Planlamak, Spontane Yaşamak, Hayata Tutunmak

Arkadaşlar hayatta planlı gitmek ve her işi planlı şekilde yaşamak imkansız kadar zordur. Aynı şekilde sadece spontane yaşayarak da dünyada mutlu olur gibi yaşarsınız fakat ezilir gidersiniz zorluklar karşısında.
 
Bazıları 1, 2, 4, 10, 20 senelik planlarım var dediğimde hemen tepki ile karşıladılar. Sanırım her şeyi katı değişmez ve her şeyi madde madde yazılmış planlardan bahsettiğimi zannettiler sanırım.
 
Yok öyle bir şey. Olamaz da.
 
Plan diye bahsettiğim şey genel çerçeve bakış açısından bir durum. Olur olmaz diye ekstralara girmeden yapabilirsem olarak bıraktığım güncel tabir ile bir “to do list” gibi düşünün planı. Has, halis türkçesi ise “Yapacaklar Listesi”.
 
Mesela dünyada olan amacım sonucu ortaya çıkmış to do list’im 20 senelik ve 100 senelik planlarımı oluşturuyor. Geleceğe bırakabileceğim eğitim, yaşam, kültür ve değiştirme gücü ile ilgili potansiyeli hedef alıyor.
 
Aynı durum orta vadede süreç ile geliştirebileceğim planlarda geçerli. Gelecekte nerede olmam ile alakalı olan bir hedefi plan amacı olarak tayin ediyorum.
 
Mesela orta vade hedefim kariyer olduğunda iş konusunda gelişime odaklanmaya başladım. Bu durum öyle söylediğimde bozulacak kadar da gizli bir bilgi değil.
 
Herkesin yapabileceği ve başkaları yaptığında benim enerjimi pozitif etkileyebilecek ve bana olumlu katkı sağlayabilecek bir şey olduğu için böyle yazıyorum.
 
Kendi iç talebimi gerçekler ile tartarak oluşturduğum ve tecrübelerimden esinlenerek kendi özümden bunları oluşturduğum için her duruma göre otomatik ayarlama şeklinde oluyor.
 
Kısa vadeli planları da orta vadeli amaçlara göre yapıyorum.
 
Geçmişten bir örnek vereyim. Orta vadeli hedefim bir dönem kendimi bulmak ve karakter olarak geliştirmekti. Buna sebep olan durum da üniversitenin iş hayatı gibi uzun soluklu dönemden önceki son çıkış olmasıydı.
 
Kısa vadeli planlarımda mesela derslere odağımı düşürdüm ve etrafta olan yaşamdan izleri, psikolojik durumlarımı çözmeyi, tutarlı olabilmeyi sağlamayı esas amaca yöneldim. Daha çok hayatın tadını almayı ve sorunlar ile barışmayı ana hedefim altına aldım ve sorumluluklarımı minimum düzeye indirdim.
 
Tabi bu orta vadede yarar sağladığı halde uzun vadeli planlarda değişikliğe ve hayatımda kısa bir dönem plansız geçirmeme sebep oldu. Arada Carpe Diem diyenlerin gazına da geldim. Bu da aslında bana iyi ders oldu.
 
Çünkü güçlendiğinde olan hayat dengelerimi gördüm, hedeflerini kaybetmiş olanın verimlilik düşüşünü gördüm, fırtınalı yaşamın huzurlu yaşama göre zor fakat yine de güçlü hatta iradeli tuttuğunu fark ettim.
 
Plan dediğim de değişebilir bir task (görev) olduğu için bugün orta vadeli planlarım dün söylediğimden farklı olabilir. Normalde 1 – 5 senelik planlardan bahsediyorum.
 
Girişimciler nasıl süreci yönetirse onlar gibi fazlasıyla barışık olmaya çalışıyorum kendi bedenimle. Ahlak sınırları ve yaşamdaki deneyimler sonucu fark edilen gerçeklerden oluşan prensipleri de hesaba katıldığında kendinle barışık ve geleceğe ait ilerleme imkanı oluyor insanın.
 
Düşünün bugün ders çalışmak istemiyorum dediğinizi.
 
Carpe Diem deseydiniz spontane yaşamı kabul ettiğiniz için çalışmayıp başarısız olma ihtimalinizi güçlendirdiniz nefsinize boyun eğerek.
 
Tam tersini düşünelim. Tamamen planlı olarak çalışmayı düşündüğünüzde ise bu sefer yapacağım diye uğraşırken bunalacak belki de dersten nefret edeceksiniz.
 
Ben ise kendimi ikna ediyorum. Bunu da çevremde bulunan insanlardan olan delilleri göstererek yapıyorum. Aynı zamanda dersin keyifli olan kısımlarını düşünerek eğlenceli bir araç halini düşünüyorum.
 
Hem egomu bana küstürmeden hem de egoma boyun eğmeden bedenim ile barışık bir yolda planlarımı uygulamaya çalışıyorum. Bazen bedenime söz geçiremesem de sonra yaşadığım olaylar bedenime zorla eğitime tabi tutar gibi terbiye verdiği için o da belli süre sonra yapmamaya başlıyor zaten.
 
Böyle farklı kavramlar ve çift beden varmış gibi konuşmamdan korkmayın. Bahsettiğim bilincimin hormonlarıma etki edebildiğinden bahsetmem.Bunu da irade vasıtasıyla göstere göstere zahmetli bir yol içerisinde daha gerçekçi bir düzeye eriştirebiliyor insan. Tabi ben daha bu yolda emekleme aşamasında olsam da gördüğüm üzere faydalı bir durum.
 
Kısa vadeli planlar beden ile aklın uyumu içerisinde olsa da her zaman orta vadeyi yaşam şartlarında ortada bulunan en büyük soruna göre ayarlıyorum.
 
Mesela en büyük derdim ne? Şu an kariyerde belli bir noktaya varmak, çevredeki birbirine nefret edenler ve bombalanan insanlar. O zaman net hedeflerim de bunları düzeltmeye yönelik uğraşılar oluyor otomatik olarak.
 
Herkesi kardeşi görme ahlakı ile yetişen birisi sürekli yapılan kavgalar ile bölünen bir toplumda nasıl bir huzursuzluk yaşıyorsa ben de o durumda kaldım. düşünebiliyor musunuz? Bir anda binlerce on binlerce tanıdık ile konuşurken uzaklaştım ve yalınlaşma dönemine geçtim.
 
Bu karakter hedefimi tutturmak için çok faydalı oldu bir yandan. Allah’a dua ettiğimde karakterim sağlam olması için böyle zorluklardan geçeceğimi veya böyle sonuçları olacağını bilmeden etmiştim.
 
Hayırlı mı değil mi bilmem fakat duaların iyi kötü fark etmez sana yansıması uzun vadede istediğin sonuçta kabul olduğunu da görmüş oldum.
 
Belki karakterimde çok eksik vardır bilemem ama olabildiğince optimum olmaya ve değişimde iyi olan tarafların fazla olmasına çalıştığım için varsa eksiklerim düzeltmeye de çalışıyorum.
 
Yani orta vadeli plan değişse de onun uygulamasında halen daha düşük verimlilikte de olsa devam etmek gerekiyor. İlgin biter fakat yine de dikkatini çektiğinde direk kısa vadeli bir değişim için kredi açabilirsin ona.
 
Uzun vadeli planlar da öyle yapamadığımda sıkıntı olabilecek durumlar değil. Yapmaya çalışacağım ve her ilerlediğimi gösteren deliller olduğunda da ruhumu huzur içinde bırakan durumlardır.
 
Öyle kariyer olarak bakmayın duruma uzun vadeli planlarda.
 
Örneğin insanlara örnek olabilecek neler yapabilirim?
 
Gelecekte doğsaydım neleri yaparak daha sağlıklı bir ömür boyu yaşamımı sağlardım?
 
bunları düşünerek hareket edince de öyle zorunlu bir hareket değil kendimi eğitme süreci yapıyorum bir nevi. Çünkü gelecek sen nasıl istiyorsan öyle şekillenme ihtimali olan bölgedir. İyilikler ile dizili gelecek hayalleri belki de umulmadık derecede yüksek gelecekte büyük güzelliklere sebep olma ihtimalini ortaya çıkarır.
 
Senin sayende kurtulabilecek veya hayatını geliştirebilecek kişileri düşündüğün anda anlarsın ki uzun vadeli düşüncelerin önemini.
 
Belki 100 sene sonra yaşamayacağım belki 30 sene sonra da. Her nefes bile bir değerdir bu süreçte teste tabi tutulan.
 
Gidemesem bile bir adım ileri en azından uğraştım diyebileceğim. Hem de en verimli ve yapabileceğimin en iyisini yaparak.
 
Belki hayat şartlarım değişebilir belki de hayatım tümden alt üst olabilir belki tüm niyetlerim ve amaçlarımı kaybedebilirim ileride bunu Allah bilir.
 
Ne olursa olsun yollar değişse de hedefler de şaşsa da değişimlerde öz olan dünyayı ve geleceği (ahireti) güzelleştirmek ile ilgili geçmişte yaptıklarım bir şekilde beni belirli sınırlar içerisinde tutabiliyor.
 
Belki geçmişte bu gelecek hayallerim olmasaydı ben de boş gezenin boş kalfası görünümünde söğüşleme (başkasından geçinme) eylemini sürekli yaparak kolayca hayatta kalır ve fotokopi gibi olarak yaşayıp silik birisi gibi hiç olarak yaşar giderdim.
 
Belki de öyle bir hayat daha belki verimli geçer gibi gözükürdü fakat benim yaşamımda çok mağdur olurdum. Öyle olanlar çok olduğu için ülkemiz de bu halde ya zaten. Bilemiyorum. belki böylesi daha hayırlıdır.
 
Neyse, sadede gelelim. Plansız hayat seni rezil eder, sırf planlı hayat ise bazı şeyleri yaşayamadan hayatı kaçırmana sebep olur. Ortasını bulmak en iyisi.
 
Bir gıdım plan alacaksın hayatına ve kendi iç sesini de dinleyeceksin arada. Tabi Ahlak kuralları ve prensipleri keşfettikten sonra hepsi zinciri bir halkaya dönüştürüyor. Bir de Pırlanta gibi karakterin varsa o zaman al sana tek taş yüzük. Kadınlara en güzel hediye, erkeklerin de en ideal halidir bu.