İdam Kanunu Tartışmaları

İdam Kanunu Tartışmaları
 
Dönem dönem çocuklar ve kadınlar hakkında haberler çıkıyor. Bu haberler ardından idam muhabbeti etrafa yayılıyor. Bir değil iki değil pek çok kez aynı yol izlendiğini hatırlarsınız.
 
Isıtılıp ısıtılıp konulan bu muhabbetler belirli odaklar tarafından yayıldığını düşünüyorum. Hiç de iyi niyetli bir sebep için yapıldığını da düşünmüyorum açıkçası.
 
Yapılan propaganda aralığına bakılırsa 2019 cumhur-başkanlığı seçimleri sonrası geçirilmesi düşünülen bu kanun öncesi yapılan bir altyapı çalışması olarak görüyorum.
 
O dönemin şartları esas alındığında Eyalet sistemine geçiyoruz denildiğinde itiraz edecek herkesi yok edecek ve korkutacak bir hak sahibi olmak istiyorlar.
 
En mantıklı sonuç ise idam yasasını tekrar onaylatmaya çalışmak olacaktır.
 
Fırat’ın doğusu hakkında hala daha Amerika ile anlaşma yöntemine gittiğine göre çok olası bir iddiadan bahsediyoruz burada.
 
Eğer bu iddiam gerçekleşirse o zaman ne olacak biliyor musunuz?
 
Apo gibi varlıkların veya kadın ile çocuklara zorluklar yaşatan varlıkların iyice azması ve sivil ve masum halkın ise daha çok evlerine kapatılmasına dönecektir.
 
Hukuki mahkeme kararlarının çoğunu esas alarak bunları rahatlıkla söyleyebiliyorum.
 
İdam yasası hükümet başımızdayken yapılmaması gerektiğini en net şu iki olay ile ifade edebilirim:
 
1) Balyoz ve Ergenekon Kumpasları
2) Fetö davalarında hatalı cezaevi kararları
 
1) Balyon ve Ergenekon Kumpasları
 
Eğer idam cezası o dönem geçerli olsaydı şu an olay şu şekilde icra olacaktı. İçeri alınan tüm komutanlar idam edilecek ve 10 sene sonra kumpas oldukları anlaşıldığı için hatalı karar verdikleri ifade edilecekti.
 
Hatalı karar verdikleri için can verenlerin geri dönüşü olmadığı için de yapacak bir şeyimiz yok diyerek üstüne yatacaklardı.
 
Tazminat filan verilse bile bu olay sonucu yitirilen onca senede devlet bütçesi ile yetişmiş değerler (komutanlar) kaybedildiği için ülkenin milli değerlerinden kaybetmiş olacaktık.
 
2) Feto davalarında hatalı cezaevi kararları
 
Feto’nun çakallıkları yüzünden oluşan mağdurları olayı derinlemesine araştırmadan idam edilmesi sebebiyle binlerce masum belki de hayatlarının baharında yaşamlarına veda edecekti.
 
Kişilerin aileleri de dahil olmak üzere çevresinin devlete güveni kalıcı olarak yok olacaktı.
 
Tabi araştırmalarda sonradan bazı fetö çakallıkları fark edildiği için orada duruldu ve idam edilmedikleri için geri salınarak toplumda yerlerini almaya devam ettiler.
 
Gördüğünüz gibi hükumetin hatalı kararlarının devlete vereceği zararlar şimdiden iki kez engellenmiş oldu idam yasası kaldırıldığı için.
 
Yani gördüğünüz gibi idam yasası bu hükumet ile yan yana gelmemesi gereken iki kavram. Duygusal haberler parlatılıyor ve bilinçli manipülasyonlar yapılıyor şu anda. Bu haberler özellikle hükumet yandaşı kanallarda teşvik edilerek yayınlanması da bu konuyu doğru noktaya oturtuyor.
 
Konudan ayrı olarak bu konuya da parmak basmak istiyorum.
 
Geçenlerde biber üreticisi bir video paylaşmış facebookunda. Haberi irdeleyip mantıklı düzene oturtması gerekeceğine gelen videoyu paylaşıp üstüne çok fazla tartışma yapmıştılar bir sabah magazin programı adı altında bir şeyleri linç etme programına dönüşenler.
 
Biber yapımcısı videoda iki noktada ağır olarak mantık hatası olan iddiaları ortaya atmış ki insanlar gerçek olmadığını ve saçma olduğunu anlasın diye.
 
1) Kezzap dökerek bir günde büyüyorlar
2) Biberleri küçük alıyorlar. Şehre gidene kadar yolda büyüyor iddiasını derken koca biberleri göstermesi.
 
Bilen Kezzap’ın nasıl yakıcı bir madde olduğunu bilir. Dökersen çiçek iki dakikada kurur. Video içeriğinde büyümüş biberleri de göstererek aslında burada böyleler demekte ama iddiaları söyleyerek kendisi tezatlığa dikkat etmektedir.
 
Fakat program ona laf ederken bağlandı ve bunları anlatırken de bu sefer onu suçlamaya başladılar.
 
Haberci benim bildiğim haberin doğruluğunu ve mantığını ölçer öyle yayınlar. Hatta Müslümanın bir haberi temiz ve doğru kaynaklardan görmeden inanmaması gerektiğini, sorgulaması gerektiğini ve bu haberin hangi amaca hizmet ettiğini anlaması gerektiğini söylemiştim.
 
O haberi dinlerken ilk sefer pek önemsemediğim için ben de “öyle mi” filan diye videoda inanır gibi olmuştum. Üstünkörü dinlediğim için de video hakkında dedikleri yorumu mantıklı bulmuştum. Fakat biraz sonra daha dikkatli dinlediğimde “kezzap döküyorlar” ifadesi geçtiğinde direkt olarak dalga geçtiğini anladım.
 
Sadece bunu yapıp haberde yayınlamaya ihtiyaç duymuyorum diyeceklerine bir hata yapıyorlar ardından da yaptıkları hata sonrası karşısındaki adamı suçlayarak ikinci bir hata yapıyorlardı.
 
Dinleyenler o programı bilir. O gün bir de Almanyaya ihraç ettiğinizde bu videoyu izlediklerinde alırlar mı diye diyordu birisi. Gören bilir ki tercüme yapılsa bile o Almanlar en azından gümrük öncesi testleri yapacakları için, haberi kelimesi kelimesine dinleyecekleri için, inanmazlardı bile. adamlar dedikodu ile iş yapmadıkları için zaten böyle başarılı oluyorlar. Bizim halkın çoğunluğu gibi kolaya kaçıp başkalarının her dediğine inanarak ancak yerlerinde sayarlardı.
 
Rastgele aradığımda çıkan örnek bir Video:
 
Programı rezil etmemek için o günün videosunu paylaşmıyorum. Belki ileride habercilik anlayışında akıllarını başlarına devşirirler.

30 Ağustos 2016’ya Kadar Olacaklar Mı?

Arkadaşlar doğruluğundan emin olamadığım sezgisel çizimlerimden çıkardığım izlenimleri bahsetmek istiyorum. 3 Ağustos tarihinde öylesine karaladığım çizimlerde bir şey fark ettim.
 
30 Ağustos’a hükumet tarafından yapılması düşünülen olaylar silsilesini çizmiş olabileceğim.
 
Size şu sakinlikte garip gelebilir fakat umarım gerçekleşmez diyeceğim bir kaç şeyden bahsedeceğim.
 
Eyüp’te bir vahşet hazırlığı içerisinde olabilirler.
 
Garip bir şekilde tekmelenen ve yakılan insanlara benzer siluetler çizmişim. Aynı zamanda yağlı urgan ve idam ile ilgili kararı da o dönemde yapma potansiyelleri var gibi.
Orada bir Semih ismi bayrak sembolleri arasında yer alıyor. Yıldızı da elleri iki yana açık insan şeklinde.
 
Çizimlerde Komutan halkı galeyana getirip Batı kültürü kıyafetlileri süpürme ve kültürü korkuyla değiştirme planları yapıyor olabilir.
 
11 Ağustos çizimlerinde de buna ek olarak Asker ve işid militanı tipler ortaya çıkıyor ve yine idama zorluyorlar bazılarını. Orada birilerine diz çöktürmeye çalıştığını tekrar eden durumlar var.
 
Ardından çölde zorluklar ile doğan çocuk ve barış güvercini ifadesi çıkıyor.
 
Bilmiyorum ama umarım gerçek olmaz. Çünkü bunlar olursa müslümanlık değil sadece vahşet getireceklerinin ön göstergesi olur.