Mekke Gerçekte Nerede?
–
Mekke tarihsel olarak bazı özelliklere sahip olsa da şimdi olan özelliklerin hiçbirisini taşımadığını geçen yazıda anlatmıştım. Haritalarda onun olduğu yerde Saba adlı bir şehir olmasına rağmen orada Mekke ile ilgili bir gram bağı olmadığı belli olmadığı özelliklere sahip olduğunu da anlatmıştım.
–
Şimdi gelelim tüm Arap aleminin tarihini geçtiği gerçek Mekke’nin ve Arap tarihinin özelliklerine.
–
Arap tarihinde şu özellikler geçmektedir. Müslümanlık ilk zamanlarında Roma’dan eziyet gören Allah’a inananlar o devletin çok tanrıcılık sistemine karşı saldıramadığı için Etiyopya’ya göç ettiklerinden bahsediliyor. O Etiyopya’ya göç eden Arap nüfus yoğunluğu Sudan ve Etiyopya genelinde olan genetik yoğunluğa bakılırsa çok fazla miktarda kişi göç etmiştir.
–
Ayrıca Saba kraliçesinin hikayesi de anlatıldığına göre o bölgede de eskiden bir Arap yerleşimi var ve Arap kültürü egemenliğinde olduğunu anlıyoruz. Ayrıca Mekke şehrine alternatif bir Kabe’de Yemen’de bir adam tarafından yapılmaya çalışıldığı da o tarihsel kaynaklar ve ayetlerde de geçmektedir.
–
Tahminen o kralın sülalesi sonradan Mekke’yi oraya taşıyan kişilerdir. Arap dünyasında iki tane fitne dönemi geçtiğini tüm tarih kaynakları da belirtmiştir ayrıca. Oralarda iktidar değişimlerinin de mevcudiyetinin olması çok normaldir.
–
Neyse gelelim konumuza tekrardan. Çok eskiden yaptığım bir araştırmada Nebati kültüründe olan tüm öğelerin Müslümanlığa oradan geçtiğinden bahsetmiştim. Bu öğeler tüm Allah isminden başlayıp Kabe kelimesine kadar gitmektedir. Nebatilerin Başkenti Petra olduğunu ve J1 geninin en yoğun olduğu bölgenin de orası olduğunu cepte tutalım.
–
Ayette Fil vakasının geçtiği şehir Abdulmuttalip dönemi yani tam Hz Muhammed’in dedesinin olduğu dönemde geçmiştir. Bakıyoruz Mekke’nin bölgesine Medine’den sonra uzun süre su yok ve Mekke civarında da kuyular o kadar fil ve orduya yetecek boyutta değildir. Ancak Petra su temin edilecek komşu şehirler olduğundan burada temin edilebilir.
–
Hadislerde Mekke’nin ticaret yollarının kesiştiği yerdedir demektedir. Sahih i Müslim de geçmektedir. Eski haritalarda tek böyle nokta var San’a harici bu rotada en yakın yer petra’dadır.
–
Ayrıca islam’ın ilk savaşına bakıyoruz. Bedir Muharebesi. Hz. Muhammed sığınarak çöllere burup kendini bir şehre attıktan sonra Mekke’lilerin tüm zenginliklerinin olduğu ticaret kervanlarını yağmalamak için saldırıya geçeceğini durum vardır. Ancak değersiz bir ticaret güzergahına gitmiş bir orduyu yenmeyi ticaret kervanı saldırısına tercih edilmesi abesle iştigaldir.
–
Gerçekte bir ordu 500 km öteden gelirse o orduyu pas geçip arkadan kervanı yağmalama fikri her zaman caziptir. Çünkü çölde ordu avlamak hiçbir avantaj getirmez. Çölde tek geçerli şey paradır.
–
Bakıyoruz o bedir kasabasına saldırmışlardır. Bedir kasabası da bakalım nasıl bir görünümde ve neredeymiş. Bedir için gidilen rotaya bakılırsa Ticaret kervanının güzergahını basılacağını öğrenen Mekkeliler Medinelilerden yani hazır ordudan iki kat fazla yol yapmışlar hem de o haber geldikten sonra oradakileri orduya toplama müddeti içerisinde olduğuna göre 4 kat daha hızlı hareket ettikleri ortaya çıkmaktadır. Bu ise doğa kanunlarına aykırı bir durumdur.
–
Bedir’in yapısına bakıyoruz üç geçişli rotası olan bir kurak vadiden bahsetmektedir. Vadi tanımım da gerçekten vadidir. Ayrıca bu vadi’ye baktığımızda tam da petra ile aynı özelliklere sahiptir görünüm olarak.
–
Burada Mekke yolu denen alçak bölgesi Mısır’a giden yer Medine’ye gittiği denilen yer Wadi Musa şehri’ne (Medine = şehir) gitmekte ve kuzeyde ise Suriye’ye giden yer yine aynı şekilde olmaktadır. Ayrıca şehre giden taştan rma yolu olması da o bölgenin önemli bir bağı olduğunu göstermektedir şehirle.
–
Ayrıca bu Mekke şehrine saldırmaya gelse Hz Muhammed orduyu uzaktan hazırlayıp gelmesi normaldir ancak şehre tüm mekke zenginliklerinin gelecek olması da oraya çok yakın bir yer olduğunu belli etmektedir. Petra yani arapça yumuşatılmış kelimeler kullanıldığında Bedirah (p -B, t-D) olması da savaşın burada olup sonradan farklı yerdeymiş gibi olduğunu göstermektedir.
–
Ayrıca tüccar kervanlarına saldıracakların haberini aldığında direkt şehirden adamları toplamışlar ve kervanı da kaçırmışlar. Bu olaylar orada aniden cereyan ettiğini göstermektedir. Yani casusu gördükleri anda silaha savunun demişler ve orduyu görünce kervan gelirken kervan kaçmış ve petra yani mekke şehri sakinleri tüm malları olduğundan kervanlarına siper olmuştur.
–
Mekke şehrinin ordusu ile kapışmak zorunda kalmasaydı tüccar kervanına o haritadaki gibi gidecek alanı olsa giderdi dediğim gibi.
–
Kervan yolları da Wadi Musa’nın oradan itibaren dağ silsileleri aracılığıyla her yere gidebildiğinden rahatlıkla her yere dağları takip ederek yani yolunu bilerek gidebileceğini göstermektedir.
–
Ayrıca Mekke’de Kabe çok sefer yıkıldığından bahsedilmektedir. Bu olay Mekke şehri gibi depremden uzak bir bölgede olması imkansızdır. O bölgede savaş yaşanması da muhtemel olmayacak kadar izbe bir noktadır. Tek kervan rotasına saldırmak yeterlidir. Ancak bakıyoruz Petra hem saldırı hem deprem bölgesi olarak çok yüksek derecede bir noktada olduğu görülüyor.
–
Petra’ya baktığımızda 551 yılında deprem olduğundan bahsedilmektedir. Tam da Peygamber doğmadan önce yıkılmış ve tam da peygamber eliyle yeniden taş konularak zamanda yapılabilecek bir dönemdeydi. Bundan peygamber 551 yıllarında belki de yaşıyor olabileceği de çıkmaktadır.
– https://www.arkeolojisanat.com/shop/blog/petra-kayaliklarin-ardindaki-kayip-sehir_3_1354578.html
–
Tarihi kayıtlara ulaşana kadar arada 4 halife dönemi kısaltılıp anlatılmış bile olabilir. Çünkü orada geçen olaylarda en saygın Hatice babası yani Ebubekir (Ebu = baba Bekir de erkek egemen toplumda tanımlama) hem Emevi hem Abbasi hem Hz Muhammed taraftarlarınca saygın görülen kişidir.
–
Burada tarihi gerçekler bilinmediğinden tabi müslümanların yerleşimi olduğu ve terk edilmesinin de topluca bu fitne dönemine rastlamasını da bilmediklerinden böyle demektedir.
–
Ayrıca tüm o dönemin asrı saadet müslümanlarına Bedirin aslanları denilmektedir. Bedir denilen yer savaş yerinden çok önemli bir kültür bölgesi hatta Mekke olmalı ki o kadar büyük değerle bu ifade kullanılmıştır.
–
Ayrıca Dünya’da sapmaları da hesaplayarak şöyle bir iz düşümde olanların mekke ile petra kıblesini aynı yere baktığından ibadetleri her türlü kabul olan bölgeleri de tespit ettim.
–
Meridyen çizgisi çektim ve bir de ikisi arasında rota üzerinden düz çizgi çektim. Ardından gidip sapma açısını kuzeyde çok güneyde ekvatora yaklaştığı için azalttığını görerek hesapladım ve şu kırmızı çizgiye ulaştım.
–
Petra’daki halk 368 depremi sonrası nereye gittiği sorusuna da şu cevabı rahatlıkla verilebilir. Kudüs diye bildiğimiz şimdiki Ağlama duvarının olduğu yerleşim yerine. Becca diye bahsedilen tanım doğru ise eğer eski arapça’da o bölge’den gidenlerin Aksa cami tarafına Kudüs’ün ağlama duvarının olduğu yeri merkez yapmış gözüküyorlar Emevilerle birlikte. İlk başkent değişimi burada gerçekleşmiş gözüküyor.
–
Sonra abbasiler kendileri iran tarafından gelmiş gözükse de Karmati ve Güney Arabistan’da olan Saba kültürüyle bağlı birileri olabilir. Çünkü Mekke’yi şu an olan Saba şehrine taşıyan yani köklerine saygın olarak kutsal eşyaları onların yerine götürüp ardından Bağdat’ta merkezi yerleşimi kuran’da onlardır.
–
Ayrıca Medine savunmasında olan olaylar analiz edildiğinde yine Petra’daki volkanik kayaçlara benzer özellik taşımaktadır. Yani Hz. Muhammed Bedir savaşında Petra’yı ele geçirmiş ve Kudüs’ten gelen akınlar sebebiyle orada Roma eyaletinde olanlarla savaş yaşamaya başlamıştır.
–
Burada şu soru ortaya çıkmaktadır. Acaba ilk gerçek kabe Kudüs’te midir? Çünkü İsa ile aynı yerde olan tapınak olan yer hatta emevilerin Aksa camisini yaptığı yer de buradadır. Ve Medine diye Petra’yı ele geçirdiği düşünülürse Medine savunma haritasının da Petra gibi iki dağ arası bölgeyi savunma olayı olduğu görülürse daha net anlaşılacaktır.
–
Tarihi kayıtlarda Hz İsa’nın olayını örttükleri gibi bunu da örtme olayları çok yüksek ihtimaldir. 632 senesinde Mekke fethi seferi ve Tebük seferi olayları da birbirine benzer durumları çağrıştırmaktadır. İkisi de birbirine benzer hareketlerdir. Birisi Müşriklere karşı birisi Bizans’a (Doğu Roma) karşı olsa da büyük sefer hazırlıkları yapılmış ve ikisinde de savaşmadan geri dönülmüştür. Ayrıca Doğu Roma’yı uzun zamandır Bizans diye yutturup ayrı bir kültürmüş gibi davranmaları da ayrıca dramatik bir durumdur.
–
Eğer gerçek Medine’de petra değilse bile Tebük’te bulunan bir şehir olma olasılığı daha yüksektir. Çünkü eski nebatilerin ikinci büyük yerleşimi Medain as Salih salihler şehri yani Hegra (Hacer) denilen bir yerdir. Ayrıca Petra’nın Hz İbrahim’in ilk yerleştiği yer olması ve Hz. İsmailin de Hegra şehrinde büyüdüğünden o şehrin de Hz İbrahimin ana yerleşimi kadar güçlü çölde olmasına rağmen yaşayan bir şehir olması da çok doğaldır.
–
Belki de Medine diye bildiğimiz yer Hegra bölgesi olabilir. Şu an orası arapların şirketleri tarafından tarım yapılan yer ve oranın kuyularında zehirli su var diye kimseye uzun zamandır o kuyulardan kimseye su içirmiyorlardı. Belki de Hz İsmail’den intikam aldıklarını düşünmüşlerdir. Belki de hz. Muhammed’den intikam aldıklarını düşünmüşlerdir kim bilir.
–
Hegra bölgesine de baktığımızda yine volkanik kayaçların gölgesinde olan bir yerleşim yeri. Tam da Medine benzeri bir yer. Sanki bir el Bedir bölgesini de Medine’yi de bilerek böyle yapmış ve tarihsel olarak karıştırılsın diye de onca çaba yapmış gibi durmaktadır.
–
Buradan özetle gerçek Kabe’nin Mekke değil de Petra’da olması ile ilgili çok mesele vardır. Hatta Kara Hacer taşı (Hacer-ül Esved) Mekke’de bir yapının küçük bir bölgesi iken Petra’da direkt olarak koca bir dağ Kara taşlardan oluşmuştur. Kısacası orada da sembolilk olarak oraya eklendiği de açıktır.
–
Gerçek Medine Hegra bölgesinde olduğu taktirde Mekke’ye sefer hazırlığı yapmak için o bölgede tüm arabistan’a üs olarak kullanıp yayılma ve üzerinden Doğu Roma’ya yapılan Petra seferi ile de Kabe’yi ziyaret etme meselesi gerçekleşmiş olması kureyş müşriklerine karşı Tebük seferi olarak bakabiliriz. Ardından Doğu Roma’lılar yine klasik Attila’ya yaptıkları gibi zehirleme işini birisine vererek Hz Muhammed’in gücüne karşı onun devletini bölmeye kalkmıştır.
–
Ancak sonraki sene iç karışıklıklar bittiğinde tüm Ortadoğu Müslümanların eline geçmiştir. Ve şu sözle de bu konuya nokta koyup o bölgenin Hz Muhammed tarihine kadar olan kısmı açıklayan ikinci başlığa geçmek istiyorum. Hz Muhammed Müşriklerle savaşırken hep Mekke fethi olarak bakıyorsunuz olaya ancak hep hedefinde İstanbul olduğunu da hadislerde geçirmişlerdir. Kısacası Hep Müşrik diye bilinen çok tanrıcılık oynayanlar ve savaştığı değerler Roma’lılardı. Bunu Peygamber ve savaştığı müşrikler de biliyordu. Ancak sonra tarihi belgeleri karartarak olayları farklı noktaya çekmeye çalışanlar da yine Romalılardı.
–
Gerçek tarih aslında Roma ve Araplar arasında geçen savaşlarla sürmüştür. Sümer kültürü öğesinden iki tarafın ilerlediği sonuç bu olmuştur.
–
Genel Arap / Yahudi Dünyası Tarihinde Petra ile ilgili Geçen diğer durumlar da şunlardır
–
Ardından genel olarak tarihe geçelim. Müslümanlar öncesi tarihte 3 kere yahudiler Mabed yapmışlardır. 3ü de Kudüs tarafındandır. Yani o bölgeye yakın yerler Arapların en çok önemsediği merkezler ve kutsal yerler olduğu ortadadır.
–
En büyük savaşı da ilk Babil’e sonra Asur’a sonra da Roma’ya karşı vermişlerdir. Mısırlılar bile ortada kalmış bir şiddet yönelimlerindedir.
–
Roma tüm dünyaya egemen olmaya çalışırken en büyük düşmanı tüm dünyaya egemen olmaya çalışan grup olan Yahudileri sindirme hareketine başvurmuş ve Hz. İsa onlara karşı egemenlik savaşının önderliğini yapmıştı. Ardından Kudüs Yahudilerden vassal devlet vasfından çıkarılıp Mabedi yıkılarak kendi egemenliğine alınınca Romalılar sonrasında Nebatiler’de vassal olarak alınmıştır. Sina yarımadası onlara bağlanılarak tüm bölgeleri Roma hükmünde olmuştur.
–
186 yılına kadar büyük isyanlar olmuş ve Palmyra İmparatorluğu kurulmuştur kısa süre 200 lü yıllarda. Ardından yine yıkılınca isyanlar devam etmiştir. Sürekli o bölge isyan ederken Uygur Türklerine şu an yapılan durumların benzerleri o dönem Roma tarafından uygulanmıştır.
–
Ardından Hz. Muhammed çıkmış ve söylenilen olaylar gerçekleşmiştir. Ayrıca Wadi Musa kelimesine bakılırsa Musa’dan beri tüm peygamberlerin o bölgede yaşadığı da rahatlıkla anlaşılabilir.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.