14 Haziran Seçimi Öncesi Münafıklar Mevzusu

Seçimler öncesi yazmak istedim. Bu detayı sanırım kimse yakalamak istemediği için böyle bir haberi çevrede duymadınız.
 
Erdoğan’ın bir konuşması vardı haftalar evvel.
 
“Cumhurbaşkanına oy veren ama AKP ye vermeyen” şeklinde bir kitleden hitap ediyor ve münafıklar çetesi diyor.
 
 
Burada yazan olayları gördüğünüzde bazıları ne anlar?
 
Eskiden Ak partili olup oy vermeyenler düşünülür değil mi?
 
Hayır.
 
Burada esas hedef MHP.
 
Münafıklar çetesi diyor açık bir şekilde buna.
 
Tabi videoda biraz devşirip Partisine oy vermeyecek kişiler diye dönüştürmüş başlık çok tepki çeker diye.
 
Siz bu başlığa takılmayın esasa bakın.
 
Yani diyor ki:
 
Biz hariç herkes ya münafık yada kafir. İttifak kurduğumuz münafık rıza baba diyor.
 
Tabi bunu bu şekilde dillendirince Bahçeli anlamadı belli ki. Sonradan Ak partililer bunu daha net anladıkları için ittifaktan ayırmaya çalışmaya başladılar. Çünkü o kadar bencil bir grup ki kendi müttefiklerini bile arkadan vurup oyun ile eleme yoluna çalışıyorlar.
 
Bahçeli ise bunun üzerine bu durumu sadece milletvekillerini suçlayarak şu şekilde söyledi:
 
AKP milletvekillerine Fitneye düşmeyin, oyun oynamaya kalkmayın dedi ve yine kendi sistemine oy istedi.
 
 
Asıl olay burada Erdoğan’dan kaynaklanan bir manyak durum oluşuyor gördüğünüz gibi.
 
Gerçekte ise gördüğünüz gibi Erdoğan’ın ne kadar münafık (ittifaka fitne sokan) ve sinsi olduğunu rahatlıkla belli oluyor.
 
Kendi çıkarları için ittifakına yapabilecekleri belli olan birisine oy veren de aynı şekilde suçludur. Çünkü ona prim verip ona katkı sağlıyor.
 
Oy verenlere sesleniyorum. Görün nasıl bir kirli oyunlar ve desiseler döndüğünü bir ittifak içerisinde.
 
Ona göre davranın.
 
He diğerlerini de sevmiyorum diyorsanız o zaman boşa atın ama münafıklar ile iş birliği yapmayın.

Yeni Devlet ? Erdoğan ?

Ayhan Oğan:
 
“Yeni bir devlet kuruyoruz lideri Erdoğan’dır”
 
 
Bu sözleri neden garipsiyorsunuz anlamıyorum.
 
Sanırım senelerdir rüya aleminde yaşıyordunuz.
 
Erdoğan 2023 hedefi olarak Lozan bitecek demesi Türkiye’nin tapusunu artık üzerime alıyorum demek olduğunu fark etmemiş miydiniz?
 
Hatta 2023’te yaptığı planı bu 15 Temmuz’da olan süreç sonrası 2019’a aldığını fark etmemişsinizdir sanırım.
 
Fetö ile ilgili görüşümüz ortak olsa da kendisi ile ilgili görüşüm de Fetö’den farklı değil.
 
Birisi Amerikan kuklası Halife olma derdinde diğeri en azından Müslüman aleminden çıkmış olsa da gerçek oraya varacak ve tüm dünya’ya egemen olacak kişi değil.
 
Erdoğan’ın samimi olarak Müslümanlar ile yakın olduğu ve Amerika kuklası olmadığı Gezi olayları sırasında Fas’a kaçması ve 17-25 Temmuz olaylarında Malezya’ya başvuruda bulunması.
 
Kukla olsa gider Küba’da olan kukla yandaşların Florida’ya sığınması gibi giderdi.
 
15 Temmuz günü gerçekten ona karşı bir şey yapıldığı ile ilgili deliller çok daha fazla göze çarpan etken ve bu durum ile ilgili de sinekten yağ çıkaracak şekilde büyük miktarda da faydalandığı da gerçek.
 
Fakat
 
Ülkede böyle açıklamalar yaparak Lozan’ın bitirilmesi (Devletin dönüştürülmesi) açısından her türlü hazırlığı tamamladığını ifade ettirmesini doğru bulmuyorum.
 
Zaten dış güçler kaşıyor diye uyardığım konuda bir de kendisi de böyle işlemlere girişmesi hesaplarının çok ötesinde bir yenilgi ele almasına sebep olabilir.
 
Ekonomik kriz etkisinden kurtuluş için nüfus azalması ve böyle bir şekilde otokrasi ile kurtaracağını düşünüyor olabilir.
 
Fakat 40 senelik hükümdarlık onun ellerinde değil başkasının ellerinde olacak.
 
Müslüman bir yönetici ve halkını iyi tanıyor olabilir. Fakat Müslümanların farklı kültürleri ve diğer kültürler hakkında sahip olduğu bilgiyi uygulamaması bir yandan da sorunların asıl kaynağı oluyor.
 
Katar ve Müslüman kardeşler’i sahiplenmesi, onları yüz üstü bırakmadan savunması ve diplomatik yollar ile yardım etmesi sonucu takdirimi kazandı. Tabi olanlara karşı koruması mevcut.
 
Akıllı olması sonucu çevresini istediği gibi dönüştürmesi durumu her zaman olmaz insanın. Egemen güçlerin bir o kadar da yakın egemen kültüre sahip rakipleri olur.
 
Öyle olmasa devletler asla yıkılmaz tek soy ve gruptan insanlar yönetilirdi.
 
Burada “Senden büyük Allah var” diye uğraşmamın sebebi her şeye muktedir olmadığını belirtmek içindir.
 
Önceden de bunu söylememin sebebi şimdi söylediğimden farklı değil.
 
Her insan kendi kişisel gelişimi ve liderliği dışında ayrıca dışarı ile uyumlu olması lazımdır.
 
Saraylar hanlar hamamları ele geçirip padişah gibi yönetmek zaten çok bahsettiğim konu. Şimdi de devleti diğerleri ayrıştırıcı söylemler ile ülkede tabi olanlar harici herkesi dışlaması dezavantajına olacaktır.
 
Ülke dışında olan düşmanlar yanında içinde de düşmanlar yaratmak hiç de hoş olmaz.
 
Kaos getiren asla istediğini elde edemez.
 
Bu yüzden akılcı duruşunu sergilemesi ve ülkede toplumu olduğu gibi ülkeye tabi diye kabul etmesi gereklidir.
 
Peygamber’i örnek alıyorsa Medine’de olan Putperest, Yahudi ve Hristiyanlara davranışını örnek almasını temenni ederim.
 
Sonuçta Vergi farkıyla isteyen kendi dini hükümlerinde yaşayabiliyordu.
 
Bu yol çok tehlikeli. Benden demesi. Hükümdarlığı kaybetmek veya devleti anında çökertmek için elinden geleni yapıyor gibi geliyor. Başka türlü böyle davranışlarda bulunması mantıklı olur muydu diye düşünüyor insan.

MHP’ye Büyük Tuzak: Kayyum

“22 gün sonra yani 13.05.2016 Notu: Kayyum ataması sonrası Tayyip Erdoğan’ın bu operasyonda Bahçeli taraftarı bir müdahelede bulunması karşıt bir operasyon olabileceği ile ilgili izlenim veriyor. Tabi göstermelik bir hareket olabilir belki bu. O dönem Fetullahcılar ile işbirliği  yapıyordu Tayyip Erdoğan ve o yüzden bu siyasal suikasti onlar da yapmış olabilir.”

Arkadaşlar seneler evvel küçük bir haber dikkatimi çekmişti. Bir partiye kayyum ataması yapılıyordu. Ben ne kayyumdan haberdardım nede bu kadar etrafta dolaşan kayyum’un görevi ile ilgili olaylar vardı.

Şimdi her yerde kayyum sözü var olurken özellikle MHP gibi sağ bir partiye kayyum atanması aklıma o eski olayı getirdi.

Haber:
http://www.hurriyet.com.tr/sp-kayyuma-devredildi-15841122

Haber 2 :
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/09/22/saadet.partisi.yonetimi.kayyuma.devredildi/590480.0/index.html

Bu haberde Saadet Partisi kayyum yönetimine atandığı söylenilmişti. Numan Kurtulmuşum karşıtı bir grup kayyum’a atanmış o dönemden sonra da %6 oy alan Saadet partisi hiç olup gitmiştir.

Kayyum nedir ?

Kayyum arapça’da Kaim yani Kıyama duran yani dimdik ayakta olan demektir.

Devlet içerisinde olan hale bakılırsa “dimdik ayakta durmak” kayyum gibi kanuni görevli adı olarak hiç bir mana ifade etmez.

O zaman kayyum nedir ?

Arapça ad sorgulamasında şu şekilde yazmaktadır.

” birinin yerine geçen, bir işte sebat eden, direnen, ayakta duran”

Devlet içerisinde kullanılan manası budur.

Kayyum ya iki şirket arası anlaşmazlıkta yada yöneticilerin hukuki ehliyetsizliği yani işlerinin ehli olmadığı için devlet iradesinde yönetilmesi için getirilen kişidir.

Şu an MHP’ye kayyum atanması ne demektir?

Meral Akşener ile başlayan olay sonraları dava içerisinde erken seçime gitme olayına döndürerek ele geçirmek için bir operasyona döndü.

Arkadaşlar ister inanın ister inanmayın Meral Akşener AK Parti yandaşı bir insan görünümü çiziyor.

http://www.hurriyet.com.tr/meral-aksener-eger-bu-iddia-dogru-ise-bas-paralel-bu-durumda-sayin-bahceli-oluyor-40089227

bu da bahçeli’nin bunun hakkında konuşması

http://www.ntv.com.tr/turkiye/devlet-bahceliden-meral-aksenere-bas-paralel-yaniti,ERpp38UnlUif7Uz3-i9HBw

MHP yaptıklarında genelde Ak Parti’nin yakınlarında dolaştığı için eleştirilirken başkaları tarafından şimdi gelip de Baş Paralel iddiaları ile hareket eden bir kadın çıkıp açıklama yapıyorsa o zaman bu işte bir iş vardır derim.

Meral Akşener’in karışıklık çıkartması ve parti içerisinde bölünme veya değişime gidilmesi kimin yararına olur arkadaşlar bir düşünün. Tabi ki Ak parti.

Eğer Bahçeli giderse eski kafa dediği kişiler yerine Sarıgül ve Avukatı olan Murat Hazinedar gibi daha hükumet taraftarı bir kişi gelir.

Eğer MHP karışıklık durumunda bölünmeye giderse yine kazançlı durumda olurlar. Çünkü karşılarında duran Saadet Partisi sonrası kalan en güçlü sağ cenah partisi de devrilir.

Bu olayı sadece MHP içerisinde olan durum gibi okumayın arkadaşlar.

Gerçekte yıldırım iki kere aynı yere düşüyorsa o zaman bu işte bir plan vardır.

Operasyonların kralı şu an hem sağ cenahta hem de firmalar üzerinde uygulanmaktadır. Hedef tüm Türkiye’de Dominasyon (Egemenlik) kurmaktır.

Söylemiş olayım şimdiden en azından farkında olun. Sonradan “bilmedim, etmedim” diyerek “ben ülkede hukuka inanıyordum da onlar benden habersiz çiğniyordu” şeklinde kimse demesin.

Son bir hatırlatma da yapmak istiyorum. MHP şu an iyi kötü eleştirilebilir ama şu an devletin bütünülüğünü koruyacak kalelerden birisidir. Gizli bir operasyon varsa o zaman gizli amaçlar da vardır. Hatırlatmak isterim.