Ebeveynlerin Çocuklara Yaptığı En Büyük Yanlış

Ebeveynlerin Çocuklara Yaptığı En Büyük Yanlış

Obez nesillerin altında yatan gerçeği açıklamak istiyorum sizlere. İnsanlar mutluluğu yemekte buluyor ülkemizde. Sebebini hiç düşündünüz mü?

Çocukluğumuza dönelim. Klasik bir psikolog ifadesi gibi değil mi?

Çözüm işte tam da bu sorunun altında.

Gidiyoruz çocukluğumuza. Aile içerisinde yemek sofrası kuruluyor. Herkes oturmuş ancak çocuklar oyun oynuyor. Çocuklar hemen uyarılır ve zorla masaya getirilir. Yemek yedirilir ve o bitene kadar da yemek başından ayrılamaz. Yemek bitmeden kalktığında ise şu sözü duyarsınız.

“Yemek arkandan ağlar”

Yemeğe davet ve yemek sonrası sürecin hepsi esasında bizim hayatımızı değiştirmektedir. Büyüyen bu çocuklar ileride mutluluğu yemekte aramaktadırlar. Yemek bitmeden ayrıldığında mutsuz olacakları gibi yemek yediklerinde mutluluk düşüncesi de oluşur.

Aileler kendi elleriyle çocuklarını obez yapmaktadırlar. Bu süreci yaşayıp o bağlantıyı kuran her insan mutluluğu yemekte aramaktadır.

Çocuklarınızı yemeye zorlamak yerine oyun oynamalarına bırakmanız daha iyi bir çözümdür. Sonuçta çocuk açlık çektiğinde atıştırmak için bir şeyler yemeye başlıyor. Belki terbiye için düzenli yemek alışkanlığını yaparsınız ancak o da çocuğun yemek saatini kendi vücudu üzerinden öğrenerek yapmanız daha doğru olacaktır. Diğer türlü bir obez yetiştiren ailelerden farksız olursunuz.

Temiz Çevre’nin Önemi – Psikoloji

Herkes mutlu olmak ister.

Bazıları kavuşacağına inanmadığı için etrafa nefretini kusar, bazıları mutluluk yolunda her gün kendini geliştirir.

Nefret edenler ve sürekli her şeyi duygusuz yapan kesimi es geçerek mutlu olmanın formüllerinden birisinden bahsedeceğim.

Mutluluk ve huzur amacıyla ilerleyenler için iki önemli nokta vardır:
1) Ortam (Bina – Eşya)
2) Çevre (İnsan)

İkisi de birbirine yakın kavramlar olsa da farklı durumları sembolize ediyor. İlerlemenin en iyi noktası ikisinin de çok olduğu yerdir.

Ekstra Bilgi :

Saygınlık kavramı bile bu iki durumu yükseltmek için kullanılan bir araç olarak görebiliriz. Parayı araç yerine amaç görenler ile saygınlık için uğraşanlar aynı durumdadır.

Konuya Devam:

Ortam kısmını farklı bir yazıda ihtiyaç hissedersem ele alırım. Şimdilik bilmeniz gereken “Temiz Çevre’nin Önemi”.

İnsan ilişkileri inişli-çıkışlı bazen kızgın bazen mutlu değişik bir denge esasında ilerler.

Çevre ilk anda veya sonra kötüye dönebilir. Bu kişiden kişiye ilişkiden ilişkiye değişen bir durumdur.

Aile ortamı gibi samimi çevreler dünyada cennet tanımının gerçekleşmesi gibidir. Bu ortamları yaşayan insanlar o saf temizliği gördükten sonra bir daha diğer durumları yaşamak istemezler.

Çoğu kişi nefret veya dedikodu pençesinde, iki yüzlü, gösteriş (riya) içerisinde boğulup gittiği – hatta alıştığı için sıkıcı ortamlar onlara alışkanlıktan rahat gelmektedir.

Düzgün çevreye giren insan ortamda sert bir durum olduğunda yerini değiştirmek ister. Çünkü her gerginlik insanın ruhundan çalınan bir parça gibidir.

Gerçekte istediği kadar rahat ortam olsun bazen olaylar durumların önüne geçer.

İyi niyet göstergesi olarak susmak hiç bir işe yaramıyor bazen. Bu sadece kafanın dolmasına ve daha çok yaşamınızın yerlerde olmasına sebep oluyor.

Duygusal canlılık ve dürüstlük gibi erdemler insanı var eden durumlardır. Bunları koruyan çevreler ile yaşayanlar ise samimiyetin doruklarına ulaşmasına ve hayatın güzelleşmesine sebep olur. Korkunun birebir ilacı olur.

Çoğu kişi erdem eksikliği yaşadığı için yaşamında korkular ile yaşamaktadır. Geçim sıkıntısı, doğrular çıkacak korkusu, istediği yere gelme hayallerinin yıkılması bunların bir parçasıdır.

İnsanlarda ne kadar bu durum artarsa diğer çevreleri de bozucu etkide devam ediyor. Temiz çevre yaşama ihtiyacı sürekli artıyor. Çevresi bozuk olan da paraya sarılıyor ve zenginleri üstün ve rahat zannederek bunların peşinden gitme arzusuyla yanıp tutuşuyor.

Asıl erdem zenginlik değildir arkadaşlar. Zengin olan mutlu olsaydı şu an tüm zenginler 300 yaşına gelir ve 18 lik haliyle kalırlardı. Onların parasını koruma derdi sizin derdinizden çok daha fazla onları yiyip bitiriyor.

Çevresinde çakallar ve kurnazların doluştuğu için sürekli herkesin malına gözünü dikmiş gibi düşünmeye başlıyor. Tabi baba parası yiyen veya Koca parası yiyenler bu durumu bilmediği için onlar müstesna.

Fakir ve baskı altında hayat yaşamış bazı insanlara baktığınızda ya muhabbeti iyi olanlar ile birlikte olmaya başlar yada hiper zenginler ile beraber olur. Fakat hayat tecrübesinin verdiği olgu ile yaşamda duygusuz ve fazlasıyla özgürlüğe düşkün oldukları için bu durumları sadece geçici dönem multi ilişkilere sebep olur.

Dikkat edin. Çevrenizde küçüklükten beri bir kaç kez böyle kişiler karşınıza çıkar.

Çevre insan için en önemli durumlardan birisidir. Bazıları hayalleri ile yanıp tutuşur bazıları değerini bilmez, bazıları ise bunu düzeltmek veya korumak için gereğini yapar.

Temiz çevre sahibi olmaya bakın arkadaşlar. Salih (temiz yürekli) insanlar çevresinde olanları bencil, arsız, ikiyüzlü, saf, temiz, iyi fakat tecrübesiz gibi tanıması gerekiyor.

Kötü çevrede olanlardan kurtulup iyi çevrede safları sıklaştırmak bizim yapmamız gereken en büyük iş olmalı.

Bu şartlar altında ortada kalan iyi fakat bilgisiz ve sevgi yaşamadan olgunlaşmış kişileri ilk başta ayıklayıp bu çevreye katılabilir mi diye sevgi ve disiplin çerçevesinde eğitim yapılmalı ve bununla ilgili bir ilerleme yapmıyorlarsa da onları Allah’ın terbiyesine bırakarak devam etmek en mantıklı seçenek olarak gözüküyor.

Çevrenizi güzelleştirin, güzelleşmeyecek çevreleri terk edin, çevrede istisna bozuk olanlar varsa da onları da elemeye çalışın. Emin olun bir kere tadını aldığınızda o çevreyi korumak için bunları ister istemez yapacaksınızdır.

Bu da benim iyilere küçük bir muhabbetim olsun. Çok daha iyi bilgili kimseler olabilir. Duymayan olabilir, görmeyen olabilir diye duymayanlara, görmeyenlere nacizane fikirlerimi sunuyorum.

İyi günler dilerim, sağlıcakla kalın.

İnşaat Ekonomisi ve Toplumsal Psikoloji

İnşaat sektörü, ülkemizin temel gelişim dinamiği olarak seçilmiş sektörlerden en temeli olarak görebilirsiniz. Temel olması ile bizim Türkiye’nin Ekonomik Analizinin yapılmasını sağlar.

Aynı zamanda sektörün seneler içerisinde gelişmesine paralel geleceğe yönelik psikolojik etkileri / hasarları da zaman içerisinde yoğun psikolojik etkilere göre fark edilebilir hale gelir.

Ülkemiz 2002 senesinden beri sürekli gelişmek için İnşaat sektörüne abanmaktadır. Yurt içi ve yurt dışı alanlarda müteahhit olmaya aday olmuştur. Dünyanın en gelişmiş analiz yöntemi halkın arama alışkanlıkları ile pasif anket durumları ile gerçekleşir. Türkiye’nin ekonomik gelişmini de bu yol ile analiz edeceğiz şimdi.

inşaat 1

İlk olarak İnşaat sektörünün arama trendine bakarak talep durumunu göreceğiz. Burada görüldüğü üzere 2008 krizi öncesi başlayan duraklama süreci Ekim 2017 den itibaren hissedilir derecede Türkiye’nin ivmesinde kırılma yaşatmış. Bu dönemden sonra gelişen ekonomi talep konusunda duraklama sürecine girmiştir.

Ekim 2013 tarihinden itibaren ise inşaat sektörü talebi hafif daralmış ve yine alt barajını stabil olarak sürdürmeye devam etmiştir. Yüksek aritmetik ortalama düzleminde düşük dip noktaları ile devam etmiştir.

Özellikle dikkat çeken şey Ekim aylarında inşaat sektörünce talep dip noktayı görüyor. Ekim 2015’te bir dönem talep çok hızlı düşerken bir anda bir hamle ile tekrar nefes alacak seviyeye getirilmiş görünüşe göre. Ardından son darbeye kadar sektör aşağılara giderken bir anda yükselişe geçmiş ve tepe noktasını yapmışa benziyor.

inşaat 3

Yurt dışı etkenlere baktığımızda yakın Türkçeye sahip Türki devletlerde çok aratılması normal bir durumdur. Diğer açılardan baktığımızda ilk 4 yabancı devlet Rusya – Almanya – Birleşik Krallık ve Amerika olarak gözüküyor. Buralarda olan Türk nüfusu dışında Türk müteahhitlerin yaptıkları işlerin de yoğun olduğunu görmüş oluyoruz.

inşaat 2

Başka bir Konu ise İnşaat sektörünün Toplumsal Psikolojiye etkisinden bahsedeceğim. Burada ilgimi çeken ve bu yazıyı yazmama sebep olan başlık, resimde olan sağ altta bulunan “Rüyada İnşaat Görmek” yazısının olmasıydı.

Bu durum malumun ilanı olduğunu gösteriyor. Büyük çıkış yakalaması demek son sene içerisinde 50 kattan %5000 den fazla bir yükseliş yaşadığını ifade ediyor.

İnsanlar rüyada neden bir şeyi görür ? Bunun bir göstergesi olduğunu söyleyebilirim.

Reklamların diziler, haberler arasında görseller ile bazen de arka planda iş yaparken, yolda ilerlerken sözel işitme durumları ile sürekli insanların beyinlerine girip durmaktadır.

Farkında olmadan insanlar sürekli bir şeyler ile ilgilenmedikleri halde rüya görmelerinin de esas sebebi budur.

İnşaat firmaları sürekli bu kelimeleri satın alsınlar diye geçirirken insanların zihninde farklı yorumlamalardan geçtiğini göstermektedir. İnsanların beynine “Evden Sahibi Olmak” yerine “İnşaat Yapıyoruz” kelimesi kalmış gibi gözüküyor.

Bu da sürekli “İnşaat Rüyaları Görmelerine” sebep oluyor.

Toplumsal psikolojide etkileyen başka bir durum ise İnsanların geleceğin kariyer planlarında İnşaati görmesinde yatmaktadır.

İnşaat sektörünün dedikodu kanalları ve sürekli gündemde olmasının son durumu olarak büyüyen çocuklar da en iyi sektör olarak İnşaat kelimesini ÖSYM sonuçlarında aradıkları gözüküyor.

Aynı zamanda İnşaat sektöründe çalışan insanların artması da bu trendde en çok dikkati çeken özellik olarak gözüküyor.Yani Sektörde eski çalışan durumu en az 50 kat artmış trend içerisinde.

Ayrıca biz ağaoğlu filan diyoruz fakat en büyük kazancı Bulut İnşaat ve Rönesans İnşaat yapmış gibi gözüküyor. Bizim gördüğümüz en parlatılmışı ise sadece büyük ve az miktar iş yaptığının göstergesidir.

Ülkemizde olan büyük değişimler halkın psikolojisi ile ne kadar bağlantılı olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Ekonomi ile talep durumlarının da benzerlikleri kuşkusuz belirgin.

Son dönemde Ekonomimiz reelde hafif daralmış olsa da İnşaat sektörü üzerinden gelişim stabil talepte gözüküyor. Bu da İnşaat sektörünün ne kadar büyük bir iç dinamik gözüktüğünü gösteriyor. Tayyip Erdoğan’da bunu biliyor ki sürekli bu sektörün önünü açarak talebi canlı tutma yoluyla hareket ediyor.

Hareketli Araç İçerisinde Kitap Okuyamama, İstediği yapılan insanlar Sado/Mazo

Bazı insanlar hareketli araç içerisinde kitap okuyabilirken bazıları ise okumaya çalıştığı anda mide bulantısı ile karşılaşıyorlar. Bu yazım bunun sebepleri ve yapılması gerekenler ile ilgili olacak.

Kitap okurken midesi bulanan insan sözüm sana:

Normal bir insan hareketli objeleri yakalama kabiliyetine sahiptir. Yalnız bazı insanlar yazıların sürekli kaçması durumunda psikolojik olarak gerginlik hissetmeye ve yazıları topralayamamaya başlıyorlar. İşte o anda amigdala salgı üretimine geçiyor ve sizin sinirlenmenize neden oluyor.

Sinirlenen vücut hala odaklanmaya çalıştığı ve aynı zamanda kitabı anlamaya çalıştığı için mide bulantısı başlıyor.

1) Yapmanız gereken odağınızın kaçması süresinde oluşan etmenleri engellemeye çalışmak.

2) Kendinizi kontrol etmelisiniz. Odak bağımlısı olmayın. Odağı azaltın ilk önce.

3) Kelime bazlı değil bölge bazlı olarak bakın. Böylelikle karışan kelimeler belirli bir bölge çapında daha kaliteli görüşü sağlar.

4) Çevrenizde çok fazla stres yapan ve önemsediğiniz olay geçiyor olmalı. Siz bu süreçleri kafanızdan atın veya strestlerini azaltın.

5) Dışarıdan müdahele gelip sinirlendirecek etkenleri umursamayın.

6) Açlık gibi mide ile bağlantılı durumları düşünmeyin. Çok az mide bulantısı varsa bunu fark ettiğiniz anda ona odaklanmaya başlayacağınızdan sorun çıkabilir.

7) hareketli cisimlere karşı bakma refleksinizi geliştirin. bu konuda biraz eksikliğiniz vardır

Genelde bu tip insanlar beyinciği geliştirecek hareketleri geçmişte yapmadığı için zamanla körelen denge duyuları sebebiyle böyle olmaktadır. Özellikle düz yürüme, oturma ve benzeri monoton işlerinizden farklı olarak hareket eğimi farklı x kare ivmeli olaylara yönelmeniz gerekir.

ilgilendiğiniz taktirde böyle heyecanlı veya atraksiyonlu durumlara daha az etkilenirsiniz bu olayları yaparken.

Bir ara yürürken sağdan gelen aracı takip ederek onun arkasından geçme işlemini yaparken normal geliyordu. Sonra beş sene boyunca peygamber sünneti diye bahsedilen kafayı çevirmeden dolaşma adetine uyduğum için bu duyusal gelişimim geriledi. O seneler sonrası tekrardan bunu uygulamaya çalıştığımda bir anda kalakaldım. Midem bulandı ve takip ederken başım döndü gibi geldi. Tabi bu süreç hesaplama işleri ile hareketi yeniden konumlandırma-öğrenme sistemini uyguladığım zaman yeniden bu durum bana normal/sıradan bir davranış gibi etki etmeye başladı.

Bu olayım aslında hareket sınırlarını zorlayan kişilere normal gelen pek çok olayda bir anda baş dönmesi geçiren veya mide bulantısı yaşayan insanların neden böyle olduğunu göstermektedir.

1) Lunapark gondollarına binenlerin kusma sebebi

2) Arabada ters gidenlerin koltukta oturamama sebebi hep bundan.

Ters gitmeye alışmamış ve panikleyen insanlar ters gidemez. olayı akışına bırakıp umursamayan insan rahatlıkla gider. Kontrol bağımlısı olduğu kadar çevrede bulunan etkenlerde hep istediği yönde gitmesini isteyen insanlar genelde bu tip durumlara kapılır.

Dünya üzerinde herhangi bir şekilde akış kendi istediği gibi gitmediğinde çok sinir olan bu insanlar küçükken ebebeynleri tarafından çok fazla istediği yapılmış kişilerdir. Büyüdüklerinde ise arkadaş çevresi/sevgi olmak isteyenler tarafından öyle olmuş ki iyice beyin onu kanıksamıştır. Ardından gelen bu tip geçici durumlar onların tercih şartlarını zorlama amacına girer.

Kendi istedikleri olmayınca sinirlenen bu insanlar sonra olan dönemlerde olmadığı taktirde çok kötü bir şekilde saldırganlaşabilir veya tamamen kendine eziyet edebilir. sadist veya mazoşist insan davranışı kökeninin küçük bir kısmı da buradan gelir.

Çok eziyet çeken bir çocuk veya çok istediği yapılan çocuk fark etmiyor. İkisi de kutuplarda yaşayıp, yaşamadığı ezilme/ezme durumu yüzünden bu olaya girişiyor. Az bir kesimi orta durumlarda kaldığı için kökten (genetik) gelen bu davranışlar ile devam ediyor.

Bu süreçler başkaları üzerinde denenmeden empati ve psikolojik incelemeler düzeyindedir. O yüzden siz de görsel izleme ile oluşan yazının detaylarının ve datalarının tutulmadığı taktirde pek başarılı olamayacağını düşünerek tam rapor halinde süreci uygulamadıkça kesin sonucu gerçekten bilemeyeceksinizdir. Ama tahminler ve istatistik örneklem kümeleri ele alındığında yüksek ihtimal dahilinde böyle olması beklenmektedir hipotezimde.