış:
Bu pisliği yerdeki necaset kadar sevmem. Hatta hiç profiline bakmamıştım. Geçenlerde gördüğüm bir resime kadar. Doğruluğunu araştırdığımda ise gerçek olduğunu görmüş oldum. İddialar ile önceki iddiamı birleştirince nasıl da bir çembere alınmaya çalışıldığımızı görüyorum.
Dünyanın en büyük trollerinden birisi olabilir bu kişi. Resmen Evet olunca bu hayır olunca bu diye dalga geçiyor. (tıpkı yossi olayında olduğu gibi)
Ölümü gösterip sıtmaya razı ediyor bu pislik. Yani ortak şeye yönlendirici hareketler bunlar.
Ayrıca onu ararken dikkatimi çeken başka bir şey oldu:
Kişisel verileri koruma kurulunda yani tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bilgilerini elinde tutan yerde bir AKP’li bir de HDP’li kişi boşaltılmış yerden atanıyor.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Terörist olarak görülen kişilere tüm kimlik bilgilerimiz vermek.
Sizce hala daha AKP ile HDP düşman mı?
Tayyip Erdoğan’ın seçebileceği bir kurula seçilmeleri hiç doğal değil.
Ayrıca KHK 680. madde’ye buradan da bakabilirsiniz:
O gün 679-680 ve 681. adet KHK yapılmış.
Ben o kadar olağanüstü hal var ne kadar az kanun değiştiriyorlar diyordum. Meğer çok yanılmışım.
6. ayda 680+ adet kanun değişmiş. yani günde 3,5 ile 4 arası kanun değişmiş.
Resmi gazete devletin yürürlük öncesi zorunlu olarak yayınladığı bir gazetedir.
685. KHK de yayınlanmış.
Haberiniz olsun. Siz belki sizin ardınızdan neleri döndüğünü bilmediğiniz neler geçmiştir neler. Bir kontrol edin derim diğerlerini de.
Ayrıca şöyle bir haber de var:
Binali Yıldırımın Tüm Laflarına bakarken şu ayrıntıya dikkat edin:
54-59 saniye arasına bakın.
Federasyon olan yerler de var olmayan yerler de var. Bu ne demek Fırat’ın doğusu Kürdistan batısı Türkiye. Başkan adı altında padişahlık ve diğer eş başkanı (eş padişahı) ile beraber ülkeyi yönetecek demektir.
BOP projesinin devam ettiğinin en açık delili de budur.
Umarım hala daha onların bencilliklerine oy verme konusunda bu kadar iddialı olmazsınız.
Vesselam. İyi günler…

Bölme ve Birlik Olma Savaşı

Ağustos 2016 başından beri sosyal medyada değişik asılsız haberler ve tahrik unsuru haberler paylaşılıyor. CHP – MHP – AKP birlik mitingi ile paralel bir dönemde meydana gelmesi bunun gizli bir Milliyetçiler ile Ayrılıkçılar arasında bulunan bir propaganda savaşı olduğunu gösterir.

Dikkati çeken bazı başlıkları sizler ile paylaşmak istiyorum.

  1. Beşiktaş – Galatasaray Kupa maçı sırasında iki tarafın taraftarlarını tahrik etmek için birbirine karşı taşladı haberleri çıktı.
  2. CHP’li bir Belediye’yi Fetullah Gülen üzerinden Ak Parti’nin CHP’yi bitirmesi adı altında operasyon yapıldığı tahriki yapıldı. CHP’liler gaza geleceğine Ak Partililer gaza gelmişti.
  3. Doğuda, Batıda, İstanbul’da pek çok yerde suikast, saldırı haberleri yapıldı. Aynı anda olan bu haberler asılsız çıktı.
  4. CHP’lileri tarikatlere sardırmak için sürekli münferit tarikatleri kötüleme olayları çıkartmaya çalıştılar. Bunun üzerinden Ak Partililere işte bakın bunlar hep aynı sürekli tarikatleri bitirmek istiyorlar diye karşı saldırı hazırlıyorlar.
  5. Amerika PYD ile işbirliği yaparak Suriye’de Türkiye’yi sıkıştırıyor. Girmesi için bu zorlama sonucu küçük bir girme olayı sonrası hem Türk-Kürt hem de Suriye-Rusya bloğu ile karşıt propagandalar ile Türkiye’yi yalnızlaştırmaya uğraşıyorlar.
  6. Sosyal medyada yazılar yazarak “Kanınızı içeriz” der gibi münferit Atatürkçülere saldırı yaparak CHP’lileri tahrik etmeye çalışıyorlar.
  7. Ülke ile ilgili sanki kimyasal silah kullanmış gibi tanıtmak için PKK’lılar uğraşıp duruyorlar. Aynı zamanda Suriye’de Kimyasal Silah yasal olduğunu hatırlatmak lazım. Türkiye kullanmasa bile orada tüm grupların elinde Kimyasal Silah stokları olması ve kullanması normaldir. Onlar yanında diye karıştırmamak lazım.
  8. Atatürk’e karşı hakaret eden durumlar özellikle ön plana çıkarılmaya çalışılıyor.

Bunlar gibi pek çok olay sosyal medyayı kasıp kavururken millet ne kadar bilinçli ki gaza gelmeden olaylara soğuk kanlılık ile yaklaşıyor. Tabi bu olay çok daha dip ve derin nifak tohumu ekmelere gitmesine çalışılacaktır. Çünkü başarısız oldukça kademe arttırarak kazanmaya çalışacaklardır.

Aman dikkatli olalım. Bu konularda ayık olmak lazım. Son dönemde Müslümanlar güçlü durumda olduğu için asıl görev ve sorumluluk biz Müslümanlara düşüyor. Çünkü görevimiz vahşet yapana vahşet yapmak değil, görevimiz vahşi olanı bile doğru karakterimiz ile iyileştirmektir. Bunu her zaman kulağımıza küpe yapmamız gerekli. İyi günler dilerim.

AKP Neden %50 Oy Aldı

Arkadaşlar ben sürekli partileri seçerken olabildiğince objektif ve geniş perspektiften incelemeye çalışırım. Verdiğim karar son ana kadar geçen irdeleme süreçleri sonrası veririm. O yüzden sandık başına gelene kadar kime vereceğimi bilmem.

Bu seçimde neden oy oranı değişimlerinin bu kadar net olduğu hakkında küçük miktar gözüme çarpanları değerlendirerek size anlatmaya çalışacağım. Bir analist olarak seçimlerde takip ettiğim ve gördüğüm kadarıyla size anlatacağım.

Her olay birbiriyle bağlantılı bir iz düşüm içerisinde olduğu için insanların karar mekanizma açısından olan değişim noktalarını ve neden olabileceği açık ve net bir şekilde ortada olacaktır.

İlk patlama HDP’de oldu. Barış söylemleri sonrası %13 oy aldığı anda ilk işi Apo’ya hapsin kaldırılması ve özerklik bildirgeleri oldu. Bu durum tabi normal olarak Emanet oylar söylemiyle onlara verenlerde hayal kırıklığına neden oldu.

İkinci eylemleri HDP belediyesi olan bölgelerde Artvin gibi Gürcülerin de bulunduğu emanet oy bölgelerinde tüm sokak isimlerini Kürtçeleştirme eylemlerine başladılar. Bu da o bölgedeki barışçı ve demokratik kesimin antipatisini kazandırdı.

Üçüncü eylemi patlamalar ile oy kazanan bu kişilerin sonradan aynı şekilde bir patlama ile İŞİD yaptı diye hükumete yüklenince oradaki halkın yorumlaması bu kimin işine yarıyor sorusunda cevabı HDP gördüğü için karşıt tepki gösterdi.

Dördüncü eylemi ayrılıkçı eylemler içerisine giren PKK ile bağları olduğunu ve birlikte çalıştığını gösterecek kişileri seçtiler. Öcalan’ın yeğeni, PKK tükürüğüyle boğar diyen adamı seçince haliyle PKK=HDP=Ayrılıkçı olarak insanlara ayan beyan gösterdiler.

LGBT eylemleri sırasında çıplak göstericiler ile eylem yapılması sonrası HDP’nin de orada destek vermesi bir nebze İslami kesimden onları uzaklaştırdı. Ramazan ayında oruçlu olan pek çok İslami kesim saygısızlık olarak gördü bu taksimde olan olayları. Tabi bunu sosyal medya aracılığı ile takip eden İslami genç kesimler biliyor.

Bu eylemler sırasında PKK kampları bombardıman edildiğinde Avrupa Birliğine şikayet etmeleri ve PKK’lıları halk kahramanı olarak göstermeleri de bu eylemlerde HDP’ye emanet oy verenlerin gerçekleri görmesini sağladı.

Demirtaş’ın bir açıklamasında Şemdinli Kırsallarının “onlara göre” bizim yani PKK’nın eline geçtiğini söyledi. Bu Özerk yönetim derken aynı zamanda PKK’nın bağımsızlık çabalarının bir durumu olduğunu barış söylemlerinin bağımsızlık için olduğunu belli edecek durumları ortaya konulmuş oldu. Şu an bile hala Şemdinli’de güney kesimlerinde bazı bölgeler PKK kontrolü altında.

Geçen seçimde vermeyin bunlar sizi sadece kullanıyor dediğimde laf eden kişiler hep ortalıkta HDP’ye oy vereceğiz diyen kişiler sus pus olmuşlardı. Haklı çıktım ve iyi ki %13 ile erkenden azan HDP destek oldu bana.

İkinci sorun CHP’de oldu. Şafak Pavey’in siyaseti hakkında iyi kötü adalet ve insan haklarını savunur gibi göründüğünü düşündürecek tavırları vardı. Fakat seçmen HDP’li vekiller ile yüksek oy oranını aldığında “nasıl da salladık ama” sözünü içerledi. Bazı durumlarda HDP ile ortak çizgiye gittiğini düşünen seçmen CHP karşısındaki eylemlerini değiştirdi.

Klasik CHP seçmeni harici kesim tercihlerini değiştirdi. Özellikle Giresun, Sinop ve Artvin gibi bazı CHP kaleleri de bu son seçimde tercihlerini değiştirdi.

CHP’de Kılıçdaroğlu’nun patlama sonrası yaptığı açıklamayı ben de izledim. Sonrasında Davutoğlu ile görüştü. O kısmını ben pek bilmiyordum. Davutoğlu görüşmesi sonrası Kılıçdaroğlu bazı devlet sırlarını paylaştı veya paylaşmak istedi diye tepkisini gösterenler vardı.

AKP karşısında Koalisyon yapma şansı tanıyan halk bir yandan da başkanlık sistemi istemediğini açıkça belirtti. O an Parti yetkilileri de haliyle o kadar hırpalanmış ve AKP karşıtı olmuş ki koalisyon imkanı kalmadı. Aynı zamanda CHP-MHP-HDP de tamamen farklı görüşler üçgeninde imkansız bir haldeydi.

Orada başarılı bir siyasetçi olsaydı CHP veya MHP’den 17-25 operasyonlarını sorgulama şartı gibi ön şartları düşünmeden orta noktayı bularak kabul edip ardından meclis komisyonunda önerge sunarak azınlık hükumetinin karşı çıkamayacağı şekilde operasyonları sorgulama şansı elde edebilirdi.

Meclis başkanı seçilmesi sırasında bile CHP-MHP birlik olacağına ayrılığa düşüp AKP’nin adayının daha muteber olarak seçilmesine sebep oldular. Birlik olma değil gerektiğinde ortak hareket etmeyi tamamen unutmuş olarak hareket ettikleri buradan belli.

Üçüncüsü MHP. Gerçekte MHP seçmeni devletçi ve milliyetçi bakış açısından gelir. HDP ile asla koalisyona girişmemesini bu yüzden çok normal karşılıyorum.

AKP koalisyonunu da istememesinin sebebi de Barış Süreci eylemlerinde Devleti Bölme durumuydu. Bu durum sonrası HDP/PKK ile AKP arası açılınca haliyle bu durum tersine döndü ve MHP’li Milliyetçi oylar AKP’ye kaydı.

MHP’de mecliste iktidar olma veya iktidarda temsil edip yasalarda değişiklik yapma kararlarına topluca hayır deyip muhalefet etme görevini çok iyi yapacağız deyince insanlar tarafından e o zaman neden oy veriyoruz mantığına geldi.

Partiler arası görüşleri sunan medyanın yaptıkları üzerinden karalama kampanyaları ile yapılan saçmalıklara gelelim.

En gerçekçi sonuçlara ulaşmak için her basın organından takip etmeye çalışırım. Görüşümü oluştururken hiçbir zaman tek düze görmek istemediğim için böyle yaparım.

Neden sol basınını izleyen kıyı kesimi oy tercihlerini değiştirdi bundan bahsedeceğim Genelde Bülent Arınç üzerinden bir karalama propagandası reklam propagandası olduğunu küçük de olsa anlarsınız.

1) Bülent Arınç ile ilgili Manisada akrabalarını ziyaret ederken bir gezi videosu çekilmiş. Orada Annesinin Rumca bir tekerlemesini söylediği için akrabalarına orada Rum işte diye halkı linç girişimi içerisine sokarak AKP’ye zarar vermek istedikleri ortadaydı.

Fakat ters tepti ve Liberal görüşlü insanlar çok kültürlü bir aile yapısı gördükleri için oyları ona kaydırdı.

2) Bülent Arınç yine Tayyip hakkında sitem edici sözler söylediği için Partide Abdullatif Şener ardından bir ayrışma daha oldu diye düşünüp onun propagandasını yapmaya başladılar. İşte AKP’de menfaat zinciri bozuluyor diyerek.

Videonun kalan kısmında asla 5.parti kurulmayacak bizim tarafımızdan, bu davaya ihanet etmem, başkalarını seçmesi nedeniyle daha az seviyorum demesine ve seçim sonrası olursa konuşurum demesine rağmen onun zıt görüşlü görerek izleyenlere reklamını yapmış oldu.

Gerçekte her seçim öncesi böyle açıklamalar ile Melih Gökçek, Tayyip Erdoğan benzeri kişiler ile dalaşması bir yandan onu parti taraflarınca bir taraftan da parti dışındakiler tarafından aykırı ve bir yandan bilinir yaptı. Her açıklamasını yapacağı tarihte de söyleyecek sözü olmadığını açıkladı.

Belki hükumette sağlam yerleri elinde tutmak istediği için oynadığı bir koz olarak görülebilir. Partide beni yerimden oynatamazsın sözünün küçük göstergeleri olarak gözükebilir.

3) AKP karşıtlığı yaparken HDP’nin barış güvercini tavırlarını ön plana çıkaran basın bir yandan Devletin bekasını düşünen kişiler için antipati oluşturdu.

4) Devletin yönettiği havuz medya yüzünden farklı görüşlerin fgazla temsil edilmemesi de az bir şekilde oyların AKP görüşleri içerisinde olan medyayı izleyenler için oylarını değiştirme ihtimallerini sıfırladı.

5) Kara propaganda ile yapılan AKP söylemleri ve HDP söylemlerini gören sosyal medya kullanıcıları bu iki grubun düşman oldukları ve başkanlık ve ayrımcılık tezlerinden hangisini seçmek gerektiğini düşündüğünde HDP’nin ayrımcı politikalarının destabilizasyon eylemleri içerdiğini ve AKP’nin başkanlığı en azından engellenebilir ve bir nebze savaşın Türkiye çapında olmayacağını düşünmelerine yol açtı. O yüzden HDP AKP arasında olan ayrımda devlet = AKP diyerek onu seçti.

Oy düşüleri yaşayan partilerin seçim analizini yaptıktan sonra AKP’nin ekstrem olarak yaptığı olayların neler olduğuna bakalım.

AKP oyları arttırmak için diğer partilerin yaptığı gibi seçim vaadleri hazırladı. 1300 TL maaş, Gençlere İnternet teminatı, Aşiretlere ekonomik güvence, gençlere evlilik gibi pek çok şey söyledi. Bu durumlarda diğerleri gibi tek maaş vaadi yerine daha genel perspektiften ekonomi çevrelerini ilgilendiren olaylar olduğu için o kesimler de bu vaadlerin kendine hitap eden kısımlarını aldılar.

AKP saadet Partisi oylarının hepsini Milli Görüş gömleğini tek çatı altında birleştirdiğini gösteren şekilde çalışarak ele aldı. Bu sayede oy oranları SP’nin yok olurken AKP’ye gitti.

Kırgız devlet başkanının Tayyip Erdoğan hakkında söylediği övücü sözler sonrası Tatarlar ve benzeri gruplarda olan kişilerin söylemleri de AKP tarafına dönmeye başladı.

Dindar kesimler tarafından HDP/PKK’nın gözünde AKP ve İŞİD’in bir olduğu algısı dindar Kürtleri HDP karşıtı duruma düşürdü. Bir yandan PYD’nin Amerika gözetiminde Suriyede ilerlemeye çalışması, PYD’nin PKK’ya destek için Cizre’ye adam göndermesi, PYD içerisinde Hristiyan binlerce kişinin PYD’ye destek olmak için gitmesi de Haç ile Hilal’in savaşı durumu olduğunu düşündürecek eylemlere sebep oldu. Bu da Kürt Milliyetçisine değil Tek devlet üzerinden Ümmetçi inanışa sahip olanların desteğini AKP’ye gönderdi.

İŞİD’in AKP ile yakın görüşleri yüzünden laf eden gruplar bile IŞID’in saldırıları sonrası devlet bakışı olarak IŞID karşıtı tutumu yüzünden fikir değiştirenler var. Şu an IŞID grupları girmesin diye tek Suriye’ye giriş noktası olan Kilis bölgesinde duvar oluşturması da buna açık kanıt. PYD’yi de Fırat ötesine geçirmemesi de bir nevi o bölgeleri sahiplenip güneyde Suriye tarafından bağlantıyı kopartmayı engellediği için de bir kesim tarafından desteklenmesine katkıda bulundu.

Seçim anketlerinde oy ortalaması %34, %40-45 en fazla %47 akp demesine rağmen tahmin edilemeyecek ölçüde yüksek bir sonuç ortaya çıktı. Bir de Oy ve Ötesinin bağımsız çalışması da sayım sonuçları toplandığında ve YSK seçim sonuçları açıklandığında her şey daha net olacak.

Oy sayımının hızlı olması bana enteresan gelmişti. Fakat geçen seçimde çok oy kaçırma teşebbüsü yakanldığı için sayımlar yavaştı. Bu seçimde öyle olmayacak ölçüde hileden uzak olduğu taktirde bu oy sayım hızının normal olabileceğini düşündüm. Sonuçta twitterdan öyle kaçak oy paylaşımları trafolara giren kedi lafları olmadı. En azından adil olduğunu düşündüğüm bir noktaya geldi.

%50lik oy oranı aslında görünüşte olması çok normal bir tahmin. Bu olaylar zincirinde halkın tepkisinin farklı olması beklenemezdi. Bağımsız değişken olan oylarını farklı yerlere kullanan demokrat ailelerde oylar belirleniyor ve çoğu AKP tarafını seçti. Nedeni de çok açık. Güçlü ve Özgür bir devlet olarak Başka toplumların oyunlarını engellemek istiyoruz. O yüzden oyumuz AKP’ye demektedir.

Muhalif Siyasi partilere en büyük tavsiyem halkı iyi okumasıdır. Onlar ile diyaloğu geliştirmedikçe ve Tüm Türkiyeye hitap eden bir ideolojin olmadıkça ideolojik açılımların sadece belirli bir oy oranında kalır. AKP ideolojiden çok Türkiye’nin her kesiminden oy alması bile bir nevi oy oranının yüksekliğinin sebep/sonucudur.

Biliyorsunuz belki de AKP’yi en çok eleştirenler arasında ben varım. Ama seçim analizlerinde gördüklerimde de neden bu kadar başarılı oldu söylemlerinde mantıklı olan şekilde objektif ve kendi söylemlerimden dışarıda bir açıdan bakarak ele alıyorum.

HDP parti binalarında çatıştılar korkuttular ve benzeri sözler ile yıkıcı eleştirmeleri yapması aslında hala olayı anlamaktan çok uzak olduğunu gösteriyor.

Oy toplama ihtimali olduğu mazlum edebiyatı yaptıklarında bile oy kaybettiklerini görünce aslında barajın orada tutunmasının da bunlara bağlı olduğunu düşünmeye başladım.

Muhalif partiler artık başını ellerinin arasına alarak düşünmeleri gerekiyor. Bu partiyi eleştirmek yerine neden “dedikodu çemberinde bile insanların bizi kaale almadı” diye düşünmeleri lazım.

Büyük 4 parti dışında görüşü yüzünden önyargı ile görülen partilerden 3üne lafım. 3 parti iktidara aday olabilecek grupları barındırıyor. Hiçbiri de tüm Türkiye’ye hitap edecek durumda değil.

CHP Laik-Sosyalist çevrelerde MHP İslamcı-Milliyetçi çevrelerde ve HDP Sosyalist-Ayrılıkçı Milliyetçi çevrelerde. Ortak kesişen noktaları olmamakla birlikte ülkenin tamamına hitap edecek ideolojileri de yok.

Birisi Hakkari’de duramazken diğeri Yozgat’ta barınamıyor, Bir başkası Trabzon’a gidince taşa tutuluyor. Bu da HDP’nin türkiye partisi olacağım sözüyle birleştirici çalışmaları ile bir nebze önlenecek gibi gözüktü fakat onlar da Milliyetçi-İslami tabakaya saldırınca %60 oy oranını gözden düşürdüler baştan.

O yüzdenn Tüm Türkyie söylemleri oyunlar ile değil gerçekler üzerinden görülerek tartışıyor halk. Halk iradesi denilen şey de sanırım psikolojik onları tanımlayacak kişiler olsa ki çoğu kişi tek grubu seçmiştir. İslamcı ve Milliyetçi kesim geneli AKP’ye oyunu vermiştir.