Anadolu’nun Yoğurulması – Dağ Sıraları

Anadolu’nun Yoğurulması – Dağ Sıraları

Anadolu pek çok yerden baskı sonucu yükselmeye başladı. Bu yükselme sırasında gelen etkilerle Anadolu’nun yeryüzü şekilleri oluşmaya başladı. Bu yoğurulma dediğim durum sonrasında gelen her etki onun farklı noktalarda büyümeler gerçekleştirdi.

GPS hareketleri Levhanın nereye doğru kaydığını gösterdiği halde Anadolu’nun hangi taraflara doğru alt baskıları yediğinden bahsetmez. Sonuçlarındaki bileşik kümeyi ortaya çıkarır. Bu Anadolu levhasının dağ sıraları ise şu anda olan baskıyı söylemez sadece genel hatlarıyla yoğurulmanın tüm sonucunu ortaya çıkarır ve gerginlik noktalarının nereler olabileceğini gösterir.

Dağ sıralarının paralelliklerini çizerken photoshop’ta gri üzerinden renk katmanları yapmak daha çok renk çeşidi koyabileceğinden daha çok detaylı şekilde gösterebilirdim ancak burada belirgin olması için kalın ve 5 renk üzerinden çizim yaptım.

Bu haritada gözüken şey aslında potansiyel gerilim ve sürtünme noktalarının çizimi ve baskıların üzerinden hangi fay hattının nereden gelen baskı ile hareket ettiği ve nereyi etkileyebileceği üzerinden detayları göstermek için yapılmış bir çalışma.

Dağ paralel çizgilerinin bükümleri ne tarafa doğru ilerlediğini gösteriyor. Burulma hareketleri bazı yerlerde iki güçlü yerin arasında olan daha sıkışık ikincil etmenlerin sıkışımını göstermektedir. Bu arada bazı çizgiler dağ paralellikleri yerine izometrik sınırları göstermektedir.

Doğu Anadolu Bölgesi:

Bu haritada Doğu Anadolu Bölgesi Asya tarafından gelen üç baskı ve Karadeniz tarafından gelen iki baskı ile beş etki altında altında kaldığı gözükmektedir. Iğdır Tunceli arasında olan bölge sınır olarak gözükmüş. Volkanlar ise Karadeniz baskısı ile Asya bölgesinin Tetis denizi bölgesinde bulunan yerde yükselen denizin altına giren karadeniz bölgesinin artıklarından oluşmuş gibi gözüküyor.

Asya Karadenize doğru yol almış burada. 6 ile işaretlediğim Muş – Eleşkirt ovası da Van gölü de o kütlenin diğer yerlere burulmadan direkt deniz tabanının yükselmesi ile oluşmuş ovalardır. Bingöl tarafındaki dağlar bile kısmen Güneybatıdan gelen iki levha arası sıkışma hareketinden oluştuğu görülmektedir. Afrika bölgesinin baskısı Tunceli bölgesine kadar Bayburta kadar sıkıştırma yaptığı gözükmektedir.

Doğu Karadeniz:

Doğu Karadeniz ise Deniz dalgalarının kıyıya vurması gibi kum tepelerinin rüzgarda savrulması gibi bir hareket yapmış gözükmektedir. Ardahan’a kadar giden bir Asya’ya atılım noktası da mevcuttur. Bir de Orta Karadeniz’e de Ordu civarında bir baskı oluşturduğu görülmektedir. Büyük toprak baskısı mavi renkli üstte yüzeysel batıya doğru sürünceme baskısı yani kum tepeleri dediğim kısım ise kırmızı renkle işaretli yerlerdir.

Mavi renkli alan diğer yerlerin bükülmesine karşı direnç noktası iken kırmızı nokta ise Irak’ta olduğu gibi yükselen toprak parçalarının oluşturduğu noktaları göstermektedir.

Deniz artığı göllerden kum dolu çöllere dönüşen arazideki alanın yükselti eğrisi ve bu kum tepelerinin eğimleri de aynı şekilde rüzgarın savurmasına en net örnektir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi:

Güneydoğu Anadolu ve Irak bölgesinde ise Arabistan ve Asya Levhasının baskısı net şekilde gözüküyor. Ayrıca garip şekilde Akdeniz bölgesinden gelen bir Afrika akını da gelmekte gözüküyor. Asya bölgesinin baskısı ilk başta bu batıya kayma hareketini sağladığı için Kırmızı işaretlerle bu saldırıyı oluşturduğu gözükmektedir.

Maraş depremi de bunun etkisiyle oldu. Ayrıca Ardından da Filipinler ve Japonya, Gansu ve Doğu türkistan / Kırgızistan gibi depremlerin de Asya bölgesinin garip şekilde diğer bölgelere baskısının çok arttığını göstermektedir.

Irakta Asya levhasına baskısından oluşmuş dalga formunda sık dağcıklar ise bu ikisinin arasının ne kadar katı ve güçlü bir baskı ile burulduğunu gösteriyor. Ayrıca Arap levhasının Asya Levhasından aldığı baskı ile Suriye’de lazkiye tepelerini oluşturduğu gözükmektedir.

Kıbrıs:

Güneye doğru bükülme olduğu gözükmektedir. Yani Anadolu Levhasının bir uzantısı olarak Arabistan ve Ege baskısından gelen toprakların güneye kaymasına sebep olduğu gözüküyor.

Doğu Akdeniz Bölgesi:

Burada pek çok baskı neticesinde çok fazla hareket olduğu gözüküyor. Bunlardan ilki Hatay’ın doğusunda ters baskı ile batıya kayma gözükmektedir. Aynı şekilde Adana Yüksek ova bölgesinde de Pozantı tarafından batıya doğru baskı gözükmektedir. Ayrıca Mersin tarafı Arap levhasının kuzeybatı baskısı ile asya baskının karmasından oluşmuş farklı bir rotada ekstra ivme oluşturmuş gözükmektedir.

Akdeniz üzerinden Afrika etkileri Çukurovanın yükselmesi olayını gerçekleştirmekte gibi duruyor. Bir de Torosun genelinin olduğu bölge ise asıl plaka hareketinin baskısı hareket yapmaktadır.

Batı Akdeniz:

Burada Ege’den gelen Rodos baskısı ile oluşan şekiller ve Afrika’dan gelen daha geniş bir rotada yükselmeler dikkat çekiyor. Ayrıca Batıdan gelen bir başka İzmir’den gelen baskı Antalya ve Alanya civarını Rodos baskısıyla ortak ivmeleyip doğuya doğru kaydırdığı görülmektedir. Bu baskı da Beyşehir ve Konya arasındaki bölgede durulduğu görülmektedir. Ayrıca Elmalı – Finike arasında ara bir burulma ise dikkati çekmektedir. Yani yoğun baskıdan değişik başka özel ivmelenme gözükmektedir.

Orta Karadeniz:

Burası genelde Kuzeye baskıların etkileri gözükmektedir. Küre dağları arada Karadenizin güneye bazen de Anadolu’nun kuzeye baskı yaptığını gösteren ikili baskı bükülümleri gözüküyor. Çankırı bölgesinden gelen baskı kuzeydoğu ve kuzeybatı olarak dağılıyor.

Ayrıca Yeşillerle işaretli bölge hafif güneye baskıyı ve Mor renk ise Asya levhasının da bu bölgede Kastamonu Ankara yönünü yükselttiği gözükmektedir. Ayrıca Bafra ovası ile ilgili durumu İç Anadolu bölgesinde olan durumlarda anlatacağım bir yarık mevcut.

Batı Karadeniz ve Marmara Bölgesi:

Batı Karadeniz bölgesinde Zonguldan ve Samandıra arasında bir bölge Güneye çok yoğun bir baskı yaptığı görülüyor. Bu baskı iznik gölü, Bolu ve Karabük arasında ilerliyor gibi gözüküyor.

Düzce bölgesinde ayrıca çok yoğun başka ayrı bir baskı gözükmekte: Çok yoğun bir şekilde direnç noktası mevcut. Köroğlu dağları ise Karadenizin direnmesi sırasında oluşmuş dağlar olarak gözüküyor.

Batı Marmara bölgesinde ise Çan ile tekirdağ arasında bölge hem Avrupa gem Asya’dan gelen baskının karşılıklı büküm yaptığı nokta gözükmektedir. O bükümün sağında kalan kesim ise güneybatıya doğru paralel çizgilerle dağlar oluşturuyor. Bükümün üst taraında kalan kısım ise Bulgaristan yönünden gelen baskı ile Gelibolu tarafına doğru bir direnç gösteriyor. Ayrıca Afrika’dan gelen baskı Yunan ve Bulgar bölgesini yavaş yavaş paralel çizgilerle yukarı çıkarttığını ve Yıldız dağlarının da Rodop dağlarının da bu baskılarla oluştuğu görülüyor.

Güney Batı Marmara’da ise değişik şekilde Kazdağları ve Gönen arasındaki yerden güneye baktığımızda tersine bir hareket başlangıcı dikkat çekiyor. Bu hareket duvara çarpıp geri dönen bir su gibi gözüküyor daha çok.

Ege Bölgesi:

Pek çok bölgeden gelen toprağın birikme noktası olduğu gözüküyor. Çok fazla dalga hareketi mevcut. Dağlar kıyıya dik diye söylense de Muğla ve Kütahya bölgesindeki dağ sıraları ve tepe noktalarının paralellikleri esas hikayenin farklı olduğunu söylüyor.

Burada dikkat çeken en önemli baskının Rodos bölgesinde olan toprağın sert direnişi. O kadar güçlü bir direniş mevcut ki Irak tarafı gibi çok sık ve paralel çiziler oluşturmuş gibi gözüküyor. İki tarafta birbirinin benzeri bir dinamikle oluşmuş gibi gözüküyor.

Çanakkale’den Afyonkarahisar’a kadar olan bir bölgede ise Batıya sürüklenen levhanın geri yansıması olarak bir alanın ortaya çıktığı görülüyor. Ayrıca Afrika levhasnın Kuzey baskısı ise Akhisar ile Afyonkarahisar arasında bölgeye kadar etkilediği oradan kuzeyi Kütahya gibi bölgeleri ise Karadeniz Levhasının etkilediğini göstermektedir. Bir de Ege tarafından bir başka baskının da Ege Bölgesinin güney tarafında da güneydoğuya doğru kaydırdığı görülmektedir.

Akdeniz bölgesinde Elmalı – finike arasındaki bükümün benzeri de Denizli Muğla arasında burada da gözükmektedir. Bu da burada yoğun baskının farklı bir şekilde ekstra bükümlenmeyi açıklamaktadır.

Ege Denizi:

Egenin batı alanında ise Gökçeada ve Sakız adası arasında olan çukuru da dahil ederek bir çizgi paralellikleri yaptım. Burada ortaya çıkan ise Ege tarafındaki Denizi levhasal baskının Midilli tepelerinden Çeşmeye oradan batı Sisam’a gittiği görülüyor.

Anadolu plaka baskısı ise Ayvalıktan Bornova’ya oradan da Söke ve Selçuk arasında gittiğini gösteriyor. Kısacası orada iki levhanın ayrımı gibi bir baskının olduğu ve adalarda da buralardaki tepe yükselmelerinin de sebebini açıklıyor. Ayrıca Rodos ve Girit kısmı ise Kuzeyden gelen baskı ile güneye göç ettiği gözükmektedir. Avrupa Levhasının burada daha baskın olduğu gözükmektedir.

Ege denizindeki 1 numaralı Çukurun da sebebinin İç Anadolu levhasının yükselmesi sırasında olan ortadaki vadinin bir benzerinin orada oluşup çökelme hareketi oluşturacağını göstermektedir. Bu da Asya ve Avrupa baskılarının Anadolu levhasındaki baskıları sonucu ortaya çıktığı gözükmektedir. Yani Midilli Sisam arası düz hatta Asya tarafından itilme sonucu ortaya çıktığı gözüküyor.

Son 5.1 Kuşadası depreminin ve artçılarının olduğu bölgenin Ege levhası tarafından batıya doğru ittirildiği bölgede yer aldığı ve Anadolu levhasının batıya kaymasından gelen toprakların aşağıda tekrar ona karşı kullanılmasının bölgesi olarak ele alabiliriz. Yani kuşadası depremi Asya levhası tarafından yani doğudan gelen baskıda böyle hareket ederek direnmesi en doğal durumdur.

İç Anadolu bölgesi:

Burada diğer yerlere göre daha çeşitli baskıların gözüktüğünü söyleyebilirim. Afrika ve Arap levhasının baskısı burayı çok şekillendirdiğini söyleyebilirim. Özellikle Asya bölgesinden Kuzeybatıdan ve Güney batıdan gelen iki baskı mevcut Arap Levhası baskısı dışında. Bu da baskıların çeşidini arttırmaktadır.

Rodos Baskısı burada Kırşehir ve Nevşehir’e kadar olan alanı etkilediği gözüküyor. Ayrıca Afrika levhasının ise Bilecik, Ankara ve Bozok platosu üzerinde etkileri olduğu gözüküyor. Ancak Karadenizin Kayseri ve Kırşehir arasında güneye doğru ittirmesi de dikkati çekmektedir.

Arap levhasının baskısı dışında Adana yöresinin de bir baskısı karşımıza çıkmaktadır. Adana’dan Nevşehire Arap Levhasından ayrı bir baskı gözükmektedir. Arap Levhası ise Çorumdan Haymana platosunun Cihanbeyli platosuna kadar olan bölgesine kadar batıya baskı yaptığı ondan ileri ise Karadeniz Levhasının baskının olduğu ve o bölgede nötrlediği gözüküyor.

Karadeniz Levhasının nötrlemesi ayrıca Çankırı üzerinden Küre dağlarına doğru yukarı yönlü kaydırma sağlamaktadır Afrika ve Arap Levhasının topraklarının bütünlüğünün.

Kuzeybatıdan gelen Asya levhası etkilerine bakarsak burada Niğde ile Ankara arasında bir hattı güneye ittirmeye çalıştığı gözüküyor. O da Karadeniz etkili olan bölgenin de etkisini gösteriyor.

Ayrıca Kuzeybatıya giden asya kileri dediğim de anadolu levhasının kendi öz baskısı olan ekstra bir durumu gösteriyor olabilir. Küre Dağları – Kastamonu arasından Ankara’ya kadar batı yönlü paralel çizgiler gözükmektedir. Bu çizgilerin yanında ise 2 Numaralı Samsun Bafra Ovası ile Konya arasında bir vadi hattı gözükmektedir. Bu da Anadolu levhasının öz hareketinin başka göstergesidir.

Konya merkezi, Konya kulu ve Ankara Elmadağ depremlerinin bir ay içerisinde gerçekleşmesi de bu Bafra ile Konya arasındaki hatta meydana gelmiştir. Burada Güneyden gelen baskılara karşı böyle dik açıda tepki verdiği görülmektedir. ege denizinde de aynı mevzu olduğu da gözükmektedir.

Konya ovasının olduğu 4 numaralı bölge ise Denizin sert tabakasının aynen yükselmesiyle oluşmuş bölgedir. Onun içerisindeki yükselme sırasında alt tabakasında birikenleri de o bölgede lav akışı olarak attığı gözükmektedir.

7 Numaralı bölge ise Akdeniz Bölgesinden gelen baskı ile oluşan dağlardan arta kalan ovanın yüzeysel sert kütlesi gözükmektedir. 7,2,4 numaralı bölgeler Karadeniz levhası dediğim yer gibi çok sert yapıtaşlardan olduğu için fazla bükümlenmediği de anlaşılmaktadır.

Beyşehir tarafına doğru da batı baskısı yapacak kadar da küçük bir alanda ters tepki verdiği ve Orta Toroslarda ise güneydoğuya doğru bükümlenme yaptığı gözükmektedir. Sivasın kuzeyinde Tokat Erzincan arasında ise normal açıdan sapmalı bir durum mevcut. Orada vadileşme eğilimi olan bir ekstra iki karşıt durum gözükmektedir. Afrika levhasının Arap levhasını sektirdiğini düşündüğüm garip noktalardan birisidir.

Anadolu esasında çok fazla yoğrulmuş hamur gibi gözükmektedir. Her yerinden bir çizgi her yerinden bir hareket olmuş yaşlı insanların yüzlerindeki kırışıklıklar gibi çok yorgun ve çok şey yaşamış gözükmektedir. Diğerleri gibi düzgün ovalar olacağına her şeyin harmanlandığı yer olmasının avantajı ise 4 iklim ve endemik bitki ve hayvan çeşitleri ile onu ödüllenmektedir. Bize ise bu bereketinin karşılığında faturayı da büyük sarsıntıları da bedel olarak kesmiş gibi gözükmektedir.

Ancak bunlara hazırlıklı oldukça çok sıradan geçeceği de Japonya’daki binalaşmadan da anlaşılacağı üzere biz bu faturayı düşük bedellerle atlatmayı da başarabiliriz. Yeter ki hazır olalım.

Çeşme ve SeferiHisar Arası Sıkışması

Çeşme ve Seferihisar Arası Sıkışması

Güney baskıları ile ilgili Anadolu plakasının haritasını önceden göstermiştim. Orada şu faylar geriliyor dediğimde söz konusu olarak bu fayları es geçtiğimi fark ettim.

Denizli’den doğu’da olan bölgelerde Anadolu plakası Sol yukarı yönlü baskı yapmaktadır. Ege denizi sınırı ile başlayan Ege bölgesinde bulunan alanda yukarı yönlü dalga gibi gözüken bölgede ise dalgalar arasında yani burulmalar arasında sol yönlü hareket ivmelenmesi sürmektedir.

Haritada görülen 6 Şubat depreminden sonra Rodos civarında olan çok derin yer altı deprem fırtınası iki üç ay devam etti. Anadolu plakası batıya hareketinde ege denizinde olan büyük çukur bölgede diğer ege’de akdeniz plakasının üzerine binme hareketine ağırlık verdi. Ardından bir ay sonra Muğlanın ve Aydının sahil kesimlerinde deprem fırtınacıkları ortaya çıktı.

Eylül ayı içerisinde deprem fırtınacıkları Midilli adası çevresinde ve Selçuk civarında oldu. Güneyde olan deprem fırtınaları yavaş yavaş kuzeye doğru ilerlemektedir. KahramanMaraş’ta deprem olmadan evvel böyle bir deprem fırtınası tam Adana merkezinde olmuştu. Sadece bir bölgede toprak kayma emaresi gibi bir işaretti bu.

Şimdi Anadolu’nun güneybatı direncine karşı doğudan gelen baskısı sonucunda bu deprem fırtınaları 5 – 10 deprem günde olur gibi bölgesel olarak gösterip kayboluyorlar.

Haritanın durumuna baktığımızda şu dikkati çekmektedir o bölgede Kuzey Güney kayma hattına sahip faylar var. Önceden bahsettiğim batıya doğru giderken baskıya uğrattığından bahsettiğim bu faylar marmara fayının yaptığı gibi kayma rotası zıt iki kesişimin birinin diğerine direnmesi sebebiyle üstüne binmeden kaymaya dönmüş bir hareket olmasıdır.

Dikkat edilecek olursa Muğla Rodos arasında Yuvarlağa yakın bir bölge fay hatları ile çevrili durumda. Aynı hattın daha genişi Midilli güneyinden çizdiğim kırmızı çizginin Uşak civarından Ispartaya oradan Antalya’ya giden daha geniş bir çember çizmesi durumudur. Oradaki yoğun kütle Malatya – Bingöl arasındaki bıçak ucuna benzer bir kara kütlesi gibi derin ve yoğun bir yapıda gibi gözükmektedir.

Egede olan durumda Kırmızı hatları dağ gibi adalar üzerinden geçirdiğimizde Girit üzerinden gelen bir baskının bu adacıkları şeritler halinde dizdiğini ve Yunan bölgesinin batıda sıkışan topraklar olduğu ve Anadolu’nun doğuda sıkışan topraklar olduğunu ortada da turuncu ile çizdiğim korirdorun oluştuğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

İşin garip yanı İzmir civarındaki kayma çizgilerine bakılırsa hepsi sisam adası üzerinde birleşmektedir. Kayma hareketi Ege’de sol üste doğru Anadolu bölgesini baskılarken Anadolu’da Doğu Anadolu Fayından gelen etkileri ilerledikçe Marmara ve Ege bölgesinde kuzeybatıya gittikçe daha aşağı yönlü bir bir burulma hareketi içerisinde olduğu gözükmektedir.

Anadolu’nun doğu ve diğer küçük baskıları görülmediği taktirde üç büyük baskıdan etkilendiği gözükmektedir. Burada arada mor bölgeler ise aralarında birbirine girerken boşluk alan ortaya çıkaran ara bölgeler olduğu görülmektedir.

Anadolu doğudan gelen baskının yoğunluğundan batıya kaymaktadır. Bu yüzden ege tarafında olan daha yumuşak dokuya ilerlemektedir. Kuzey baskısı ise fazla ilerlemesine sebep olmadığı için batıya burulma hareketi sonra da güneye dönmektedir.

Türev integral denklemleri gibi bakarak üst hareketler ve alt hareketler hesaplanabiliyor. Her fay hareketinin de altında daha derin ve daha net bir baskılama haritasını türevinden görebiliyorsunuz. İntegralin integralinin integralinin integrali de yani 4. dereceden integrali de şu an olan fay hatlarını oluşturuyor.

Bu hareketler göstermektedir ki Urla ve Seferihisar bölgelerine doğru yani İzmir batısına doğru yavaş bir salınımda toprak kütleleri batıya doğru açılım sağlamaktadır. Bu açılım da o bölgelere vardığında Ekim ve Kasım ayında tahminen baskıyı orta dereceli bir deprem boyutunda enerji miktarıyla arttırabileceğini göstermektedir.

Maraş depremi sonrası ne kadar kayma baskısı olduğunu Düzce üzerindeki o kesişim noktasından hesaplayabilirsiniz. Şu ana kadar 6 Şubattan beri çok sayıda küçük deprem ve üç tane 4.1, 4.2 ve 4.5 şiddetlerinde deprem oluşturduğu gözüküyor. Yaklaşık toplamda bir 5.2 lik deprem oluşturacak enerji batıya kayma gerilimi olarak ortaya çıktığını düşündürecek bir baskı var olduğunu söyleyebilirim.

Anadolu fayları istatistiklerini bilgisayara aktarılmış şekilde denenip oradan düzce’de 5.2 baskı oluşacak kadar ilerlemenin güney ve batıda nereye ne kadar basınç düşüreceğini hesaplamak ve yayınlamak ise bana değil artık kandilli’ye düşmektedir.

Levha Levha Üstüne 6 Levha Anadolu Üstüne

Levha Levha Üstüne 6 Levha Anadolu Üstüne


Kıtaların oluşumu rüzgarlarının yağmur getirmesi gibi magmanın akıntısının yön değiştirmesine bağlı olarak nereden ivmelendiyse o bölgeden bir çember şeklinde yayılmaya bağlı hareketlenmelere bağlı olarak gelişmektedir. Türkiye’de bulunan çizgilere bakılırsa 6 bölgeden Anadolu’ya doğru kıtasal magma akıntısının oluştuğu görülebilir.

Levhalar üst üste bindi ve adına anadolu dendi. Anadolunun üzerindeki çizgilere bakılırsa en çok sıkışma alanlarının üzerinden gidildiğinde Çoğu bölgenin eski Gondwana’dan çıktığını net anlarsınız. Arap ve Akdeniz alanları ile benzer bir çizgide ilerlemektedir.

Çizgilere bakarak size kaç magma akıntı eğrisinin Anadolu’yu şekillendirdiğini net şekilde söyleyebiliyorum.

1) Laurasia’nın Asya Levhası

2) Gondwana’nın Afrika Levhası

3) Gondwana’nın Laurasia ile kesişiminden oluşan Arap Levhası

4) Laurasia’nın Avrupa Levhası

5) Laurasia’nın Karadeniz kesiti

6) Laurasia’nın Akdeniz ve Arap Levhası ile kesişiminden oluşan Anadolu Levhası

1) Asya Levhası

Asya kıtası bölgesinden olan sıkıştırma bölgesi olduğundan bu adı taktım. Sinop, Ankara, Niğde ve Adana hattından güneye doğru kavis çizen bu hat asya levhasının tektonik şemalarının tüm merkezinin göstergesidir.

Ön kırılma noktasına da karadeniz levhası ve anadolu levhası dediğim bölgeyi oluşturmaktadır. Akdeniz levhası ve Asya levhasının ayrım noktası Istıranca dağları, Eskişehir, Antalya ve kuzey kıbrıs üzerindeki faydan geçen noktalardan Suriye’de bulunan Dürzilerin yaşadığı bölgeye kadar giden koca bir kütleyi temsil etmektedir.

Asya levhasının batı noktası ise Karpatlar, Eflak ovasının batısı ve Bulgaristandaki Doğu Rumeli dağlarından Burgaz’a oradan da istanbul çatalcaya giden noktadadır. Istıranca masifi asya levhasının avrupa levhasıyla birleştiği son noktadır.

2) Afrika Levhası

Akdeniz dalma batma zonu diye tanımladığım yer Afrika kıtası ile ilgili bölge ve Eski batmış Alp kıtasının olduğu bölgeyi temsil etmektedir. Afrika kıtasının kuzey bölgesi ayrıca Gondwana’nın tüm sınırı Kuzey anadolu fay hattının geçtiği noktalar ve Güney Marmara fayı üzerindeki noktalar olarak belirlenebilir.

Afrika levhasının Arap levhasından ayrı battığı yerler ise Edremit, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Antalya ve Kıbrıs üzerinden geçen bölge olarak belirleniyor yukarıdaki şemaya göre.

Arap levhasıyla bir kesişim noktası ise Rodos Kütahya Antalya arasındaki bölge gözükmektedir. Akdeniz’in yoğun kütleli bölgesi olduğu için orada anadolu levhası sıkıştırma yaptığından fazla hızlı hareket edememiş ve antalya körfezi ortaya çıkmıştır. Rodos bölgesi ve Meis adası arası şu an Maraş depremiyle bu ivmelenme neticesinde çok sıkışmış durumdadır.

3) Arap Levhası

Arap levhasının üst kısmının İdlip, Antep, Bingöl, Hakkari üzerinde bir rotası üzerinden iran güneyine iniyor. Ayrıca bu levha’nın ikincil sıkıştırma noktası ise Kıbrıs, Kayseri, Ağrı ve İran’ın Khoy (köy) ili yada farslaştırılmış adıyla maku ili ile giden nokta. Bu ikisi de sürtünmenin etkisiyle oluşan levhaların klasik denkleminde sıradağlar oluşturan büzüşme noktalarıdır.

Arap levhası ayrıca üçüncül bir kırılma sekansı göstermektedir. Bu sekansta diğer sekanslara göre çok daha geniş ve akdeniz levhasıyla ortak oluşturduğu noktalar Rodos, Ankara ve Erzincan üzerinden geçmektedir.

4) Avrupa Levhası

Batıdan sıkıştırma noktası çemberine bakılırsa bir de Avrupa’dan bir çizgi çıkmaktadır. Bu çizgi ise Girit açıklarındaki noktaya kadar giden Rodos, Kütahya, Ankara, Kastamonu ve Safranbolu’dan kuzeye sivastopola gitmektedir.

Büyük etkileme bölgesi ise Moranın kuzeyinden başlayıp Eğriboz adasının tam ortasından geçip Güney Marmara Fayına giden koridordan Düzceye oradan da Karadeniz levhası dediğim bölgeye bağlanmaktadır.

Ayrıca ikincil kırılma sahası ise Preveze, Eğribozun kuzeyi, ve Kuzey Marmara Fay hattı ile birlikte düzcenin kuzey fayına oradan da karabük zonguldak üzerinden sivastopol şehrine dönen bir kıvrımdaki Karadeniz batı levhasını oluşturmaktadır.

5)Karadeniz Levhası

Karadeniz levhası Avrupa ve Asya’nın karşıt hareketlerinden oluşan anadolunun yükselmesine karşılık diğer yerlerden oluşan açılma ile kendine paye edinmiş yeni bir levhadır. Anadolu 6 ivmelenme merkezi etkisiyle yükselirken burası Marmara denizi gibi açıldığı için sürekli derinleşmektedir.

Anadolu levhasının yani Gondwana kıtasının sıkıştırdığı Kuzey Anadolu bölgesi yüksek dağlara sahip olmuş ama geri kalan noktası derin çukurlardan oluşmuştur. Hatta Romanya da Eflak ve Boğdan bölgesi bu karpat dağları oluşumunda karadeniz levhasının bölgesinde kaldığı için çukurlaşma eğilimi göstermektedir.

Istranca üzerinden Prens Adaları (İstanbul) Kocaeli üserinden Kuzey Anadolu Fayına geçerek oradan da Karadeniz üzerinden Samsuna ve Ahiska bölgesindeki Kafkasların kuzey noktasından da ilerleyen fay hatları ile çizgisi devam etmektedir.

Ayrıca ikincil büküm alanı da vardır. Dimetoka, Marmara Ereğlisi, Bursa, Eskişehir, Ankara, Tokat, Erzincan, Erzurum, Kars, Gori ve Osetya üzerinden de kuzeye doğru gitmektedir.

6) Anadolu Levhası

Balkanlar, Türkiye, Suriye, İran’ın azerbaycan topraklarına kadar olan bölgedeki tüm yükselme noktalarına Anadolu levhasının devamı diyebiliriz. Çünkü hepsi karma kıtasal akıntılar etkisiyle oluşmuş kıvrımlardır.

Çizgisel olarak bakıldığında net sınırları ise Preveze körfezi (Arta şehri), Eğribozun kuzeyi, Kuzey Anadolu Fay Hattı ve oradan Doğu Anadolu Fay hattı üzerinden Güney kıbrısa, Rodos güneyindeki yükselmeden Girit güneyine oradan kavisle tekrar Preveze körfezine giden noktayı tanımlamaktadır.

Bazıları sahil şeridinden öteyi yunan kıtası diye tanımlamış olsa da Bursa üzerinden güneye Antalyaya giden kavis Akdeniz sahasını bastırdığından orada da Ege mikro levhası oluşması adı verilse doğrudur.

Ege mikro levhası diyorum çünkü ana bindirme etkilerinden uzak başka bindirme sahasının eklenmesiyle oluşmuş büyük kırıklar içerisinde olan bölgeyi tanımlamaktadır.

Adana mikro levhası da bunun örneğidir.

Gondwana ve Laurasia Kıtası merkez noktaları

Girit, Rodos üzerinden Kütahya, Güney Ankara, Tokat, Erzincan, Erzurum, Kars, Gori ve Ermenistan kuzeyindeki bölgeden Mahabad’a kadar giden bölgede iki tarafın ying yang gibi birbirini sıkıştırma akslarının merkezini göstermektedir.

Ayrıca tekrar ediyorum burada Maraş depremi batıya bindirme yaptığı için şimdi en büyük tehlike Rodos ve Muğla güneyinden kaş’a kadar olan arasındaki bölgededir. 100km derinlikte olan depremler orada sıkışmanın derinleştiğini göstermektedir.

İkinci büyük etki de Erzincan karlıova’da deprem olduğu taktirde Güney Marmara fayında ve Kuzey Marmara fayında aşırı birikime neden olacaktır.

Küçük bir detay olarak vereyim bursa, eskişehir, niğde, göksun, maraş arasında da bir hat vardır ama o hattın ne hattı olduğunu bilmemekteyim. küçük faylanma çizgileri olmuş ama fazla güçlü hareketler oluşturmamaktadır. 7 şeklindeki çizginin kuzey noktasının olduğu bölge belki de karadeniz levhasının diğer bir çemberi olabilir bilemiyorum.

Kıta Üstünde Kıta = Anadolu ve Güney Avrasya Kütlesi 

Kıta Üstünde Kıta = Anadolu ve Güney Avrasya Kütlesi 

Bu yazıda iki konu dikkate alınacaktır.

1- Kıta Üstünde Bir Kıta = Anadolu, İtalya ve İran Kütlesi

2- Anadolu ve Ege Afrika’ya Yüzen Avrupalı

3- Anadolu’da Neden Depremler Sığ, Durmuş Volkanlar Neden Var?

1- Kıta Üstünde Bir Kıta = Anadolu, İtalya ve İran Kütlesi

Kıtasal tektonik depremler hep 20 ila 100 km arasında olur. Afrika, Tibet ve Amerika kıtalarında en azından bu şekildedir. Ancak Tetis denizi içerisinde oluşmuş bir bölge var ki kıta üstüne kıta olarak gitmektedir. Orası da Avrupa Güneyinden Afganistan’a kadar olan bölgedir.

Avrupa ve İran bölgelerine baktığımızda fay hatlarının çok yoğun olduğu gözüküyor. Bu yoğunluk içerisinde birde deprem alanları çok yüzeye yakın bölgede gözükmektedir. Bir taraftan Avrupa diğer taraftan Afrika sıkıştırmasında olan bu bölge 5 – 15 km derinlikte faylara sahiptir.

Ayrıca bu bölgeler en çok deprem alan bölgedir.

2- Anadolu ve Ege Afrika’ya Yüzen Avrupalı

Anadolu Fay Hattı özellikle Arap levhası sebebiyle Afrika’nın üzerine yürüdüğünden çok daha yüzeysel depremlere sahiptir. Doğuya gitmesi gereken levhalar üzerinde batıya kayarak Dünya’ya meydan okumaktadır. Arap levhasına bastıran Asya bölgesi ve Afrika bölgesinden kayan Arap diski Anadolu’yu kaydırmaktadır. Anadolu ise İran ile ayrışarak Afrika’ya geri gitmektedir.

Şema ile gösterirsek

Burası Anadolu Levhası çevresinin görünümü. Fay kaydırma alanları haricinde levhaların karışık görünümleri yer almaktadır. Şam da dahil olmak üzere aslında Arap plakası ile Anadolu plakasının ortak alanı olarak görülebilir. Anadolu ise izmir’e kadar olan bölgeyi kapsar ve Afrika ile anadolu bölgesinin ortak noktası ise Ege ve Girit bölgesi olarak görülebilir. Anadolu ile Avrupanın birbirine girdiği bölge ise Selanik ve bölgesi olarak görülebilir.

İran plakası arap plakası baskısıyla arada uzaklaşma eğiliminde ve yükselme eğilimindedir. Ayrıca arap levhası da yukarıda görüldüğü gibi Avrupa plakasında Doğu Karadeniz bölgesinde etkisi sıfırlandığı için yeni bir kırılma sahası gözükmektedir.

Anadolu’da olan Toprak / Kaya Kırılımları Şemaları

Bu Fay hatlarına yakından baktığımızda şu dikkati çeker. Erzincan tunceli bölgesi çikolata kırığı gibi gözükmüş ve Doğu Anadolu – İran plakası bölgesi ise yükselme eğilimi gösterirken minik kaya plakaları halinde kırıldığı gözüküyor. Aynı durum Ege bölgesinde de küçük plakalar halinde kaya kütlesi olarak düz şekilli çikolata kırıklarına benzer kırıklıklar gözüküyor.

Marmara bölgesi ise sağ ve sol yönlü batma ile açılma hareketi görülüyor. Marmara çukuru ile ilgili yazı bir sonraki olacaktır.

Çikolata kırığı dediğim bu. Bildiğiniz markanın ürünü olan bu çikolatalar üstten ısırıldığında nasıl kırılıyorsa toprak ve kaya kütleleri de öyle kırılıyor. Alt tabaka da magma gibi yumuşak gibi görebilirsiniz.

Anadolu’da Lav Akımı Şekilli Kırılımları

Gelelim yine bu görsele. Gördüğünüz gibi Anadolu Levhasının ortasında koca yay gibi kavisli kavisli şekiller dikkatinizi çekiyordur. Ramazanoğulları beyliği sınırları gibi gözüken kayseri sınırlı bir tane. Maraş bölgesinde bir tane Adana Çankırı arasında bir tane ve Samsun ile sahil arasında oluşan bir tane olmak üzere kavisli şekiller bulunmaktadır. Neden lav akıntısına benzettiğimi de şurada göstereyim.

Lavlar hep akıntı sırasında yay şeklinde çizgiler oluşturmaktadır. Arap Levhasının altından gelen akıntı da direkt Maraş ve Samsun arasında direkt ilerleyen bir magma hareketini göstermektedir. Yani okyanus derinliğinde 5 m yer yüzü tabanı görüldüğü gibi bizde de Arap levhasının altından gelen akıntı Arap levhası ile yükseltirken tazyikli şekilde gittiğinden aynı şekilde magmanın güçlü şekilde ilerlemesinden oluşan çatlakları fay olarak gördüğümüz ortaya çıkıyor.

3- Anadolu’da Neden Depremler Sığ, Sönmüş Volkanlar Neden Var?

Özellikle Anadolu Levhasında neden depremler sığ diye bir cevap ararsanız Batısı Afrika & Avrupa Kıtasına doğru kaydığı için üstünden sürte sürte gittiğinden , Ortası ise direkt Magma akıntılarının Arap levhasının altından geldiği gibi gitmesine sebep olduğu için sığ deprem yaşadığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.

Hindistan giderken çökerek gittiği için tibet altına girme durumu oldu ve uzun süre soğurarak gittiği için direkt kaya kütlesi olarak kaldı. Anadolu’da ve Arap yarımadasında direkt tetis denizinden çıktığı için 5 km alt tabanı olarak ilerlediği için ikisi de direkt magma yüzeyli bölgelerdir. Ondan daha altı sımsıcak ve 90 km ye kadar kayseri civarında dalma batma zonuna sahiptir.

Magma hareketine benzer bölgelere dikkat edelim. Anadolu levhasını kaydıran Arap levhasının son noktası diye gösterdiğim noktada Kastamonu civarında büyük volkanik faaliyetlerin geçmişte yaşandığı gözüküyor.

Kayseri tarafında da Maraş depremi sonrası oluşan ivmelerde 20.02.2023 te 92,5 km derinlikte bile deprem olmuştu. Bu da şunu gösteriyor Kayseri bölgesinde de dalma batma bölgesi var ve arap levhasının 5 km derinlikteki bölgesi 92,5 km ye kadar iniyor. Burada da kurumuş volkanlar bölgesi olduğu da bilindiğine göre o bölgede dalma batma bölgesi olduğu ortaya çıkıyor.

Anadolu tetis denizinden oluştu. Arap levhası da. okyanus tabanı gerçekte 5 km derinliktedir. Buna ithafen baktığımızda Arapve Anadolu levhasının ikisi de yeni kara olduğu için iki tarafta sığ bir toprak kütlesiydi. Altına giren diğer plakalar etkisiyle yükselen bu iki plaka aynı zamanda o plakalarla sürtünme yapmaktadır. Haliyle kendi okyanus tabanı (oceanic crust) diğer plaka üstünde sürttüğünde 5 – 15 km civarlarında bir bükülme sağlıyor. o bölgelerde herhangi bir hareket ise çok yüzeysel olarak adlandırılıyor.

Japonyada ve Amerika’nın batısında örneğin 40 km lere kadar çıkan bir taban var. Onlarda 9,5 şiddetinde deprem olsa da çok derinlerde oluyor hepsi.

İstanbul Depremi Ne Zaman Olur?

İstanbul Depremi Ne Zaman Olur?
Korkutmalar yapılan bu durum aslında beklediğiniz kadar yakın gözükmemektedir. Neden bu kadar net söylüyorum biliyor musunuz?
Boğaz civarında olan tektonik yapı ve bu yapıda oluşan küçük sarsıntıların süre gelmelerinden çıkartıyorum.
Fay hatlarını incelediğinizde Marmara kuzeyinde yanal atılımlı faylar bulunmaktadır. İnsanlar sadece bunun üzerinden tahminler yaparak bir sonuca ulaşmaya çalışmaktadır.
fay-haritasi
Demliğe bakmadan altta kalan çaydanlık içeriğinden çayın demlenmesini tahmin etmek gibi bir şey. Elbet kaynadığını göreceksin ama demlendiğini asla oradan göremezsin.
İstanbul bölgesi için hem kuzey baskısı hem güney baskısı bulunmaktadır. Kuzey baskısı Karadeniz üzerinden oluşan Avrasya plakasının hareketi ile olmaktadır.
fay-haritasi1
Çoğu yer bilimci burasının çok kalın olduğu için stabil olarak değerlendirdiğinden büyük hataya düşmektedir.
Avrasya plakası özellikle Yunanistan ve Makedonya arasında o kadar güçlü ki Anadolu plakası batıya gitmek yerine yön değiştirip güneybatıya yönelmeye başlamıştır.
s03
Karadeniz üzerinde bulunan plaka da Arap Plakası baskısına rağmen o kadar sert ve kümelenmiş bir zeminde ki Anadolu plakasını kuzeye değil batıya kaymasına sebep oluyor.
Dikkatinizi çektiyse Akdeniz’de Helen Ark’ı ile Arap plakasının ilerlemeleri oval şekildedir. Lav akıntılarının Okyanus tabanlarında olan akıntılar gibi ovalimsi hareket yapmaları da sıvı akışkanların dinamikleri ile ısınan sıvıların, yer çekimi ve merkezkaç kuvveti ile rahatlıkla açıklanabilir haldedir.
2008_age_of_oceans_plates
Özellikle Dünya’ya baktığınızda kafatası gibi ara geçişli ve plaka plaka haldedir ve sürekli kendini yenilemektedir. O yüzden milyarlarca sene evvel gördüğünüz bir yer tahminen milyarlarca sene sonra ile aynı toprağa sahip olmayacaktır. Bu da aslında Dünya’nın ne kadar dönüştürücü ve eskiyi silip yeniden yaşamı oluşturduğunu da göstermektedir.
tectonic_plates_9269
Neyse konudan fazla sapmadan devam edelim.
Karşılıklı her büyük plaka sıkışmalarında yeni küçük plakalar oluşmaktadır. Bu plakalardan birisi Arap Plakası, Diğeri Anadolu plakası bir başkası da pek dikkat çekmeyen ve Avrasya plakası içerisinde erimiş gibi gözüken Alp Plakasıdır.
Kuzey plakası oval dönüşünü ters polarizasyon durumu neticesinde sağa doğru yaparken güneyde olan ise sola doğru yapmaktadır.
harita1
Anadolu plakası iki omur arasındaki diskin baskı gibi kayma etkisiyle fıtık olması gibi kaymaktadır. Tüm fıtık hastalarına da geçmiş olsun diyorum.
Avrasya plakası ile Anadolu plakasının geçmişine baktığınızda İstanbul ve Trabzon civarlarında deniz altı Volkanik faaliyetler görülmüştür. Güncel olarak Peru ve Karayip civarlarında olan bu faaliyetler dalma batma kuşağı esnasında denizin yükselmesine sebep olmuştur.
F5.large
Moesia Platosu ile İstanbul platosunun benzer yapılarda olduğunu haritadan görebilirsiniz. Aynı şekilde Karadenizin tam ortasında Andrusov tepecikleri bulunmaktadır.
Tectonic-scheme-of-the-Black-Sea-area-after-Robinson-et-al-1995-with-modifications
Marmara denizi civarına bakıldığında da tepecikleri incelendiğinde Andrusov Tepecikleri ile ters açılarda ilerlediği görülmektedir. Birisi sağa 60 derece eğimli ise diğeri sola 60 derece eğimli gibi gözükmektedir.
F2a
İstanbul’un Karadeniz kesitine bakınca orasının Horst şeklinde başka bir katmanın baskısı sonucu sıkışıp yükseldiği gözükmektedir.
Marmara denizinde ise atılımlı fayın güney kesimi ise daha stabil bir yükselme yaşamış ve dağılım yüzünden marmara civarı etkilenmemiş gözükmektedir. Aynı zamanda İstanbulun güneyi daha çok sadece yanal değil aynı zamanda yukarı atılımlı bir fayı göstermektedir. İstanbul iki taraftan da yükselen bir platform gibi düşünmek faydalı olacaktır.
Безымянный-1
Şimdi gelelim bu bilgilerin neden bu kadar bahsettiğime.
Aşağıda gördüğünüz resimde kocaeli – karadeniz arası fay atılımı görünümünü başka bir örnekten değiştirerek illustrasyonunu yaptım. Orada bulunan güney atılımları ile kuzey atılımlarının birlikte yükselmesi sırasında pek çok fay hattı iki levhanın karışımından ortaya çıktığını görüyorsunuz.
KAF örnek
Levhalar arası her dağ parçası kıvrımları ve aynı zamanda fay kırıklarının yükselme noktası veya sarsıntı olarak da adlandırabiliriz.
Tectonic-units-and-structural-zones-of-Turkey-modified-from-Okan-and-Tueysuez-1999
Yani Şile veya Boğaz’da olan bir küçük sarsıntı aynı zamanda Marmara / Adalar fayının hareketinin hala sürdüğünü ve bir kısım stresi attığının göstergesi olarak görebilirsiniz.
Küçüklüğümde 90’lardan başlayarak 2013 civarına kadar 3-5 adet 4 ve üstü şiddette deprem olduğunu hatırlıyorum.
Son olan deprem 4 nisan tarihinde olmuş.
Gelibolu sallantısı sonrası 2016 yılında Silivri açıklarında bir tane de olması en son bölgesel orta şiddetli depremi açıklamaktadır.
Gördüğünüz gibi deprem vakaları karadenize kadar çıkmaktadır.
Fayın şu an olan aktivitesinden tahminlerim hakkında soracak olursanız şunları söylerim.
Kandilli rasathanesi ölçümlerine baktığımızda şu değerler ortaya çıkıyor:
17 Temmuz ve 3 Eylül arasında İstanbul Sultangazi ve İstanbul Eyüp civarlarında 0 ile 2 büyüklük arasında 67 depremcik olmuş.
Levhaların halen daha iç içe geçtiğinin göstergesi olarak bunlar gösterilebilir. İstanbul mevzisinin alt tabakalarda doğuya ve batıya atılımın sürdüğünün göstergesidir.
Tekirdağ civarına baktığınızda 4 tane ve bunlardan çok daha güçlü deprem olduğunu görürsünüz. Hepsinin de Şarköy Uçmakdere civarında olduğunu görebilirsiniz.
Aynı zamanda Gebze taraflarında da 4 tane depremcik olduğunu görürsünüz.
Hafif kuru bir hamur olarak düşünürsek iki taraftan levhaları sıkıştırdığınızda orta tarafın yükseldiğini görürsünüz. Aslında Sultangazi – Eyüp civarında olanların hepsi halen daha yükselme aşamasında olduğunu göstermektedir.
depremcikler
Ne zaman bu depremler kesilir de çevrede olan yani Gebze ve/veya Tekirdağ civarlarında olan depremler sıklaşırsa o zaman sıkıntı olur diye düşünebilirsiniz.
Bir ihtimal de doğu ve batıda başlayıp merkezde tamamen bitmesi yerine o bölgeyi de atlar kuzey ormanları civarına doğru iyice dar alanı sıkıştırmaya başlarsa bunu düşünebiliriz.
Şu an fay halen daha hareketinde ivmeli olarak sıkıştırmaya devam etmektedir.
Yani önleminizi alın ardından da rahat olun. En azından belli bir dönem rahatsınız. Şu an fay yavaş yavaş kendini sıkıştırma sırasında zorlamaya başladığını söyleyebilirim. En son aşamaya gelmemiş gibi gözüküyor.
Kuzeyde yani boğaz hattında 4 şiddette depremlerin olursa anlayın daha zamanı vardır. Şimdilerde olmadığı için o bölgede bir sıkışma olma ihtimalini gösteriyor. Tabi Boğaz hizasında olan Sultangazi civarını hedef alırsak belki de magmanın hareketinin sürdüğünü de görmüş oluyorsunuz.
Birileri Türkiye’nin yaşamasını istemediği için, başka birileri rant için veya başka şekilde kendi çevrelerinde olan kehanetleri bir an önce gerçekleştirmek için birileri İstanbul üzerinde böyle insanların inançları üzerinden bir oluşum sağlamaya çalışıyorlar.
Kaç seferdir bu durum sürdüğü için yine yine ve tekrar yine rahat etmemiz gerektiğini söylüyorum. Hep başka taraflarında yanal atılım merkezi dışında İstanbul civarında sarsıntılar olmuştur. Bunlar hem istanbul’un büyük sarsıntısının gücünü azaltan hem de nerenin hareket halinde olduğunu gösteren bir durumdadır.
Katman farklılıkları ve onlar üzerinde ince toprak altı dalgalar ile katmanlar incelenip hareketlerinin düzenli takibi yapıldığı müddet içerisinde sıkıntı olmaz.
Orada eğer magma civarında bulunan levhaların birbirine girmesinin durduğu gözlenirse o zaman topluca tvlerde yayınlara geçip enerjinin birikmeye başladığını duyurabilirsiniz. Tabi o kadar teknolojimiz var mı bilemiyorum. Onun yerine GPS ile de deneyebilirsiniz fakat altta olan takılmaları tespit edemeyeceği için bir etki etmez diye tahmin ediyorum.
KAF örnek1
Tabi öncül deprem historiğini ve benzeri mekanizmalarda kaçırdığım noktalar varsa onları belirten birisi olursa faydalı olacaktır.
İstanbul’un sıkışması örneğini tahminen yaptım. Belki de Avrasya plakası düz atılım ile hareket ediyordur. Yuvarlanma hesabı farklı olarak sıvımsı madde gibi düşünerek cevapladım belki hatalı olabilir.
Gönlünüz ferah olsun. Yakın zamanda gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Yine de kesinliği olmadığı için eksiklerinizi tamamlamanızı öneririm. İyi günler dilerim.
Ayrıca şu Pendik – Yeşilköy arası yüzer-viyadük projesini de yapmayı düşünenlere de sesleniyorum. Büyük proje diyorsunuz da bu sırf bir depreme bakan ölü bir yatırımdır. Umarım sadece proje olarak kalır.
istemezuk-cilgin-projeler
Karadeniz’in ortasını ilginç şekilde deniz ortasında Musa’nın yolu gibi bir şekilde olması da haritada ilginç bir detay olarak görüyorum. Belki de Mısır’da aranan kurtuluş hikayesi Buzul Çağ sonlarında yani -7600ler yada -3360 larda burada yaşanmış olmasın. Kim bilir…
Безымянный-1