Akrabayı Korumak

Pek çok kez dikkatimi çeken en önemli olaylardan birisi bu mesele. Toplumumuz içerisinde bulunan bir insan grubu akrabayı korumayı hukukun üstünde tutuyor.

İnsan tabi akrabasını veya başka bir yakınını ne yaparsa yapsın ceza alması gibi şeyleri istemez.

Özellikle Feodal yapılarda bulunan aileyi koruma meselesi ve aile hukukunun devlet hukukundan üstün olması durumunun popülerleşmesi sonucu kültürü bozması yapmayana da sirayet etmiştir.

Bir olay olduğunda başka kimsenin ceza vermesini engellemesini geçtim, mahkemeye taşımasını bile engelleme ve hukukun önünü kapatma işlerine girişiyorlar.

Bu tip ailelerde dikkat çeken bir söz vardır:
“Ne yaptıysa yaptı, biz (ben kendi ellerimle) cezasını vereceğiz(m).”

Sözleri böyle olduğu halde uyarır, belki bir kaç pataklar ama o aynen diğerlerine aynı davranır devam eder.

Hakkın yerini bulması ve o akrabanın sorumluluklarını fark edip kişisel sınırları bilmesi engellendiği gibi kendisini suça azmettirip bir şekilde kötülüğü yaptıktan sonra cezasız kalmasına da sebep olabiliyor.

Hukuk (her şeyden) insani her türlü duygudan üstün olmalıdır.

Akrabasını korumak veya kendi hukukunda terbiye etmek gibi durumlar için hukuktan bilgi saklamak ise hani o bahsedilen dilsiz şeytan tanımlamasının tam karşılığıdır.

Bir gerçeğin açığa çıkmasına engel olmak, onu sözlerinden eksiltme veya arttırma ile algısını değiştirmek tamamen bilinçli olduğu için ağırlaştırılmış bir cezanın verilmesi gerekmektedir.

Toplumumuzda her yerde akraba kayırmak ve başka türlü her olay akrabayı korumak olarak geçiyor. Akrabayı korumak tanımı bu değildir.

Akrabayı kayırmak demek ile bahsettiğim bu tip suçları örtmek dışında şu etkiye de sahip:

– İşe ehil olmadığı halde bir yere tayin etmek (Torpil yapmak)

Akraba korumanın gerçek tanım şu olmalıdır:

– Aç kaldığında
– Açıkta kaldığında
– Bilmediği şeyler hakkında bilinçlendirme/öğretme
– “hukuki sürece sebep olabilecek bir zulüm yapılan bir durumda” dışarıdan birisi saldırgan bir tavır sergilediğinde ortamı yatıştırıp hukuka emanet etme yoluyla adalete teslim etmek,
– zulmedecek/saldıracak/tehlikeli birisi ona karşı eyleme geçerken “hukuki işlem olacak bir zulüm yapmadığı halde” fark edip onu engellemeye çalışmak olmalıdır.

Özellikle üstüne basarak diyorum ki hukuki bir olay olduğu durumda halk adaleti olan legal mercilerde iş çözülmelidir.

Tabi bu devlet benim hukukumu taşımıyor deyip bu şekilde kendi hukukunu veya kendi kafanda olan (görüşsel islam hukuku gibi) tamamen duyumlar ve kültüre dayalı bir hukukunu uygularsan o zaman tüm insanlığı karşına almış olursun.

Çünkü hukuk her halkın kendi ahlakını temsil eder. Tabi her kültür de kendi hukukunu uygulamak isteyebilir. Bazı hukuklar birbiriyle çelişse de Çin hariç tüm Avrasya hukukunda ana metinler aynıdır. Çin hukuku hakkında bilgiye sahip değilim belki de onlarda da vardır.

O yüzden akrabayı korumanın hukuk içerisinde yasal olduğu da incelenirse görülecektir. Fakat tüm bu hukukları inceleyin akrabayı kayırmak yasaktır. Çalmak da, yalan da diğer her türlü olay da buna dahildir.

Dinler de hukuk da aynı temel esasında kurulmuştur. Adalet.

O yüzden her türlü hangi (Avrasya – Tanrılı) hukuk sistemi ile ilgili bir devlette ekmeğini yiyorsan dinine, diline, ırkına ve özgürlüğüne halel getirmedikçe onun hukukuna bağlı kalman gerekir. Burada özgürlükten kasıt asla ve kat’a günah işleme özgürlüğü gibi başkalarına zarar verecek şeyler değildir. Kişisel özgürlüklerdir.

Örnek 4 Kadın ile evlenmek isteyen ya toplumu müslümanlaştırmak için uğraşmalı ya o toplum kuralını değiştirmek için herkesi ikna edecek kanıtları sunmalı yada başka bu tip hak sunan bir topluma iltica etmelidir.

Akrabayı, akranı, konuyu komşuyu korumak için hukuku yok sayanlar büyük suç işliyorlar.

Adaleti ezenler bir şekilde belki olayların bilincinde bile olmayabilir. Fakat onu koruyan kollayanlar hem ona bilinç kazanılmasına engel oluyorlar hem de bilinçli olarak suçu örtmesiyle belki de toplum içerisinde nifak tohumlarının ekilmesine sebep oluyorlar.

Feodal düzende bu tip aile olayları sonucu kan davası, namus davası gibi olaylar çok olmuştur. Çünkü o zani hep haklıdır ve diğerlerine ne yaparsa yapsın da kendi üstün kültürleri diğerleri ile rekabette olduğundan böyle şeyler kaos düzeninde yasaldır gözüyle bakıyorlar.

Belki edilgen bir suç işlediyse (zulmü fiziksel ve maddi değil ise) onu işleyen kişiyi ailesi mazlum ile konuşarak ondan özür dileyip ardından bir şekilde olayın mağduriyetini giderdikten sonra (gönlünü alma örneğin) o suçu işleyeni bilgilendirdikten sonra izole etme ve bazı haklardan mahrum bırakma gibi bir şey yaptığında belki akraba koruma maddesine girebilir.

Genel toplum içerisinde gelecek nesillerde bir gıdım daha benden olsun buralar diyerek yapılan her kayırma hukuki kayırma yollarının da önünü açtığı için her türlüsüne engel konulmalıdır. Başka türlü adalet her türlü şirazesinden kaçmaya yatkın olacaktır.

Gözlemlediğim çevrede gördüğüm kadarıyla böyle olduğu için bunları esas alarak yazdım. Tabi Dünyada bilmediğim görmediğim pek çok olay da olduğu için hatalı düşünüyorsam da ancak sizler bilgilendirdiğiniz taktirde anlar ve ona göre görüşümü daha doğru hale getirebilirim bunu da hatırlatırım.